Bir yazara verilen onur nişanı : Poe’nun Gölgesi

Edgar Allan Poe’dan bahsedilince "Morg Sokağı Cinayetleri" gelir aklıma. Ortaokul yıllarında okuduğum bu öykü, Edgar Allan Poe’ya ait ilk ve son öyküdür. Akıl dışı görünen vahşi cinayetin, kıvrak zekalı bir dedektif tarafından analitik düşünce ile nasıl çözülebildiği anlatılır öyküde. Okuduğum yaşta bunu anlamamış olsam da, yukarıdaki cümleyi yazabildiğime göre belirgin olmayan bir zaman diliminden sonra anlamışım demek ki!

Polisiye, gerilim ve gizemli öykülerin öncüsü Edgar Allan Poe’nun inişli çıkışlı, zor, yoksullukla dolu yaşamı, Baltimore’da, 40 yaşında, bir hastanede son bulur. Ölmeden yedi gün önce, sokakta berbat bir halde bulunup hastaneye yatırılmıştır. Ölümünden sonra kendisi hakkında çeşitli spekülasyonlar yapılmış, alkol düşkünü, ikinci sınıf bir yazar olarak nitelenmiş, basında aleyhinde bir çok yazı yayımlanmıştır. Yazarın Baltimore’a niçin geldiği belirsizdir. Günümüzde mezarı halen Baltimore’da bulunmakta ve bu belirsizlik gizemini korumaktadır.

Eğer yazdığım bu giriş sizi meraklandırdıysa, sizi, okumanız gereken bir roman bekliyor demektir. O zaman buyurun bir sonraki paragrafa geçelim...

Günümüzün güçlü yazarlarından biri olarak değerlendirdiğim, Matthew Pearl’un kitabı Poe’nun Gölgesi, bizi, işte o zaman dilimine, Baltimore’a Poe’nun ölümünden sonraki olaylara götürüyor.

Kitap, mirasyedi, canı tez, ele avuca sığmaz, genç avukat Quentin Clark’ın sokakta yürürken, oldukça sade bir cenaze merasimine tanık olması ile başlar. O anda bu, Clark için sıradan bir olayken, merasimin başrol oyuncusunun kimliği belli olur olmaz, bu belirginlik onun için önemi göz ardı edilemez, sıra dışı bir olay haline gelecektir. O yazıştığı, hayran olduğu, beraber iş kurmayı planladığı, tüm öykü ve şiirlerini okuduğu Edgar Allan Poe’dur. Clark, hiç ummazken onu bu halde görmenin üzüntü ile sarsılır. Poe’nun ölümü kendi kitaplarındaki mistik gizemin bir yansıması olarak karşısına çıkmıştır adeta.

Ülkedeki tüm gazete ve dergiler, ölüm haberini onur kırıcı sıfatlarla süslerken, Poe’nun hakkında çarpık, uydurulmuş makaleler de yayımlarlar. Quentin Clark, yakınlarının karşı çıkışlarına karşın, Poe’nun onurunu kurtarmaya, yazar olarak hak ettiğini düşündüğü saygınlığı O’na kazandırmaya, O’nu Baltimore’a getiren sürecin gizemini araştırmaya karar verir.

Araştırmaların seyri Clark’ı, farklı ülke ajanlarının çekişmelerine , politik yolsuzluların tanıklığına, Baltimore’daki onur kırıcı köle ticaretinin karşı çıkışlığına götürür. İnsan ilişkilerinin yozluğundan, yayın dünyasının içinde bulunduğu çürümüşlüğe kadar bir çok toplamsal gerçek karşına engel olarak çıkmıştır. Kendi serveti, kariyeri tehlikeye düşerken, araştırmalar kendisini denetlenemez olayların ortasına düşürür. Kötü sonuçlanacak bir bitişi engellemek için mutlaka peşine düştüğü bu gizemi çözmek, Poe’ya hak ettiği saygınlığı kazandırmak zorundadır.

"Poe’nun Gölgesi" klasik roman tadında ve ayrıca günümüz kitaplarındaki macera öğelerini de içinde barındıran, akıcı, Edgar Allan Poe’nun onurunu kurtaran bir kitap olarak okunmayı hak ediyor.