Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir yedek subayın anıları-5.Bölüm

Bir yedek subayın anıları-5.Bölüm
 

Derken artık tanışma anı gelmişti. 15 günlük bir gözleme sürecinden sonra yaklaşık olarak herkesin kimyası hakkında bilgi sahibi olmuştum. Bir sabah Seyit abiye beraber iştimaya çıktık. Seyit abi beni tanıştırıp yanımızdan ayrıldı. Ardından ben konuşmaya başladım:

"Günaydın arkadaşlar, ben asteğmen Beşir Tayfur. Yaklaşık 11 ay boyunca bağlı bulunduğunuz bölüğün bölük komutanı olarak, bu kutsal vatan görevini yerine getirmek için sizlerle beraber olacağım. Lütfen siz benim nasıl birisi olduğumu anlamak için kendinizi yormayın, ben size bu bilgiyi hazır vereceğim. Kendim yapmadığım hiçbir şeyi sizden istemeyeceğim. Sizlere birazdan söyleyeceğim herşey benim için de geçerli olacaktır. Aksi durumu görürseniz lütfen gelin beni uyarın.

1- Hiçbir asker nöbetinde kesinlikle uyumayacak. Benim nöbetçi subay olduğum gün dikkat edin; ben de 24 saat esasına göre nöbet tutmamanıza rağmen hiç uyumayacağım. Özellikle benim nöbetimde bana uyurken yakalanmayın. Cezası neyse uygularım, kendi öz kardeşim bile olsa bu kural değişmez. Eğer nöbet tutamayacak durumdaysanız bana gelin, gerekirse nöbete başkasını gönderirim.

2-Hepinize bu vatanın evladı, bir anne-babanın göz nuru olduğunuz ve siz olduğunuz için sonuna kadar saygı duyacağım. Beraber çalışacağımız 11 ay boyunca size ağır, kötü ve küçük düşürücü en ufak bir söz söylemeyecek veya bu yönde bir harekette bulunmayacağım. Sizlerden de arkadaşlarınıza, komutanlarınıza karşı en ufak bir saygızlık görmek istemiyorum. Sorunlarınızı kendi metodlarınızla asla çözmeyecek, anlaşmazlık durumunda bölük çavuşuna gidecek, o da olmadı çavuşla bana geleceksiniz. Söz veriyorum sizi sorun ne olursa olsun geri çevirmeyeceğim.

3-Size hiç yalan söylemeyeceğim, sizlerden de hatalı bile olsanız doğru söylemenizi isteyeceğim. Eğer bir şekilde bana veya bir komutanınıza yalan söylerseniz ve de ben bunu ortaya çıkarırsam cezası daha ağır olacaktır.

4-Devreciliğe ve toprakcılığa asla müsade etmeyeceğim. Yeni gelen devrelere kötü davranan, onlara ilave yük yüklemeye kalkan karşısında beni bulacaktır. Bunlara müsade etmeyeceğimi peşin peşin söylemek isterim.

.....

Son olarak lütfen şundan emin olun, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, çevrenize de böyle davranın. Emin olun olumlu veya olumsuz neyi hakediyorsanız benden bunu alacaksanız. Hepinize güzel bir gün ve görevinizde başarılar diliyorum."

Bölük küçük bir Türkiye gibiydi, her ilden, her yöreden. Ne yalan söyleyeyim İstanbul' dan gözüken Türkiye ile buradaki çok farklıydı, gerçeği buradaydı. Okuma yazmayı bilmeyenler bile vardı, onlar için okuma-yazma kursları tertipliyorduk. 2 metre boyunda olandan, 110 kg ağırlığında olandan, 1.5 metre boyunda olana kadar kimler yoktu ki. Türkçeyi konuşmakta zorlananlar bile vardı. Garibanlığı yüzünden okunandan, nöbetten yırtmak için intihara meyilli ruh haline sahip biri gibi gözükmeye çalışana kadar hemen hemen herkes oradaydı. Eğitim subayı da olduğum için her çarşamba tüm birlik benimleydi, son dersi onlara birşeyler verebilmek için askeri eğitimin dışındaki konulara ayırıyordum. Evlilikten, eğitime, teknolojiye, ülke problemlerine kadar herşeyi beraberce tartışıyorduk. Bu da onların çok hoşuna gidiyordu.

<ımg style="WIDTH: 310px; HEIGHT: 221px" height="430" alt="" hspace="0" src="/Images/Blog/BlogResimleri/14082006190910.jpg" width="449" align="left" border="0">

Bölüğün çavuşları gerçekten çok iyiydi, sağolsun Sami, Hakan ve Ersin çavuşlar elim kolum gibiydi. Herkesin askerlik görüşleri farklı olabilir, ancak bana göre en zor işi yapanlar çavuşlardı. En azından bizim birlikte bu böyleydi, bizler akşam mesai bitince gidiyorduk, onlar 24 saat boyunca askerle iç içe yaşıyordu, bu süre boyunca sorumluluk hep onlardaydı. Gitgide askerler bana ısınmaya başlamıştı, çavuşlardan ve bire-bir askerlerin kendilerinden düşüncelerini alıyordum, beni çok kısa bir cümleyle tarif ediyorlardı: "Çok yakın, samimi, kurallara bağlı ama yanlış yapılırsa bir o kadar da tehlikeli..!!!"

Bunu test etmeye kalkanlara cevabım askerliklerinin 1 hafta uzaması oldu. Öyle ya nöbetini çapraz tutuşta tutanla, kuleye çıkıp, tüfeğinin üzerine yatıp uyuyan arasında bir fark olmalıydı. Aksi halde bu işini nizami yapana en büyük hakeret olacaktı, vatan uyuyarak korunamazdı, hayatta bazı şeylerin affı yoktur ve olmamalıdır. İlk ayda yaşanan iki olaydan sonra askerliğimin bitimine kadar kimse aynı hataya düşmedi. Benim nöbetlerimde hiçbir sabit kural yoktu, devriyeye herhangi bir an çıkar, herhangi bir yoldan giderdim, bazen kimse devriyeye çıktığımı bile görmezdi, tek başına gezerdim. Amaç çok basitti, işin ciddiyetini göstermek, herkesi tetikte tutmak, bazen basit hatalar birçok kişinin hayatına mal olabilirdi.

Kuraldır hep çavuşlara yemek duası yaptırılırdı, benim nöbetlerim hariç. Genelde toplum önünde konuşmaktan sıkılan çekingen, içine kapanık askerler benim gözdelerimdi. Onlara bu korkularını yenmeleri adına saklandıkları köşelerden bulup çıkarıp bağıra bağıra dua ettirirdim. Her geçen gün yaşadığım olaylar beni şaşırtıyordu. Bir gün bölüğü bir askerin babası aradı, santral direkt bana bağladı, babayla aramızda aynen şu konuşma geçti:

- Komutanım iyi akşamlar, ben ...........' ın babasıyım. Sizden bir ricam olacak.

*Buyrun babacığım ne demek...!

-Komutanım bu adamı izine falan göndermeyin, gelince annesini ve beni dövüyor. İnan ALLAH' a ne yapacağımızı şaşırdık. Bari orda kaldığı sürede rahat olalım. Senden isdirham ediyoruz.

*Tamam babacığım, ben gerekeni yaparım.???

<ımg style="WIDTH: 384px; HEIGHT: 245px" height="311" alt="" hspace="0" src="/Images/Blog/BlogResimleri/14082006191508.jpg" width="373" align="left" border="0">

Şarkışla' da kış şartları gerçekten ağırdı. Nöbetci olduğum günlerde gece birliğin bulunduğu tepede -30, -35 derece ısı değerlerine çok şahit oluyordum, neyse ki hava kuru olduğu için bu soğuğa dayanabiliyorduk.

Devam Edecek....

 
Toplam blog
: 410
: 3283
Kayıt tarihi
: 13.04.06
 
 

Bilgisayar, elektronik, internet alanındaki son gelişmeler. Tüketici elektroniğindeki trendler. Otom..