Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '21

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Bir Yerlere Ait Olmak

Kendinizi bir şeylerin içine ya da bir yerlere sığdırmayı çalıştığınız oluyor mu? 

Çözüm, ikisinin arasında bir yerde, iki arada bir derede kalmaksa!!!

Astroloji haritanızda, benim gibi gezegenlerin dağılımı dağınıksa, sürekli kendinizi bir yerlere sığdırmaya çalışırsınız. Bu durum uyumsuz muşsunuz gibi görünse de bu isteğin arkasında her şeyle bağlantıda olmak isteği vardır. Hiçbir şeyin dışarıda kalmasını istemezsiniz. Düşmanlarınızın dahi iyi olmasını istersiniz. Sürekli paylaşım içinde olursunuz. Ben faydalanıyorsam diğerleri de faydalansın dersiniz. Arada bir kin tuttuğunuz olur tabii. Kin tuttuğunuz kişiden çok, kin tutma duygusu rahatsız eder sizi. 

Bir yerlere ait olma hikayesi, bu dünya var olalı beri zihnin yarattığı en büyük hikayelerden biridir. Akıl, sürekli bir yerlere ait olmanız için, geçmiş travmalarınızı kullanarak sizi manipüle eder. Neyse ki Pandemi, zihnin bu yapısını alt üst etti. 

Birdenbire her şey değişti. Mesela, sevgimizi ifade etme şeklimiz, sevdiklerimize sarılmamak, onları öpüp koklamamak haline geldi. Bunun gibi daha bir sürü tuhaf gelen şey doğru olmaya başladı. Artık referans alabileceğimiz bir geçmiş yok. Tüm dengeler yeniden yaratılıyor. Yeni yaratılanlar ise bir sonraki Corona 21 ya da 22’de yeniden değişecekler. O zaman neden bir yerlere ait olmak konusunda ısrar ediyoruz? 

Bu öylesine bir istek ki, kötü alışkanlıkları da beraberinde getirebiliyor. Örneğin, bir yerlere ait olmak, bir şeylerin içine kendimizi sığdırmak için yalan söylüyoruz. Bu yalanı en çokta kendimize söylüyoruz. 

Kendimize yalan söylediğimizde diğerlerine eyvallah demiş oluyoruz. ‘’Eyvallahlar’’ birikiyor, bumerang misali büyük bir keder yumağı halinde geri dönüyor. Gerçek şu ki, diğerlerinin istediği şekilde davranarak mutlu olabilene rastlayamazsınız.  Zaten ne istediklerinden bir haber olan insanların istediği ya da ifade ettiği gibi yaşamak mutluluk getirmez.  

Peki ne yapalım?

Kendinize ait bir alanınız olsun. Kendi deneyimlerinizi kendiniz belirleyin. Mesela, bazı insanlar sizi yok sayabilir. O zaman sizi olduğunuz gibi kabul eden arkadaşlarınızın yanına gidin. Sizi olduğu gibi kabul eden arkadaşlar, kendilerini pek göstermezler. Olduğunuz gibi kabul ettikleri için çoğunlukla sessiz kalırlar. Şimdi belki de zihninizde şöyle bir soru belirmiş olabilir.

Kendi deneyimlerimi nasıl belirleyeceğim? Bunu yapmayı bilmiyorum.

Çok haklısınız. İhtiyacımız olan alanı bir türlü sunamayan bir toplumda yaşadığımızı düşünürsek kendi deneyimlerimizi yaratmak kolay değil. Bir şeylere ait olmak yerine kendi deneyiminizi yaratmak başlangıçta tuhaf görünebilir. Fakat şimdikinden daha iyi olacağı kesindir. 

Ben hazırım diyorsanız, bugün dışarıya çıktığınızda kim olduğunuzdan gurur duyarak, kendinizi düzeltme ihtiyacı hissetmeden, yürümeye deneyin… 

Laf aramızda, kendinizden gurur duyduğunuzda, diğerleri de sizin sahip olduğunuza sahip olmak isteyecekler. Sizden ilham alarak kendi deneyimlerini yaratmaya başlayacaklar. Dolaylı da olsa diğerleri için yapabileceğiniz en iyi yardım kendi deneyimlerinizi yaratmak olacaktır. 

Her Daim Sevgi Ve Işıkla

Sibel KAVUNOĞLU

 
Toplam blog
: 615
: 248
Kayıt tarihi
: 09.11.10
 
 

Geçmişte finans sektöründe ağırlıklı olarak iyileştirme ve geliştirme projelerinin hayata geçiril..