Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '07

 
Kategori
Sinema
 

Bir yıldız kaydı sanat dünyasından…

Bir yıldız kaydı sanat dünyasından…
 

Altmış beş yaş…

Bırakıp da bizleri gitmek için çok erken…

Ama gitti işte Savaş Dinçel…

Geriye pek çok tiyatro oyunu, sinema filmi, dizi film, karikatür, afiş, piyes bırakarak gitti…

Geride gözü yaşlı pek çok sevenini bırakarak gitti.

Geriye yeri doldurulamayacak bir boşluk bırakarak gitti…

Kara toprak mı, sağlığa zararlı olan sigara mı aldı O’nu bizlerden…

Gitti zamansız… Geriye pek çok miras bırakarak gitti.

Bizlere bıraktığı mirastan bazıları… Aklıma ilk gelen Savaş Dinçel imzalı oyunlar, sinema ve televizyon filmleri “Ağır Roman, Sinekli Bakkal, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Kurtuluş, Cumhuriyet, Üç İstanbul, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Keşanlı Ali Destanı, Vişne Bahçesi, Bizimkiler, Ekmek Teknesi, Sessiz Gemiler.”

Sevgili Dinçel bir röportajında "Ressam olsanız, yaptığınız resimler sizi her zaman anlatabilir, ancak tiyatro öyle nankör bir iştir ki, sahneden indiğinizde geride bir şey kalmıyor." demiş… Ama geriye o kadar şey bıraktı ki … Tiyatro sahnesinde kelimeler uçuşup, replikler perdeye asılı kalıyor belki ama yüreklere yerleşen roller… O rollerdeki karakterlere hayat veren sanatçılar… Öyle derin izler bırakıyor ki izleyicilerin yüreklerinde… Öyle bir sevgi yumağı oluşuyor ki gönüllerde… Sizler … Sanatçılar… Bizleri tanımıyorsunuz… Ama sizler öyle bizdensiniz, bizim ailemizdensiniz ki…

Savaş Dinçel’in ölüm haberini aldığımda içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim… İçim yandı…Birkaç bölüm göremeyince Sessiz Gemiler’de endişelenmiştim… Ama o haber ateş gibi düştü yüreğime… Ve cenaze törenini izlerken televizyondan gözyaşlarımı tutamadım… Orada kendisini yakından tanıyan, onunla yemek yemiş, sohbet etmiş, aynı sahneyi paylaşmış insanlar vardı daha çok… Ya bizler… Televizyonu başındaki sevenleri, izleyenleri…

Keşke bir oyun olsaydı yaşananlar… Perde kapandığında bizleri selamlamak için görünseydi Savaş Dinçel… Ayakta alkışladığımızı görebilseydi kendisini… Yaşananlar bir tiyatro oyunundan ibaret olsaydı keşke…

Altmış beş yaş…

Bırakıp da bizleri gitmek için çok erken…

Lakin, O’nu tanıdığımız için… Tiyatro oyunlarını seyredebildiğimiz için… Televizyon dizilerinde adını kalbimize yazabildiğimiz için… Sinema perdesinde izleyebildiğimiz için… Bugün çok şanslıyız biz… Onu seyredebilmek en büyük kazancımız.

Evet bir Savaş Dinçel geçti sanat dünyasından…

Her zaman hatırlanacak, hiçbir zaman unutulmayacak bir isim bırakarak dimağlarımızda bir Savaş Dinçel geçti sanat dünyasından.

Ölüm Allah’ın emri… Doğanın kanunu… Her canlı gün gelecek tadacak ölümü… Kaçarı göçeri yok… Yalnız değerli isimlerin zamansız gitmesi daha çok yaralıyor yüreklerimizi… Hele değerlerini bilemediysek...

(Allah rahmet eylesin… Başımız sağ olsun… )

"RESİM:ALINTI"

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..