Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Bir zaferin ardından...

Bir zaferin ardından...
 

www.milliyet.com.tr


Yorumcu Ahmet Çakar, Milli takımımızın yarı finale kadar gelmesini mistik güçlere bağlıyor ve en büyük güç olan Tanrı'nın bizimle birlikte olduğunu söylüyor.

Aslında pek de haksız sayılmaz. Allah'ın 16 takım içersinde tek müslüman ülkenin takımı olan Milli takımımızın yanında olması kadar doğal bir şey olamaz.

Maç izlerken ben de dahil bir çok seyircinin uğur denemeleri yaptığını biliyorum. Eğer bir gol yemişsek, oturduğumuz yeri değiştiririz. Santra programında sunucu gravat takmak uğurlu geldiği için her maçımızda gravat taktığını söylerken, Aziz Üstel ile Kazım Kanat da oturdukları yerleri değiştiriyorlarmış. Ben de İsviçre maçını kanepede izlerken, yediğimiz gol sonrası maçı yere yatarak izlemeye devam ederken 2 gol attık. Bundan sonra ise bütün maçlarımızı yerde yatarak izliyorum ve kazanmaya devam ediyoruz.

Maç sırasında dikkatimi çeken bir husus da penaltılar dışında bütün gollerimizi ekranın sağ tarafındaki kaleye attık. Acaba bu da başka bir uğur mu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

İşin mistik yanı bir tarafa, başarılardaki en büyük etken inançtır. Eğer oyuncularımız Avrupa Şampiyonu olacaklarına inanmışlarsa, takımda kim oynarsa oynasın, oluşturdukları düşünce zinciri ve kitlesel enerji takımımızı hedefe ulaştıracaktır.

Maçtan önce Hırvatistan teknik direktörü Biliç, takımımız için "Agresif ve iyi futbol oynuyorlar. Yenilmez değiller ancak son düdüğe kadar çok tehlikeliler" derken, attıkları golün sevinciyle tur atladıklarını sanmış ama takımımız hakkında kendi söylediği "Son düdüğe kadar tehlikeliler" sözünü bir an unutması, elenmelerine neden olmuştur.

Maçı izlerken, aksayan Sabri'nin yanında gözlerimiz Gökhan Gönül'ü ararken, en rahat olduğum zamanlar Hamit'in topla buluştuğu anlardı.

Bu başarıda teknik heyetle birlikte bütün futbolcuların payı olmasına rağmen ben bir futbolcu için özel bir bölüm açmak istiyorum. O futbolcunun adı Emre Aşık.

Belki çok kişi 1996 Avrupa Şampiyonası finallerine giderken, İsveç'e attığı golle Milli takımımıza finallerin yolunu açan kişinin Emre Aşık olduğunu hatırlamaz. bile. Faul yapma ve kart görme potansiyeli yüksek olan Emre o tarihte Fenerbahçe'de oynuyordu ve ilk defa Fatih Terim tarafından kadroya alınmıştı. Daha sonraları 3 büyükler dahil birçok kulup değiştirdikten sonra şimdi Ankaraspor'da oynaması, onun Milli takıma alınmasına engel teşkil etmedi ve Fatih Terim eski ögrencisini unutmadı. İsviçre maçında kanlar içinde kalmasına rağmen oyuna devam eden, daha sonraki Çek Cumhuriyeti maçında başı sarılı olarak girdiği maçta aynı başarıyı gösteren ve Hırvatistan maçında da mükemmel oynayan Emre'ye ayrılmış olduğu, pot kırmalarıyla ünlü eski sevgilisi Aysun Kayacı da herhalde gıpta ediyordur.

Bu turnuvada Avrupa şampiyonu olmamamız için hiçbir neden yok. 1992 yılında Yugoslavya'nın turnuvadan ihracından sonra tatilden toplanan oyuncularla Avrupa şampiyonu olan Danimarka ile 2004 yılında ev sahibi Portekizi iki maçta da yenerek kupayı kazanan Yunanistan şampiyon olduktan sonra bir neden olmayalım?

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..