Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '08

 
Kategori
Deneme
 

Bir zaman yolculuğu

Bir zaman yolculuğu
 

Soldan itibaren Fatma Aras, Burhan Günel, Ahmet Telli, Mine Ömer, Oğuz Tümbaş


MELTEM’LE GEÇMİŞE YOLCULUK YA DA AHMET TELLİ’NİN “DÜZEY YASASI” ŞİİRİ

Yıllar sonra insanın sevdiği, saygı duyduğu, önemsediği dostları, arkadaşları, tanışlarıyla karşılaşması bir başka oluyor. Onun için etkinlikler, izlenceler, rastlantısal buluşmalar, bana hep ilgi çekici geliyor. Şiir ya da öykü günleri, paneller, ödül törenleri, açık oturumlar biraz bizi buluşturan, özlem gidermemize aracı olan buluşmalar değil mi?

Kuşkusuz yaşlarla birlikte görüntü de değişiyor. Buna karşın özlemler de artıyor giderek. Bir yazarın, şairin, sanatçının çok eski yıllarda yayımlanan ilk ürünleri ola ki bir şekilde kaybolmuşsa, onu yıllar sonra bir dostunuz bulup getirmişse size, ne büyük coşkular yaşıyor insan. Benim de yıllar önce dergilerde yayınlanmış, ancak çoğunu bulamadığım, yitirdiğim şiirlerim, yazılarım oldu. Ne yazık ki ilk şiirimin çıktığı Sanat Dünyası, Çele’de yayımlanan birkaç şiirim yok bugün. Sevdiği, değer verdiği şeyleri yitirince nasıl özlüyor insan, nasıl arıyor. Hâlâ Su, Defne, Ilgaz, Çele, Meltem dergileri benim en değerli hazinelerim gibi önemli yerini korur kitaplığımda.

İzmir Kitap Fuarı’nın on üçüncü kez kapılarını açtığı Nisan ayında baharı, umudu, kitap kokusunu, dostlukları bir kez daha yaşadım. Ankara’dan Burhan Günel, Esra Odman, Aydın Şimşek, İstanbul’dan Hasan Hüseyin Yalvaç, Aydın’dan Ahmet Zeki Muslu, Tahsin Şimşek, Zehra Ünüvar, Datça’dan Suna Güler, İsa İnan, Ümit Yaşar Işıkhan dostları da görmüş oldum. Yeni kitaplar ulaştı elime, İlya Yayınları ve Alaz standında imza günlerine katıldım.

Kırmızı ciltli ömrü 15 ay süren MELTEM dergisini götürdüm Alaz’ın

bulunduğu yere. Ne de olsa benim gençliğimin, emeğimin, uğraşımın, heyecanımın, umudumun dergisiydi Meltem. O günleri bir kez daha yaşama fırsatı buldum. Fuar süresince birkaç kez Ahmet Telli de takıldı gözlerime. Birisinde Alaz Standının yakınından geçerken, seslendim, buyur ettim standa. Meltem’in Ocak 1969’da yayımlanan sayısında yer alan şiirini gösterdim ona. Şaşırdı, sevindi. 40 yıl sonra böyle bir durumla karşılaşmak onu da mutlu etmişti sanırım. Yanımızda Burhan Günel’de bulunuyordu. Ona da aktardı, şaşkınlığını. Veysel Çolak da o sırada yakınımızda bitiverdi. Onunla da sevincini paylaştı. Benden fotokopisini istedi o şiirin. Ahmet Tell’nin DÜZEY YASASI adlı şiirini burada da paylaşalım mı; ne dersiniz?

Bu koşul böyledir beş bin yıldır

Bunu sen iyi bilirsin-yaşadığın için

Ne ki…Gözlerin uyumsuz çaplarda

Hadi gittin diyelim

Bitiremezsin ki boşluğu


Yönsüz gerilimleri gözlerinde eskir yılların

Avuçlarımızın kiri iri harflerde kalır

Hep aynı yuvarlak çizgide koşarız dolu-dizgin

Oysa keskin tren yolları mutsuzluğa uzanır

Bilmeyiz ki;

Bilemeyiz ki dairelerde bitmez bu koşu


Hadi unuttun diyelim

Boşluğun ötesini duyuyor musun

Kırabiliyor musun ipleri


Hadi yine geldin

Bulabiliyor musun eski çağrıları…”

Gene kitaplığımda özel yerini koruyan bir antoloji var. Ahmet Telli’nin de yer aldığı 1966 Genç Şairler Antolojisi. Nuri Kırcıoğlu ve İdris Dinçer’in hazırladığı antolojiye ben de katılmıştım. Telli’nin de iki şiir vardı. Onun da fotokopilerini verdim Telli’ye. Yıllar sonra artık olgun yaşlarını süren iki şairin buluşması, sevinci paylaşması, az şey mi? İşte edebiyatın, sanatın, özelde şiirin güzelliği, özelliği, sevecenliği, değeri, önemi, anlamı…

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..