Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '18

 
Kategori
Şiir
 

Bir Zamanlar Acıpayam Ovası

Bir Zamanlar Acıpayam Ovası
 

“Evlat, gördüğün ova üstü açık bir saray
Kıymetini bil!..” derken uzaklara dalardı
İster ahar olsun ister çağıldayan çay
Babam ıslık çalarak kısrağını sulardı.
 
Küçüktüm o zamanlar,
elimde kuru değnek
Hayatta hayal gütmek,
anlamazdım ne demek
“Ancak emekle mümkün
helalinden bir yemek!”
Diye işe koşarken gün günü kovalardı.
 
Kara topraktı bize en vefalı sevgili
Kulakların ardında sümbülü, karanfili
Tepemize dikilmiş güneşin kızgın dili
Terden çamura dönmüş yüzümüzü yalardı.
 
“Dünyanın düzenini kurdu kuşu söylesin
Yaradan tembellere, aylaklara neylesin
Çalış, kuru ekmeği, suyu nasip eylesin.”
Bu minvalde tabiat kendini paralardı.
 
Kadınlar çocuğunu sarınırdı sırtına
İşe engel değildi ne yağmur ne fırtına
Yediden yetmişine çetin yaşam şartına
Pes etmeden duayla eker, diker, yolardı.
 
Tarlalarda, harmanda öküzünü yedenler
Fakirhanelerinde gönlü mamur edenler
İhsandan geçilmezdi gördüğün şu gidenler
Yüreğimiz yaşama sevinciyle dolardı.
 
Anam koca sürüyü tengerekte eğirir
Nasırlı elleriyle umutları yoğurur
Yastıgeçte açtığı yufka sacı doyurur
Biberli tuz dürünür tuluğunu bulardı.
 
O vakitler halının, kilimin bir dili var
Herkese ulu orta her şeyi söylemek ar
Dokuduğu motifi okuyanlar bahtiyar
Kızlar aşkı yazmaya, mendile oyalardı.
 
Arılardan örnekli bal damlayan dillere
Geçim yoklukta bile ibret olur güllere
Bir tebessüm yeterdi gönülden gönüllere
Güneş günü huzurla ambarına ulardı.
 
Kapılırdık ninemle masalların yeline
Az ama uz giderdik evvelin evveline
Dedem aşkla vurunca bağlamanın teline
Dağlara efkâr çöker sevdalara salardı.
 
Sürüsüne bereket leyleğin, kırlangıcın
Ebesi hayat olan zamanla saklambacın
İlkbaharda çiçekle gülümseyen ağacın
Dalındaki yapraklar sonbaharla solardı.
 
Kalbimizce temizdi hava, toprak, akarsu
Meyletmezdik eğriye varken işin doğrusu
Zaman ki altımızda atların en dorusu
Her gün geçen babamın sözünü doğrulardı.
 
05.04.2018
Salih ERDEM
...................................................................
Ahar: Hayvanların su içtiği taş veya ağaç yalak, çeşme yalağı.
Yastıgeç: Üstünde hamur açılan, yemek yenilen tahta
Tengerek: Yün eğirmeye yarayan tahta araç, iğ.
Giden: Çevre, etraf, taraf: (Şu gidenlere kurt inmiş.)
Tuluk 1.Süt, kesik, yoğurt, pekmez, peynir, yağ vb. şeyler koymaya yarayan ya da yayık olarak kullanılan deri, tulum.
.......................................................................
 
Toplam blog
: 153
: 88
Kayıt tarihi
: 26.11.13
 
 

Öyle bir yanmalısın ki; önce çehren, sonra çevren aydınlanmalı. Acıpayam / Denizli ..