Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '11

     
    Kategori
    Sinema
     

    Bir Zamanlar Anadolu'da

    Bir Zamanlar Anadolu'da
     

    Bir Zamanlar Anadolu'da filmi sinemeda izlendiği anla sınırlı kalmıyor. Bir süre, belki de bir film için oldukça uzun bir süre, insanın aklında sahneler, sorular dönüp duruyor.

    Filmi izlerken düşünmüştüm. En başta bir köpek vardı. Sanki kötü bir şeyi haber verir gibiydi. Sonra filmin ortalarında, cesedin başında duran ve daha sonra ağaçların altından cesedin başındakilere uzun uzun havlayan bir köpek daha vardı. Neden, diye düşünmüştüm, bu köpek ağaçların altından uzaktakilere havlıyor. Bunun bir nedeni olmalı.

    Filmi 12 matinesinde izlemiştim. Akşam Galatasaray-Bursaspor maçını izlerken birden anladım ki filmin başındaki köpek ile cesedin başındaki köpek aynı olmalı. Köpek, sahibinin cesedini 38 kilometre ileride bulmuş ya da  götürüldüğü arabayı izlemiş, gömüldüğü yerde, sahibinin başında bekliyor. Ceset, henüz ceset değil, canlı aslında; köpek, sahibini kurtarmaya çalıışmış demek ki. Nitekim, filmin sonlarında, otopsi sahnesinde, maktülün ciğerlerinde toprak bulunuyor, diri diri gömüldüğü ima ediliyor.

    Filmin büyüklüğü burada. Bütün bunları göstermiyor. Seyirci olarak siz yorumluyorsunuz- tabii eğer uydurmuyorsanız.

    Film, göstermedikleriyle büyük!

    Savcının, kalp krizinden öldüğü anlatılan güzel kadının intiharına sebep olan kişi olduğunu, yani aslında katil olduğunu da göstermiyor film, ima ediyor.

    Kameranın, hastanede, otopsi sırasında dışarıda çocuğuyla bekleyen kadının  topuklu çizmesiyle bacak bacak üstüne atmış bacağını salllayışını göstermesi de bir şey anlatıyor,. Kadının  bir gözünden sadece bir damla yaş süzüllmesi de bir şey anlatıyor.  Yasak ilişkiler bu tür işaretlerle veriliyor, karakterler  birkaç kelimeyle çiziliyor. Film bu tür güzelliklerle dolu.

    Bir Zamanlar Anadolu'da, çizdiği çelişkilele dolu kahramanlarıyla, domuz bağı gibi, daldan düşüp yuvarlanan elma gibi göndermeleriyle, cesedin yanına kavun koyup evine götürebilen araçsal akıl sahibi kişileriyle, cesedin başında  ünlü bir oyuncuya benzerliğinden gurur duyan insanın zaafını çizmesiyle  acımasızca gerçekçi,  güzel bir film.

    Benim Oskar'ımı aldı bile.

    Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

     
    Toplam blog
    : 1
    : 714
    Kayıt tarihi
    : 07.08.07
     
     

    Ceyhan 1956.  Lisans, Hacettepe; yüksek lisans, Çukuruva  Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Böl..