Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Anılar
 

Bir zamanlar çocuktuk.

Bir zamanlar çocuktuk.
 

Bugün dışarıda bir anne ve ufak bir erkek çocuğu gördüm el ele gidiyorlardı. Birden kendi çocukluğum geldi aklıma bende annemle böyle dolaşırdım.

Hiç unutmam E.T. filmi çıktığında annem ablam ve beni alarak Çemberlitaş’a Şafak sinemasına götürmüştü bizi. O zamanlar Şafak sineması şimdiki gibi bir sürü salondan oluşmuyordu sadce iki salonu vardı.

Filmin arasında annem bize muzlu süt ve kaşarlı tost almıştı. Bu ikilinin tadı hala damağımda. Film bitip eve dönmüştüm bütün gece babama filmi anlatmıştım. Şimdi anlıyorum bayıltmışım adamı.

Annemle en çok Fatih semtine gitmeyi severdim o zamanlar çünkü orada oyuncakçı Musti vardı ve her seferinde mutlaka bir sortim olurdu başarılı projelerimle. Mustiden aldığımız en çok sevdiğim oyuncağımda Bozo adını verdiğim ayımdı o zamanlar büyük bir ayıydı ve fakat zamanla o küçüldü bense büyüdüm. Bozonun bedenini aşağıya doğru eğdiğimde bir ağlama sesi çıkıyordu içinden. Sonra zamanla bu ses kesildi. Katıldı diye düşünmüştüm ağlamaktan Bozo..! Sonra zamanla küçülen Bozo da yırtılar oluşmaya başladı. Burnu koptu ve her seferinde anneme onu onarmasını söylüyordum. Hatta Bozonun portakal rengi papyonunu belki elli defa dikmiştir annem. Bozo yaşlandı yaşlandı ve birgün yeni bir eve taşınmıştık ben liseyi bitirmiştim o yıllar. Ev yerleştikten sonra bir eksik vardı. Bozo yoktu aradım her yeri anneme sordum bulamadık. Lojistik kazası olmuştu annem ve ablamdan şüphelendim ve hala bu şüphem sürüyor onlar itiraf etmeseler de Bozoyu kimbilir nerede bıraktılar. Onarmaktan bıkıp.

O yıllarda el kadar oyuncak bir köpek aldım yaşlı Boznun yerine içi boncuk dolu olanlardan adını da Hermes koydum. Şimdi onu daha güvende tutuyorum gerçi onda hala bir defermasyon söz konusu değil.

Öyle anılarla biriktirmişim ki çocukluğumda aklıma geldikçe veya onlara benzer olaylar gördükçe hemen anılarıma dönüyorum. Kokularını alıyorum içim cız ediyor.

Bundan sonra arada bir çocukluğumdan bana kalan hikayelerimden de bahsetmek istiyorum hatta yazanlar varsa okumak, paylaşmak isterim.

Belki geri dönüşü yok o yıllara ve fakat en azından içimizde bir yerde hala koşturan çocuğu biraz dışarı çıkartarak hava almasını sağlamak, belki parka, sinemaya götürmek, muzlu süt ve kaşarlı tost ısmarlamak biraz hüzünlü gelebilir ama yinede o günlere gitmek o günleri yaşamak her şeye rağmen güzel olur..!

Bu çocuk başka bir anıyla tekrar gelecek…

 
Toplam blog
: 99
: 2370
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1977 yılında İstanbul'da doğdu, zamanının getirdiği bir çok avantajı değerlendirdi. Sokakta oynad..