Bir Zamanlar Çukurova'da Aşk

Bereketli toprakların adıdır Çukurova.
Ülkemizin güneyini kaplayan beyaz altın deposu,
Turunçgil cenneti, erken hasat habercisi.

Ağalık sisteminin, marabaların yaşamının, bozuk düzenin, emeğin, sömürünün, çaresizliğin, yılgınlığın,adaletsizliğin dünyası.
Çukurova....

Toplumcu Gerçekçi yazarlarımız, bilhassa 3 Kemaller; bize o coğrafyayı tüm acımasızlığıyla, yazın dünyasında göstermişlerdir.

Bir Zamanlar Çukurova adını duyduğum ilk anda, tüm o kitaplardaki geçmiş zaman hatıraları gözümün önünden film şeridi gibi geçti.

Diziyi böylesi bir merakla seyretmeye başladım.

Dönem dizisi çekmek sadece dekor ve kostümden ibaret değildir.
Günümüz yıllarının mevzularını, insan davranışlarını, konuşmalarını, olay zincirini; elli yıl öncesinin tablosu içine adapte ederek ekran macerası yaşatmak, reytingsel kafanın tezahürüdür.
Malum ertesi gün listesi denilen bir canavar var ki; hammm yapıveriyor dizinin geleceğini;)

Velhasıl ı kelam, girizgah kafasından çıkıp, ekranlarımızı aşk sarmalında yakıp kavuran Çukurova dizisinin akıbetine bakalım.

İlk bölümlerde yarı yarıya giden bireysel ve toplumsal meseleler, son bölümlerle birlikte-ki bugünkü bölüm de dahil olarak- aşk ,entrika, kin, kıskançlık, intikam sacayağında dönmeye başlamıştır.

Hayırlı uğurlu olsun, nasılsa ölçümler garanti, gazla gitsin!

Çok şey yazılır da, uzun zaman sonra yazdığım ilk yazıda tahlillerle boğmak istemem cem i cümleyi!!

Isındıkça açılacaktır mutlaka bu parmaklar;))