Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
Mizah
 

Bir zamanlar öğrenciydiler...

Bir zamanlar öğrenciydiler...
 

— Tuğrul, senin ki ne? Bana tibiayı verdi bu kıl…

— Hıı... Asistanı diyosun di mi? Kılın önde gideni hem de. Şeytan diyo indir kafasına tibiayı mibiayı, aklı başına gelsin. Femur benim ki... ‘Küstüm Baba’nın ki hem de. Anatomi laboratuarının en yağlı kadavrası… Yapış yapış yağlar duruyo üzerinde kemiğin.

—‘Şehnaz Gelin’i kızlara dağıttı. Gram yağı yok rahmetlinin, bistüri kayıyor kemiklerin üzerinde. Bi de şunlara bak... Nasıl temizlenecek bunlar yaa... Hem eve götürmek çok normal gelmiyor bana. Vazgeçelim istersen. Şimdi düşünürsen; laboratuvar da normal de ordan çıkarınca!! Sonuçta ölü bunlar oğlum yaa… Üzerlerinde lime lime duruyor etleri daha. Bi ara temizlerdik ders arasında falan.

— Çıkmaz oğlum bunlar, tutkal gibi yapış yapış üzerleri baksana. Mundar ederiz temizliycez diye. Eve gidelim benim süper bir fikrim var. Kemikleri yarın götürüp tertemiz teslim edicez o kıla.

***

— Tuğrul, ben bistüri ile temizliyim derken tuberositas tibia’sını uçurdum bunun. He he.. Seneye bu kemikle çalışacak çömez, arar durur artık; ‘nerede ulan bunun çıkıntısı’ diye?

— Sen çok uğraşırsın daha. Bak birazdan şıp diye üzerinde gram et bırakmıycam kemiğin…

— Baya kararlısın ha? Ahaa, bi de kocaman kazan!! Nerden buldum oğlum bunu?

— Eee… Kızlara verdiği mandibula’yı bize verse, tencere de iş görürdü ama koca kemiği nereye sığdırıcan başka. Üst kattaki teyzeden aldım, ‘çamaşır için su kaynatıcam’ diye… Şimdi bak, kelle paça nasıl yapılıyor… Bu da onun gibi; kaynayınca kemiğin üzerinden ayrılacak etler.

— Ha ha... Oğlum iyi bari, sirke sarımsak falan da koysaydın. Töbe töbe yaa…

— Bırak dalga geçmeyi de koy elindekini kazana. Biraz daha uğraşırsan tam eğitim zayiatı olacak rahmetli.

***

— Tuğrul, oğlum çok kötü koktu yaa... Duman içinde kaldı mutfak. Olmuştur artık al bence kemikleri.

— Aç sen pencereyi, az daha pişsin. İyice ayrılsın etler üzerinden.

— Doğru mu yapıyoruz hala emin değilim ben. Günahı senin üzerine bak. Öbür tarafa gidince seni de kaynar kazanlarda haşlayacaklar haberin olsun.

— Ya Hasan’cım tamam, beni haşlasınlar. Sen de karşıma geçip, öyle bakarsın. ‘Küstüm Baba’nın ki de kocamanmış’ diye, kızların yanında dalga geçerken normaldi, di mi? Benim yaptığım anormal… Güzel çıksın kemik ortaya diye uğraşıyorum işte. Seneye daha iyi öğrensin çömezler.

***

— Ne pişirdiniz oğlum siz bu evde, gece vakti? Taa apartmanın girişine kadar geliyo koku. Bi de leş gibi… Açlıktan evdeki fareleri kaynatıp, çorbasını mı içiyonuz? Bak girişteki kedileri olan amca var ya, kapıya burnunu dayamış dinliyodu ben gelirken. Söylene söylene gitti. Apartmandan postalayacaklar oğlum sizi, kokutmayın ortalığı.

— Hilmi'cim bi de sen çıkma başıma. Bu Hasan’ın dır dırı yetti zaten. Kemikleri kaynatıyoz işte, anlatırım… Geç durma kapıda, koku gidiyor dışarı.

***

— Hasan, noldu lan kemik işi?

— Hilmi’cim, verdim kemikleri sabah züppe asistana. Sen gittikten sonra da, bütün gece kaynattık ama değdi. Cillop gibi tertemiz oldu valla ikisi de... Baktı, ‘nasıl da temizlediniz bunları böyle bi günde?’ der gibi, bizim kıl. Valla şu Tuğrul dahi çocuk. Uğraşırdık biz bunlarla üç gün falan, o akıl etmese.

— Sahi Tuğrul nerde? Görünmüyor hiç.

— Ya o kötü oldu işte… Girişteki kedici polisle gelmiş bu sabah, ben çıktıktan sonra. Kayıptı ya kedisi; ‘öldürüp yedi bunlar’ diye şikâyet etmiş. İyi ki erken çıkmışım evden. Kemikleri kurtardık ama ortalıkta yağlı kazan, koku falan olunca Tuğrul’u karakola almışlar. ‘Bul şu moruğun koca g.tlü kedisini’ diye telefon etti. Şimdi kediyi aramaya gidiyorum.

Tibia; Ön bacak kemiği
Femur; Uyluk kemiği
Mandibula; Alt çene kemiği
Tuberositaz tibia; Tibia üzerinde anotomik değeri olan bir çıkıntı

 
Toplam blog
: 48
: 1573
Kayıt tarihi
: 17.11.06
 
 

Konuştuğum gibi yazmamalıyım... Yazmak, konuşmaktan farklı ve her zaman onun önünde benim için.....