Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '12

 
Kategori
Şiir
 

Bir zamanlar ve şimdi...

Bir zamanlar ve şimdi...
 

Görsel: Adnan Durmaz'ın "Düş-sel" adlı tablosu...


Bir zamanlar, bayraktandı sanki bedenlerimiz

Yitip düşmedikçe bile.

Alınlarımız da kıpkızıldı ve geniş

Gündüzleri,

Ekip biçmek, yapıp eylemek için orak ve çekiç

Geceleriyse,

Onurlu düşlere gebe hayallerle

yatarken 'Ay ve yıldız' düşerdi hep üzerine

Bakışlarımız hep ileri doğruydu ve duruşlarımız dik,

Göğüslerimiz tunç siperiydi…

Meydan meydan, miting miting.

Şimdilerde alınlarımız rengârenk, sanki dört köşeli ve dar… Gündüzleri, üzerinde hep para birimi işaretleri var, gözbebeklerimizin içlerinde de.. Kredi kartları gibi; ürettiğimizin çok ötesinde harcayıp harcayıp tüketmek için… Geceleri, mavi-yeşilimsi ve kirli beyaz avuntular için ekran ekran bedenlerimiz… Herbiri bilmem kaç inç? Ve kirli bir körfez gibi artık göz çukurlarımız, içinde her türlü atığı barındıran…

Bakışlarımız hep hesap yapar gibi

Çoğu kez kısık

O yüzden olsa gerek göz kenarları da

erken yaşlarda kırışık

ve giderek irileşmekte gövdelerimiz

Dört çekişli araçlara bindirip indirip

AVM vitrinlerinde ve alt kat ‘fitness’lerinde

‘fit’ görünmek (n)için

Beyin kıvrımlarına hiç girmeyelim

Düz satıhlarda derinlik mi olur

Ve köpüksü var oluşlarda

İçindeki çoğu şeyse ya ezber,

Ya tercüme ya da ‘download’ edilmiş şeyler zaten!

Okullar, hastaneler derken artık güvenliklerimiz bile özel… Tenlerimiz, dokunuşlarımız ve solan duygularımız da öyle! Hatta hal hatır soruşlarımız dahi; en kalitelisi, en kıyağı, en pahalıya!

Eskiden akrep yelkovan hızında koşardı zaman

Şimdilerde, dijital kadranlarda dört nala bir kısrak gibi koşan

İşte böylesi şimdiki zamanlarda

Uçuşurken görüyoruz artık onların çoğunu,

Bizlerden uzak ve havada

Kışları narin kar taneleri, baharlarda polen

Ve yaz aylarında da kelebekler halinde

Geçmişe dair iyi, güzel ve değerli ne varsa

Bir zamanlar düş'sel'dik, şimdilerde küre'sel'

Hep 'sel'e mi kapıldık ne, ey halkım! 

Sanki her şey bir oyun, aldatmaca, dış görünüş fetişizmi ve yarış havasında... Yüksek sür'atten olsa gerek ne zamandır havalandık ey halkım! Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…

Kimilerine göreyse selamete…

İ.Ersin KABAOĞLU,

9 Ağustos 2012, Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..