Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '14

 
Kategori
Sinema
 

Bir zamanlar yazlık sinemaya giderdik.

Bir zamanlar yazlık sinemaya giderdik.
 

Biraz evvel sosyal paylaşım sitemde bir ilan gördüm. Kuzguncuklular Derneğinin bir duyurusu. İlyanın bostanında yazlık sinema etkinliklerinin başladığını ve her cumartesi pazar gecesi minderini, taburesini kapıp gelmelerini duyuruyordu Kuzguncuk halkına.

Doğumdan Kuzguncuklu bir kişi olarak bu ilan beni çok etkiledi. İlyanın bosyanını hatırlıyorum. Babaannemle gidip domates, patlıcan aldığımız ve güzel alışverişin sonunda büyüklerimiz çardağın altında çay içerken salatalık fideleri arasında koşturduğumuz bostan. Geçtiğimiz günlerde yok edilme tehlikesi atlatıp Kuzguncuk halkının desteği ile yaşama devam eden harika yer.

İşte bu bostanda bir yazlık sinema uygulamasına geçmiş Kuzguncuk derneği.Ne güzel bir olay.

Bu uygulama beni aldı taa eskilere götürdü. Babaannem beni ve küçük kardeşimi alır geceleri yazlık sinemaya götürürdü. O zamanlar iki tane sinema vardı Kuzguncukta . Biri biraz tepede hamamın yanındaki sinama, diğeri  ise cadde üzerindeki sinema. Sanırım onun da yakınında bir hamam vardı.

 Ben 10 yaşlarında, kardeşim ise 7 yaşında. Ben ne kadar olgun aklı başında bir çocuksam, kardeşim de o kadar yaramaz ve ele avuca sığmaz bir velet. Onun bu haşarılığında bizi uzun sure babaanne ve halamıza bırakıp ameliyat için yurt dışına giden annemiz ve ona refakat eden babamızdan uzak olmak da etkili idi sanırım.

 Akşam yemekten once hava daha karamadan sandöviçler yapılır, babaannem Taşdelen su şişesini alır. torbalar falan sinemaya doğru yola çıkardık. Öyle erken giderdik ki daha sinemanın tahta kapıları açılmamış olurdu. İşiniz ne, niye bu kadar erken gidiyorsunuz diye düşüneceksiniz belki.Akşam sinemaya gitme sözünü duyan kardeşimi evde tutabilmek ne mümkün.Babaannem 60 yaş üstü bir hanım. Kadıncağız bizim peşimizde sinemaya gelen diğer yaramaz çocuklarla kapıda  bekleyip açılışta ilk sıraya oturmak üzere koştururdu.O kadar tatlı ve iyi niyetli idi ki ben bir kere of dediğini duymadım. Zavallı bizimle birlikte pür dikkat filmi seyreder ve kendini konuya kaptırır, arada 'koş, yakala.'falan diye bağırırdı. Ben de tüm olgunluğumla 'Ama babaanne bu  film , gerçek değil ki.'derdim.

Çocukluk dünyamın en güzel anılarını Kuzguncukta sinamalarda yaşadım. Annem babamla Laleli'de oturduğumuzdan yazlık açık sinema ile tanışmam ve serüvenim Kuzguncukla başladı.

Daha sonraki yıllarda yaz aylarında Caddebostan'a gittiğimizde iki kardeş minderlerimizi kolumuzun altına alır ve sinemaya giderdik. Ama bu sefer tam saatinde giderdik , çünkü büyümüştük. Budak, Ozan,Serdar, Kınay , Çiçek, Paris sinemaları. İlk aşklarımıza , Ilk buluşmalarımıza sahne oldu.

Ne güzel günlerdi diyeceğim. Daha sonar  tek tek kapandı sinemalar. Yıllar önce Avşa Adasına ilk geldiğimizde bir yazlık sinemamaız vardı. Gerçi burası ada olduğu için geceleri epey serin olurdu ilerleyen saatlerde. O da kapandı bir kaç yıl sonra.

Yıllardır unuttuğum yazlık sinema keyfini geçen yaz Turgutreis Marinada tekrar yaşadım. Meğer ne çok özlemişim.

Kuzguncuk Derneğinin bu çok anlamlı etkinliği umarım devam eder ve bir gün belki ben de orada bir film izlerim.Tıpkı 60 yıl önceki gibi...

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..