Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '10

 
Kategori
Anılar
 

Bir zamanlar Yeni Asır adında bir gazete vardı

Bir zamanlar Yeni Asır adında bir gazete vardı
 

Dönemeçlerle dolu yaşam güzergahında, benim için önemli istasyonlardan biridir Yeni Asır gazetesi. Ortaokulun ilk yıllarında tanışmıştım. Babam her akşam eve bir Yeni Asır'la gelirdi. Salı günleri ''Çocuk Sayfası'' eki olurdu. Çocukların yazdığı şiirlere, öykülere özenip ben de yazmaya başlamıştım. İlk yazdığım öykü, ''Ali Dayı ve Oğlu Hüseyin''i gönderdim Yeni Asır'a. Salı gününü heyecanla beklemeye başladım. Salı sabahı okula giderken gazete bayiine uğrayıp Yeni Asır aldım. Heyecandan titreyen ellerimle sayfaları çevirmeye başladım. Bir de ne göreyim!?...Yazdığım öykü sayfanın en üst köşesinde! Öykünün altında büyük puntolarla benim adım yazıyor.

Otobüste defalarca okuduğum sayfayı okulda arkadaşlarıma gururla gösterdim. Mutlu bir gündü benim için. O günden sonra yazmayı sürdürdüm. Şiirler de gönderdim. ''Çanakkale Şehitlerine'' adlı şiirimle ikincilik ödülü aldım. Onun da ayrı bir anısı var bende. Yeni Asır'ın ilk binası Gazi Bulvarı'ndaydı. İki katlı tarihi bir yapıydı. Gazetede ikinci olduğum ve dikiş makinesi kazandığım yazıyordu. Sevinmiştim. Okuldan çıkınca arkadaşım Kemal'le birlikte gazeteye gittik. İkinci kata çıktık. Şiir yarışmasında ödül kazandığımı söyledim görevliye. Tebrik edip içerden bir paket getirdiler. Paket küçüktü. Heyecanla orada açtım. Kutudan çıka çıka oyuncak bir dikiş makinesi çıktı!.. Üzülmedim, çünkü yazdıklarımın gazete tarafından değerli bulunup ödüllendirilmesi benim için daha önemliydi.

Bu anılarım, yaşamın beni Yeni Asır'la buluşturduğu ilk istasyonda gerçekleşmişti.

Geçen yıllarla birlikte, yazma tutkusu beni gazetecilik serüvenine sürükledi. Üniversite giriş sınavındaki puanım, Siyasal Bilimler, Hukuk, Ticari Bilimler gibi fakültelere rahatça yeterken ben, Ege Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu'nu seçmiştim.

1975 yılıydı. Üçüncü sınıftaydım. Nazari olarak öğrendiğim gazeteciliğin havasını solumak istiyordum. Bir gün Yeni Asır'da bir ilan gördüm. İlanda, ''Pikaj servisine eleman alınacaktır, '' yazıyordu. Vakit kaybetmeden gittim. Başvurdum, ''Yarın gel, başla, '' dediler. Sevindim. Okula gidip kaydımı akşama aldırdım.

Ertesi sabah erkenden kalktım. Yeni Asır gazetesi bu kez başka adresteydi. Çankaya'dan, Cumhuriyet Meydanı'na çıkan Gazi Osmanpaşa Bulvarı 13 numaralı binadaydı.

O kadar erken gitmişim ki koca gazetede sadece birkaç kişi vardı. İki saat sonra hareket başladı. Dakikalar ilerledikçe yazılarından aşina olduğum isimler birer birer gelmeye başladılar. Yazı İşleri Müdürü Güngör Mengi, İstihbarat Şefi Erhan Ünver,  Bölge Haberleri Masası sorumlusu Özden Alpdağ ve Kenan Sönmez. Teknik Sorumlu Cafer Yarkent.  Hamdi Türkmen, Aykut Poturoğlu, Zafer Alatay, Rıdvan Kaynar, Tanju Ateşer, Çiçek Sanlı, foto muhabiri Osman Öksüz, teleks sorumlusu Osman Gençer. Bugün hayatta olmayan Osman Öksüz, Zafer Alatay ve Tanju Ateşer'i rahmetle anıyorum. Foto muhabirleri ise tek kelimeyle usta isimlerdi: Mehmet Ali Okumuş, Mehmet Ali Varış, Ergun Ulcay aklıma geliverenler. Spor sevisinin başında 2008 yılında yitirdiğimiz Şevket Özçelik vardı. Gürkan Ertaç, Selamettin Bayındır efsane ekibin elemanlarıydılar.

Peki müsahhihleri (düzeltmen) anmadan geçmek olur mu? Nesrin Yarkent, Ender Coşkun (sonradan haber muhabiri oldu) ve Yusuf Çınar.

Benim işe başladığım pikaj bölümü ise gazetenin mutfak kısmı sayılırdı. Gelişen teknolojiyle birlikte tarihe gömülen PİKAJ servisinden de söz etmek gerek. Büyükçe bir salondu. Cafer Yarkent (nam-ı diğer CAF),  Erkan Babat, Çarli Mehmet, Orhan Aksoy, Magazin sayfası sekreteri Dinçer Kocakarakuş, Erkan Karadede, aklıma bir çırpıda gelen arkadaşlarımızdı. Aramızdan ayrılan Dinçer Abi'yi, Erkan Babat'ı ve Orhan Aksoy'u rahmetle anıyorum. Hepsi birbirinden değerli bu isimler dışında hatırlayamadıklarımdan özür diliyorum.

Bel hizasında sıra sıra yerleştirilmiş, gazete ebadında panolarda çalışılırdı. Panoların üzerinde milimetrik ölçülerle bölünmüş kartonlar bulunurdu. Sayfa sekreterinin hazırladığı plana uyularak gazetenin sayfası şekillendirilirdi. Haberler, sütunlarına göre, printer denilen daktilolarda yazılıp düzeltmeler yapıldıktan sonra pikaj servisine gelirdi. Başlıklar ise Letraset denilen harf gruplarından seçilerek elde dizilirdi.  Harfler birleştirilerek yazılan başlıklar, fotokopi alınarak sayfadaki yerine yapıştırılırdı. Yazılar ve başlıklar servisin bir köşesinde bulunan sıcak mum makinesinden geçirilerek sayfaya yapıştırılırdı. Planda gösterilen fotoğrafların yeri siyah kartonla kapatılırdı.

Haber merkezinde toplanan haberler pikaj servisinde hayat bularak ertesi günün Yeni Asır'ı ortaya çıkarılırdı. Bu evrelerde benim de naçizane emeğim olduğu için zevkle ve heyecanla okurdum Yeni Asır'ı. Tıpkı çocukluğumda olduğu gibi.

İşte böyle...

Bir zamanlar bugünkine hiç ama hiç benzemeyen, gerçek bir YENİ ASIR vardı.

 

 
Toplam blog
: 233
: 980
Kayıt tarihi
: 07.01.10
 
 

İzmir doğumluyum. Ege Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu mezunuyum. Kısa denilebilecek bir sür..