Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir Zülfü Livaneli yazısından

Bir Zülfü Livaneli yazısından
 

Zülfü Livaneli köşe yazılarını severek takip ettiğim isimlerden biri. Önceki yazılarına ulaştığım halde okuma fırsatı bulamıyordum. Onu takip etmeye başlayalı çok da uzun bir zaman olduğunu söyleyemem. Kaçırdığım günleri telafi ederken 31/07/2005 tarihinde yazmış olduğu bir yazı dikkatimi çekti. Ne kadar da doğruydu. Çocukların öfkeli, mutsuz yetiştirilmesiyle alakalı cümleleri vardı ve çok da haklıydı. Şimdi yazısını da sizlerle paylaşmak istiyorum;

 ****

MUTLU İNSAN YETİŞTİRMEK
Bestelemiş olduğum bir Paul Eluard şiiri şöyle başlar:
"Okulda defterime
Sırama ağaçlara
Yazarım adını
Ey özgürlük"
Özgürlük mutluluktur, Orhan Veli'deki alıp başını gitme duygusudur.
Merak ediyorum bugünün çocukları okulda defterlerine hangi kavramı yazarlar acaba?
Özgürlük olmadığı kesin.
Çünkü artik özgürlük bir meşrubat markasını içmek, bir telefon kartını almak biçiminde anlatılıyor onlara.
Ne yazarlar?
Mutluluk mu?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü bizde toplumun ve okulların amacı mutlu insanlar yetiştirmek değil.
Çocuklarımız daha ilkokula başladıktan yıl kınlıyorlar, eğilip bükülmeye çalışılıyorlar.
Sınıflar büyüdükçe altında ezildikleri ders yükü de artıyor.
Hamal gibi ağır çantalar taşımaya başlıyorlar.
Sabahın köründe başlayıp, akşama kadar bir sürü yararsız bilgiyle ve ezberle dolduruluyor kafalan.
(Çocuklanmızı bunca eziyoruz da Nobel ödülü alan bilim adanılan mı yetiştiriyoruz sanki!)
Kişiliklerinin gelişmesine yönelik hiçbir yardım yapılmadığı gibi tam tersine var olan kişilik kırıntıları da yok edilmeye çalışılıyor.
Bu yüzden Türk çocukları mutsuz, yorgun ve çoğu zaman da öfkeli.
Evlerde kendilerine prens ve prenses muamelesi yapan aileleriyle, onlan kıran ve hırpalayan okul arasına sıkışıyorlar.
Bizde çocuklara yönelik bir eğitim politikasının olmadığı, çocuk şarkılarının bulunmayışından bellidir.
Batıya özenip yapılmış ve yaygınlaşmamış birkaç şarkı dışında çocuk şarkılarımız yoktur bizim.
Çünkü mutlu çocuklarımız yoktur.
Toplumun amacı çocukları mutlu etmek değildir.
Mikrofonu uzatıp da türkü söyle dedikleri çocuklar "Öldüm, bittim eridim" diye avaz avaz haykırmaya başlarlar.
"Toprak alsın muradımı" derler.
"Çıkayım dağlar banı, kurt yesin beni" türküsünü söylerler.
Bu arada "Niye kurt yesin beni, ne suçum var!" diye de düşünmezler.
Kısacası dertlerimizin kaynağı belki de çocukluğumuzda.
Bu ülkede bir gün kristal gibi seslerle mutlu çocuk şarkıları söyleyen güler yüzlü çocuklar görürseniz, bilin ki Türkiye aydınlanmaya başlamış demektir.

 ****

Doğruydu… Dertlerin kaynağı çocukluklarda gizli. Bugünde beklenen bir geleceğin izlerini taşıyor işte. Şimdi de dünün geleceğini yaşamıyor muyuz? Hala etrafta mutsuz çocuklar yok mu? Ya da hala dünyaya geliş amacını bilmeyen, ilerleyen yaşamda çizeceği yolun farkında olmayan insanlar çocuk sahibi olmuyor mu? İşte bugün de yarınların geleceğini oluşturmaya başladı bile.

Bugün de mikrofonu uzatıp da türkü söyle dedikleri çocuklar "Öldüm, bittim eridim" diye avaz avaz haykırmaya başlamaz mı? Ne değişmiş o zamandan bu zamana?

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..