Bırak bu işleri,Barack !!

ABD’nin yeni başkanı Barack Obama ilk denizaşırı ziyaretini ülkemize yaptı.Beraberinde getirdiği rüzgârla , Ankara ve İstanbul’da esti ve ülkesine geri döndü.Diplomasinin yazılı olmayan kuralları,jestler,mimikler,detaylar,mesajlardan ,herkes bir yorum yapıyor.Bir vatandaş olarak başkan Obama’nın ziyareti benim de ilgimi çekti açıkçası.

Bush’un,Galatasaray Üniversitesi’nin deniz kenarındaki yerleşkesinden,arkasına Boğaz Köprüsü ve Ortaköy camii’ni alarak verdiği ılımlı İslâmın model ülke vurgusu,yeni başkan Obama ile yerini ,Atatürk’ü ve sözlerini ön plana çıkaran, lâiklik ve demokrasinin söylemine sıkça yer verilen bir ziyarete bıraktı.

Gidilecek güzergâhın trafiğe kapatılması güvenlik açısından gerekli midir?Bir devlet başkanını(kim olursa olsun) yolları trafiğe kapatmadan,insanları başkanlardan uzak tutarak sağlamaya çalışmak kendi adımıza bir zaafiyet değil midir?

Meclise bile ana kapıdan değil güvenliğim önerdiği alternatif kapıdan girilmesi nasıl açıklanabilir?Her yerde sivil ve resmi kıyafetli ABD’li ajanlar,korumalar,siyah gözlüklü,kulaklıklı tipler...Kimse ‘burası Türkiye kardeşim,başkanınız bize emanet,Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyan devlet, elbette ABD başkanını da koruyabilir’ diyemedi mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki konuşmasında 1915 olayları ve Ermenistan sınır kapısının açılması konusunda yaptığı konuşmayı ise zaten bekliyordum.Önemli olan bizim yetkililerimiz ne cevap verdiler?

‘Ey ABD başkanı, ey sn.Obama,sen iyi söylüyorsun,hoş söylüyorsun da,bizim ülkemizin Ermenistan ile olan kırmızı çizgilerimizden,olmazsa olmaz ulusal dış politakalarımızdan haberin yokmuş gibi neden davranıyorsun’ diye cahil aklımla yazdığım bu cümleyi ,diplomatik olarak söylemişler midir?

Her yıl temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen Amerika Temsilciler Meclisi bilmem kimin getirdiği ‘Ermeni Soykırımı’tasarısını onaylayacak mı?Yada ‘yeni seçilen başkan soykırım diyecek mi’ söyleminden içim daraldı.Siyaseten başımızdaki bu Ermeni,Kürt,Kıbrıs sorunlarını bir an önce çözüme kavuşturmalıyız.Ülkemizin ve ulusumuzun bu konulardaki duruşunu,üslûbunu herkesin bilmesi ve ona göre davranması gerekiyor(bay başkan dahil).

Çankaya’daki resmî törende top atışı sırasında irkilen başkan Obama,boş bulunduğu için mi,yoksa suikast tehdidi altındaki birinin içgüdüsel hareketi midir?Bu konuyu da merak etmedim değil.

İstanbul ve Ankara’da bol bol protesto da edilen Başkan Obama bu protestoları gözü ile göremeden ülkesine döndü.Demokrasi ve özgürlüğü dünya ülkelerine en fazla tavsiye eden(!) bir ülke başkanı olarak sn.Obama’nın bu konuda neler düşündüğünü de merak ediyorum.

Başkan Obama,Sultanahmet Meydanında 50 metre uzaktan turistlere ve meraklılara el sallarken,aynı meydanda bir yıl önce Ahmedinecad’ın da halkımızın derin ilgisine mazhar olduğu bilgisini almış mıdır acaba?

Tophane-i Amire’de mini etekli kızlar,kirli sakallı erkeklerin arasında neden türbanlı yada çember sakallı bir öğrenci yoktu acaba?Fazla mı şey merak ediyorum ne?

Benim bu ziyarette en çok merak ettiğim konu,ülkemize bir sömürge muamelesi yapılıp,yapılmayacağı idi.Ankara’ya adım attığından itibaren açık bir şekilde bir ABD snobluğu(kendini beğenmişlik diyelim) hissettim.

Ziyaret öncesi Nato Sekreterliği krizinde başbakan Erdoğan,’Obama güvence verdi’diyerek Rasmussen’e vetoyu kaldırırken ,ulusal duruşunu, uluslararasında bozan bir görüntü verdi.Hem ne demek ?Rahmeti bol olsun Özal’ımızın da ‘bir koyup,üç alacağız’ı vardı.Kim ne koydu,ne aldı Irak’a bakınca görülüyor.Ya da yerel seçimin sonuçlarının illere göre renklendirilmiş haritasına bakınca...

Bir de hemen her ABD başkanının standart olarak yaptığı ‘Türkiye,AB üyesi olsun’açıklaması vardı.Merkel ve Sarkozy sertçe tepki koydular,hani ‘ABD,işine bak’der gibi.

Bir ABD başkanı daha geldi ve gitti.50 yıl öncesine kadar zencilerin liseye alınmadığı bir ülkenin zenci başkanı olarak üstelik.Dedesi,atası Afrika’dan gelen bir zenci,üstelik göbek adı Hüseyin,müslüman olduğu da söyleniyor.Ankara’da beyaz gömleğinin üzerine kırmızı kravat taktı,sn. Gül’ ise ABD bayrağındaki mavi ile O’na nazire yaptı.Anıtkabir’deki hâli ve tavırlarının samimi olduğu söyleniyor,bana kalırsa gayet resmî ve sıradandı.Zaman darlığı ve güvenlik için aslanlı yoldan değil kestirmeden Anıtkabir’e ulaşmıştı.Aslanlı yolda kullanılan taşlar,Anıtkabir yönünde eğimli kesilmiş ve aralıklı yerleştirilmiştir.Mecburen adımlarınızı kontrol etmek için ayak uçlarınıza bakmak zorunda kalırsınız.Bunun mimarî bir incelik olduğu söylenir.Yani,yolda yürüyen herkes istese de istemese de Anıtkabir’e karşı başını önüne eymek zorunda kalacak.

Ve ziyaret defterine en uzun metin yazan devlet adamı Barack Obama olmuş.Hem de Atattürk’ün ‘yurtta sulh,cihanda sulh’sözüne atıfta bulunmuş.

İnsanın ‘bırak bu işleri Barack’ diyesi geliyor.Biz birbirimizi biliriz,biliriz de birşey demeyişimiz ondandır.Yoksa niye demeyelim?

* * * * * * * * * * * * * *

Blognot1:Rüyaları gerçekleştirmenin en kestirme yolu uyanmaktır(J.M.Power)

Blognot2:THK’nun ‘amfibik yangın söndürme uçağı yardım kampanyası’sonucu ilk uçak teslim alındı.Emeği geçen,destek olan herkesi yürekten kutluyorum.