Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bırakın Gitsin-1

Bırakın Gitsin-1
 

Bu yazımda sözüm erkeklere yönelik olacak. 

Bırakamayan erkeklere. 

Siz ki çok sevdiniz bir kadını. Onunla buluşmayı iple çektiniz. Sonra kalbini kazandınız onun ya da öyle sandınız. 

O kadın da çok sevdi sizi ya da, öyle davrandı ve siz sevgisinden emin oldunuz. 

Sonra hayatınızın mihenk taşı, olmazsa olmazı haline geliverdi zamanla. Bir müjde gibi, mucize gibi, Allahın en büyük hediyesi gibi, bastınız bağrınıza. Sahiplendiniz. 

Sabah onun yüzüne bakarak uyanmak, onun size yemek yapması, gözlerinizin içine bakması, güzel saçları gözleri ve onunla aynı yatağı paylaşmak... Hayatınızın anlamı oluverdi. 

Lakin baktınız ki bir gün, birşeyler eskisi gibi değil artık; o, değişiverdi. 

Karınız sevgiliniz, göz bebeğinizin bakışları değişti önce, sözleri, ilgisi... 

Sizinle paylaştığı ne varsa öylesine, donuk, ruhsuz, adeta görev edasıyla paylaşılır oldu. 

Oysa insan sadece etten ve kandan yapılmış değildir ki. 

Ruhun, kalpteki aşkın yansıması bakışlar, sözler, dokunuşlar olmayınca neyin bir anlamı kalır ki. 

Şaşırdınız tabii."Neler oluyor?" 

Günler aylar sonra, bu defa karşınıza geçip " ben ayrıılmak istiyorum" dediğinde de, beyninizden vurulmuşa döndünüz. İrkildiniz. İçiniz yandı cayır cayır. Bir kadehe ya da sigaraya sarıldınız çaresizce. Ağlayamadınız bile doya doya. 

Oysa ne var ki şaşıracak. O kadın bir insan değil mi. O kadın, içinde kalbiyle, beyniyle, yürek kıpırtılarıyla bir insan değil mi. 

Sevdiği gibi birdenbire, bıktığı, sıkıldığı, kırıldığı üzüldüğü, başka birisine gönlü kaydığı için ya da hiçbir sebep olmadan, sizden, sizin olduğunuz yerden kopup gitmek istemiş olamaz mı? 

Neticede o da sizin gibi akıl ve duyguya sahip bir insan olarak yaratılmadı mı? 

Oysa siz ne kadar da benimsemiştiniz onu. Hatta o size aitti ebediyyen. Başka türlüsü düşünülemezdi. 

Tabii ki nefislerimiz bencildir. Sahiplenmek, tek olmak, en fazlasını elde etmeye meyillidir ama 21. yüzyılda, internet ve uzay çağında, kendisi istemedikçe, kendi sevdasına gönüllü bağımlı olmak istemedikçe kim kime ebediyyen sahip olabilir ki? 

Kim kime kendini zorla sevdirip kabul ettirebilir ki. 

Sözüm o ki beyler! 

Bir kadın herhangi bir sebeple artık sizden uzak olmayı, siz olmadan yaşamayı seçiyorsa, nedenini niçinini bırakın. İster başkası için ister sıkıldığı için ya da kızdığı için farketmez. 

Çok zor olsa da içiniz kan ağlaya ağlaya da olsa, ona sadece "Nasıl istiyorsan öyle olsun. Güle güle" deyin. 

Sizinle olmak istemeyen kadına bıçakla, kurşunla, dayakla kan kusturup canını almaya yeltenmeyin. 

Gerekli gereksiz ayrıntılarla, zorlamalarla, bahanelerle, olmayacak ümitlerle, kendi ömrünüze ve onun ömrüne yazık etmeyin. 

En azından onun zihninde bir insan olarak size duyduğu saygı ve sevginin ve geçmişteki güzel bir hatıraların kalmasına izin verin. 

Yapılacak şey gayet basit; bırakın gitsin. 

Sadece" Güle güle" deyin. 

Sevmeyen bir kalbi zorla sevdirecek bir insan dünyaya gelmemiştir tarihte. Kalp en güçlü padişahların fethedemeyeceği çelikten bir kaledir. Ama karşılıklı sevgi varsa zaten, çelikten kaleler tüle çevrilir o başka. 

İyilikle kalın. 

 
Toplam blog
: 148
: 384
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

Merhaba...  Üniversite mezunu Kamu İdaresinde  çalışan bir bayanım. Ankara'da iki oğlumla yaşıyorum..