- Kategori
- Aşk - Evlilik
Bırakmayın ellerinizi
Yaşı 70'i geçmiş.
-Nerde kalıyorsun?
-Huzurevinde
-Anlat bakalım
-Beni bırakıp gitti. Ondört senedir evliyiz. Ameliyat oldum. Beni hastaneye yatırıp gitti. bir daha da gelmedi. o zaman dedim beni boşa "yok boşamam " dedi. o zaman dedim "gel " gelmem dedi. Ne geldi eve , ne de boşadı. bende huzurevine gittim orda kalıyorum şimdi. genede söylüyorum hakim bey gelsin evine isterse.
-Hanım gidermisin eve?
-Yok hakim bey çocukları dövüp beni dışarı attı . ben bir daha o eve dönmem
-Yaz kızım . Boşanma davasının reddine karar verildi.
Boş bakışlarla mahkeme salonundan çıktılar. Bakışlar boştu. Hayatları boş. Umutları yok. yaşamak bir yük olmuştu sanki . öylece zorunlu yaşama , öylece durup bir nefes daha almak mecburen...... bir nefes zorlukla.... bir nefes isteksizce... bir nefes daha korkarak gelecekten...
Hadi anlat aşkı ...Hadi anlat sevgiyi.. Hadi gökyüzünde uçan kuşların cıvıltılı çığlıklarını duyur onlara. bir demet çiçeğin sevgiliye nasıl verilceğini tarif etsene. Kıskanan bir kadının nasıl feryatla erkeğine saldırdığını, seven bir kadının kedi gibi nasıl usulca omuzuna başını koyduğunu anlat ....
Mübaşir beni çağırıyor. Benim gözlerim onun yüzünde. Bir boşanma davasınıda ben bakıyorum. Benimkiler daha genç, daha bir enerji dolular nedense. Bakışarı daha bir canlı, daha bir umutlu. Seneler daha onları yıpratmamış.
Acaba onlara anlatsam mı? Söylesem mi? Bırakmayın ellerinizi diye .... gözlerinizi gözlerinizden ayrımadan sevginin doyulmaz tadını yudum yudum için diye söylesem mi?