Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '20

 
Kategori
Mesleki Eğitim
 

Birey ve Mesleki Eğitim...

             Tüketim toplumu Meslek Kavramı

            Günümüz dünyasında Üretim araçlarının kullanım biçimine göre makineleşmenin arttığı, buna bağlı olarak fiziksel insan gücüne olan mecburiyetin azaldığı gözlemlenmektedir. Değişen ve gelişen teknolojik şartlarla bireyin imkanlarının artması, bu ihtiyaçlara ulaşmanın kolaylaşması ile bildiğimiz gibi sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan üretim toplumu, ilerleyen dönemde tüketim toplumuna evrildi.

            Üretim toplumunda bireyleri birleştirici unsur bir araya getiren toplayan unsur Fabrikalar iken, tüketim toplumunda bireyleri bir araya getiren unsur ortak mekanlar AVM’ler olmaya başladı. Sosyal yaşam birlikte gezme (turlar vs.), birlikte tatil ( hoteller, tatil köyleri, yazlık kışlık, kamplar vs.), birlikte alışveriş (Alışveriş merkezleri, iş merkezleri) gibi tüketmeye dayanan bu tür etkinliklerin birçoğu beraber olmaya başlandı. Doğal olarak tüketim şekillerindeki bu değişim istihdam yelpazesinde de büyük bir gelişmeyi beraberinde getirdi, “Hizmet Sektörü”.

            Hizmet sektörü; bireylerin artan konfor ihtiyacını da karşılayacak şekilde örgütlenmektedir. Temizlik, nakliye, ulaşım, tatil, gezi, reklam, tanıtım, dizi, moda, servis, bakım, gıda (tedarik), montaj, basın-yayın, kalite kontrol, sanatsal aktiviteler gibi bir çırpıda hepimizin aklına gelebilecek olan, ortaya herhangi bir ürün koymayan fakat emek harcayarak bir problemin çözülmesine aracılık eden bir ihtiyacı gideren onlarca sektör sayabiliriz. Haliyle her sektör talep ettiği insan gücünü toplumdan karşılamaktadır.

            Bireysel hayattan devam edelim. Bireyin geçimini kazanması için toplumda bir problemi çözmesini sağlayan bilgi ve becerilerin bütününe meslek diyebiliriz. Bir insanın yaptığı iş onun geçimini sağlamaktadır aynı zamanda bireyin işi yahut mesleği ona toplumda geçerli bir kişilik kazandırmaktadır. Meslek aslında sadece mesai zamanını kapsayan bir kavram değildir. Çünkü meslek bir maddi imkân aracı olmanın yanı sıra aynı zamanda bireye kişisel tatmin sağlayan, belli yetenekleri kullanmayı gerektiren, bireyin kendini gerçekleştirme zeminidir. Bir meslekte başarılı olmak için mesleğin gelir avantajları, kariyer imkânları, geleceğe dönük güvence içermesi gibi niteliklerinin “bireyin ihtiyaç, arayış, yetkinlikleri” ile uyumlu olması gereklidir.

            Diğer taraftan aile faktörü, cinsiyet, bireyin mesleğe gereksinim durumu, ilgi alanı, kişisel değerleri, genel ve özel yetenekleri, mevcut iş alanları ve istihdam koşulları gibi birçok faktörün meslek seçiminde etkili olduğu belirlenmiştir. Çalışma, kişinin toplumsal statüsünü ve öz saygısını belirleyen ana faktördür. Bu açıdan bakıldığında meslek seçimi bir anlamda yaşam biçimi seçimidir.

            Meslek seçiminde seçeneklerimizden bahsedelim. Meslek seçiminde bulunulan bölgenin önemi ön plana çıkmaktadır. Ulaşım kolaylığı, zorluk derecesi, kişisel yatkınlık, ekonomik getiri düzeyi gibi onlarca farklı kriterlerle meslek seçimi yapılmaktadır.

            Ülkemiz özelinde inceleyecek olursak istihdam durumlarını üç büyük başlıkta toplayabiliriz.

            Üretim Sektörü: Fabrikalar, imalathaneler; bir mamul ya da ara mamul üreten ve bunların bakım onarımını, tamirini yapan işletmeler, inşaat sektörü vb.

            Hizmet Sektörü: biraz evvel saydığımız harcanan emek sonucu ortaya somut elle tutulur bir ürün çıkmayan fakat emeğin karşılığında bir hizmet ortaya çıkan işletmeler, misal temizlik şirketleri, tatil şirketleri oteller vs.

            Tarımsal ve Hayvansal Üretim sektörü: Toprağı işleyip ürün ortaya koyan, tarımsal üretim yapan şirketler, kümes büyük baş ve küçükbaş hayvancılık

            Ülkemizin tüm bölgeleri düşünüldüğünde bazı bölgelerin tarımsal üretiminde ağırlık olduğu, bazı bölgelerde sanayinin ve genelde tüm bölgelerde de hizmet sektörünün yoğun bir istihdam oranına sahip olduğu görülmektedir.

            Yaşadığım bölge Sakarya bölgesi olması sebebiyle günümüz sektör değerlendirmemi bu coğrafyaya odaklanarak devam ettirmek istiyorum.

            Sakarya; bulunduğu coğrafi konumu ulaşım kolaylığı sebebiyle üretim sektöründe, çok verimli bir ovaya sahip olması sebebiyle tarım ve hayvancılık sektöründe, buna nazaran sanayiinin yarattığı imkanların sonucu artan nüfusun ihtiyaçlarına göre şekillenen hizmet sektöründe son derece fazla ve çeşitli istihdam yelpazesine sahip ender şehirlerden biridir.

            Bu bölgede yetişmiş birey, istihdamın her alanında kendi potansiyelini değerlendirebileceği bir mecra, bir meslek, bir iş bulabilir.

            Organize Sanayi bölgelerindeki yüzlerce her türden fabrikalar, küçük ve orta büyüklükteki onlarca makine otomobil sanayi siteleri, Tarımsal makine üretimi, makine bakımı, montajı,  inşaat sektörü bakımı montajı, mobilya üretimi montajı,

            Tarımsal ve hayvansal üretimin son derece verimli olduğu topraklarda şekerpancarı, meyve sebze üretimi, fındık üretimi, mısır ekimi,

            Ulaşım sektörü, otobüs şirketleri, servis şirketleri, nakliye şirketleri

            Turizm sektörü sapanca, karasu kocaali, taraklı ve çevresindeki turistik yerler,

            Yol üstü olması sebebiyle otomobil bakım onarım yetkili servisleri ve özel servisler,

            Şirketlerin güvenlik bölümlerinden insan kaynaklarına, bakım onarım birimlerinden yönetim birimlerine her pozisyonda iş imkanı mevcuttur.

            Dolayısıyla tüm bu sanayi ve tarım sektörünün getirdiği zenginliğin yarattığı hizmet alanında yüzlerce farklı meslekte istihdam olmak mümkündür.

            Sakarya’nın sunduğu fırsatlardan da anlaşılacağı üzere hala göç alması da bu imkanların fazlalığı durumunun bir kanıtıdır.

            Bu noktada şöyle bir soru sorulması gerektiğini düşünüyorum peki bu imkanlar sunulurken sektörün çalışacak personelden beklentileri nelerdir? Söz gelimi bir fabrika işçisinden neler bekler? Hemen aklımıza gelen birkaç kriteri söyleyecek olursak ,sorumluluk talep eder, doğru bir zaman yönetimi talep eder, bir arada çalışma prensiplerini bilmesini talep eder, temel hiyerarşik yapıyı bilmesini, disiplini talep eder vs vs.

            Hizmet sektöründen sektör yetkilisi aynı şekilde personelinden toplumun talep ettiği özellikleri ister hijyen ister, nitelikli davranış ister, kibarlık ister vs.

            Tarım işçisinden her tüketicinin beklediği kaliteli bir ürün ve bu kaliteli ürünün sürekliliği tabii ki hijyen şartlarına uyulmasını bekler.

            Bir ustadan, mesleğinin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip olması arızayı problemi standartların gerektirdiği şekilde müdahale etmesi, sözünde durması beklenir ve bu da çok doğaldır.

            Peki bu taleplerin olmasının haklılık payı nedir? Kendimizi bir an fabrikayı kuran kişinin yerine koyalım.  Bu kişi Milyon liralık bir makine alıyor tezgahı kuruyor piyasadan siparişler alıyor imalata geçecek, Nitelikli bir üretim elemanı arıyor haliyle, milyonlarca liralık bu yatırımı emeği hiçbir kritere bakmadan ilk gelene emanet edebilir mi.  Böyle bir durum olabilir mi? Tabii ki en nitelikli, kendini en iyi şekilde yetiştirmiş, fabrikaya en fazla fayda sağlayacağını düşündüğü bireyi o pozisyona çalışan olarak alacaktır.  Sadece fabrikada değil hayatın her alanında bu seçilim devam eder. Çalışan anneler eve gelen bakıcı için referans arar, güvenilirliği sorgular haklı olarak, usta seçerken daha önceki işlerine bakılır, basit bir kıyafet alırken bile onlarca dükkan gezilir en uygunu seçilir ve bu normal olandır. Bunlar yazılı olan kurallar değildir. Ama gerçek hayatta bu seçilim sürekli devam eder.

            Bu noktada bireye düşen görev kendini seçilime hazırlamasıdır. Bireyin yetişmesinde ortaya konan tüm performanslar hazır bulunuşluk düzeyini belirler. Aile terbiyesi, aldığı görgü, eğitim, öğretim bireyin yeteneklerinin geliştirmesi, toplumdaki statüsünü ortaya koyar.

            Gençlerimiz, toplumumuzun potansiyel enerji depoları. Toplum olarak görevimiz bu enerjinin doğru bir yetiştirmeyle topluma faydalı birey olmalarının sağlanması olacaktır.

            Çağımız bilgi çağı, bilgiyi en iyi işleyen kurgulayan, insanlığın hizmetine sunan toplumlar mensuplarına daha insancıl bir yaşam vadedebileceklerdir.

            Sanayii devrimi neticesinde oluşan sosyal yaşama mesleki perspektiften bakmaya çalıştık. 3 makale çerçevesine sığacak konular değil fakat özetinde özeti haline getirerek mevcut durumun bir analizini yaptık.

           Nüfusumuz fazla, insanımız fazla. Hal böyle olunca geçimini sağlayacak mesleklerde istihdam olabilmek o kadar rahat değil, daha yüksek hazırlık düzeyi, daha fazla gayret gerektiriyor. Gençlerimizin işi kolay değil, gençlerimiz günlük gelip geçici ve bir fayda sağlamayan tartışmalardan uzak olmalı enerjisini kendi gelişimine vermelidir.  Doğru bir rehberlik, kendisine kişiliğine uygun bir mesleki yönlendirme daha az vakit kaybına ve daha yüksek bir hazır bulunuşluk düzeyine sebep olacaktır.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Esen kalın.

https://dergipark.org.tr/en/pub/oybd/issue/16336/171035

https://www.meslektercihi.com/tr/meslekler/meslek-secimi-ve-kisilik.html

 

 
Toplam blog
: 24
: 222
Kayıt tarihi
: 06.09.13
 
 

Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü Mezunu, Sakarya Ünv'de Eğitim A..