Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Birgün içerisinde ne zor matematik problemleri çözüyorsunuz da farkedemeyebiliyorsunuz

Birgün içerisinde ne zor matematik problemleri çözüyorsunuz da farkedemeyebiliyorsunuz
 

Matematik




Şimdilerde hâlen var mı bilemem. Ancak bizim dönemimizde, yani 90’lı yılların başında özellikle lise son sınıfa doğru öğrenciler arasında bu konu çok sık konuşulurdu.

Kabataş Erkek Lisesi son sınıfta okurken biz de yapmıştık. Felsefe Hocamız Mehmet Kaya’ya sormuştuk. Hocam bu çözdüğümüz çok bilinmeyenli denklemler gündelik hayatta karşımıza çıkmıyor ki. O zaman ne işe yarayacak?

Hem soruyorduk hem de ergen aklımızla yorum yapıyorduk. Dur bakalım hoca ne cevap verecek ? Herhalde bu sefer köşeye sıkıştırdık diye.

Hocamızsa cevap vermişti ; “Hayatın öyle bilinmeyenleri vardır ki, gerçek hayatta karşınıza öyle bilinmeyenler çıkar ki, matematik dersinde çözdüğünüz üç ya da dört bilinmeyenli denklemlerden çok ama çok daha fazla sayıda bilinmeyeni vardır ve çözmesi hiç de kolay değildir."

O zaman bu cevapta ki doğruluk payını çok da anlamamıştık elbette. O dönem bize göre hayattaki en büyük sorun üniversite sınavını kazanmaktı. Sınav kazanılınca bütün sorunlar azalacak, bitecekti.

Çok sonraları gördük ki, meğer hayatın kendisi bir matematik denklemiymiş. Hem de her anı.

O zaman karar vermekte de gecikmedik. Madem hayatın kendisi çok bilinmeyenli bir matematik denklemiydi, o zaman kaç bilinmeyenli olursa olsun ayakta kalmaya çalışacaktık.

Hayat öyle bilinmeyenlerle, öyle çözümsüzlüklerle doluydu ki, bunu yaşayarak öğrendik. Tıpkı bir matematik denklemi gibi.

Örneğin yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal ifadesinin matematiksel karşılığının paradokslara eş bir çözümsüzlüğü işaret ettiğini çok zaman sonra anlayabilmiştik. Kendi içinde tutarsız, çelişkili yaşam hallerini yansıtıyordu bu ifade.

Paydayı sıfır kabul edip denklem çözmeye çalışmanın gündelik hayattaki saçmalamaya denk düştüğünü öğrenmiştik.

Matematikteki düşey asimptotların yani eğrilerin sonsuzdaki davranışlarının günlük hayattaki karşılığının, insanın neredeyse aklını yitirmesi olarak değerlendirebileceğini anlamıştık.

Öyle sorunlarla karşılaşmıştık ki, işte o zaman hiçbir diskriminant formülü de durumu kurtaramamıştı. Kurtaracak olan yine sağduyumuz, soğukkanlılığımız ve zekâmızdı.

Günlük yaşamda işe gitmek, maddi sıkıntı yaşamak, aile içi ilişkileri düzenlemek, hayal kırıklıklarıyla karşılaşmak, hiçbir zaman cevabını bulamadığınız sorulara muhatap olmak, sebebini öğrenmeye çalıştığınız ama bir türlü anlam veremediğiniz olaylarla karşılaşmak…

İşte bunlar yaşamın çok bilinmeyenli denklem olması demek değildir de nedir?

Bir matematik sınavında hangi sorunun çıkacağını bilen öğrenci var mıdır?

Yoktur.

Peki hayat sınavında karşısına hangi sorunun çıkacağını bilen bir insan evladı var mıdır?

Yoktur.

Son tahlilde; sözgelimi birgün içerisinde aslında öyle zor matematik denklemleri çözdüğünüz oluyor ki, bunun farkında bile olmayabiliyorsunuz.

Sabrın sonu ile
 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..