Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Biri, diğeri

Biri, diğeri
 

ATA'NIN HUZURUNDA


Biri; 1962 yılında sarayda doğar, babası bir kral,

Diğeri, 1954 yılında İstanbul Kasımpaşa’da doğar, babası Denizyolları’nda kıyı kaptanı.

Biri, önceleri Londra yakınındaki Sandhurst Askeri Akademisi'nde ve Oxfort'da uluslararası politika alanında birer yıl, daha sonra ABD'deki Fort Knox'ta komutanlık eğitimi alır ve ardından Washington'daki Georgetown Üniversitesi'nde uluslararası politika alanında eğitimi görür,

Diğeri; önce İstanbul İmam Hatip Okulu’nu bitirir ve fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi'nden de diploma alır. Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesinden mezun olur.

Biri; ülkesinin Özel Güçleri birliğine katıldı ve 1996 yılına kadar özel güçlerin komutanlığını yürütür ve kendi ülkesinin terörle mücadelede seçkin birliklerinde tümgeneral rütbesiyle komutanlık yapar,

Diğeri; önceleri belediyede işçi sonraları futbolcu, pazarlamacı, kuyumcu ve 1983’ten itibaren aktif politikacıdır.

Biri; 1999 yılından beri ülkesinin kralı,

Diğeri; 2003 yılından beri ülkesinin başbakanı.

*          *          *

1942 yılında II. Dünya Savaşı sırasında İsmet Paşa'nın Ortadoğu başkentlerine diplomasi için gönderdiği Feridun Cemal Erkin, Amman'da Kral I. Abdullah tarafından kabul ediliyor. Kral I.Abdullah'ın, babası Şerif Hüseyin'le ilgili vicdan azabı ile ilgili aktardığı anı Erkin'in "Dışişleri'nde 34 Yıl" adlı kitabında şöyle anlatılıyor:

"Babam çok ıstırap çekti. Bir gün, saray bandosu bahçede konser veriyordu. Hava sıcak, pencereler açıktı. Bir ara bando hepimizin bildiği İzmir Marşı’nı çalmaya başladı. Babamın birçok eski hatıralarının canlanmasını önlemek için pencereyi kapattım..."

Pencerenin açılmasını isteyen Şerif Hüseyin:

"Evlat, neden o pencereyi kapatıyorsun? İzmir Marşı’nın eski günleri bana hatırlatmaması için değil mi? Ben velinimetine ihanet etmiş âsi bir kulum, günahım büyüktür. Kral olacağımı sandım, Tanrı beni sürgünlüğe düşürdü, hasta oldum, buraya sığındım..."

Şerif Hüseyin, Lawrens ile işbirliği yapıp Osmanlı'ya karşı ayaklanmasının vicdan azabını o kadar ağır yaşıyor ki Erkin, Kral I.Abdullah'tan aktardığı sözleri şöyle aktarıyor: "Pencereyi aç, şu marşı dinleyeyim, duyduğum vicdan azabının şiddeti, o eski hatıraların canlanması ile büsbütün artsın. Bu dünyada çektiğim ıstıraptan artan vicdan azabıyla büsbütün ağırlaşsın, ta ki Cenab-ı Hak bu günahkâr kulunu dünyada affederek, ahirette daha büyük cezadan korusun..."

*          *          *

Biri, Anıtkabir özel defterine, “Cumhuriyetin kurucusu ve modern Türkiye'nin mimarı Mustafa Kemal Atatürk, Türk halkı için her zaman ilham verici bir sembol olarak kalacak. Türk halkının, Atatürk'ün liderliğinde zafer ve refah umutlarına ulaşmada başarılı olmasını diliyorum” yazar,

Diğeri; “bir diktatöre tapındınız, karşısında sap gibi ayakta durdunuz, yetmedi bir de gözyaşı döktünüz...” der.

Biri; belki de dedesi Şerif Hüseyin’in duyduğu vicdan azabının bir yansımasını ATA’nın karşısında yüreğinin derinliklerinde hisseder,

Diğeri; bu söylediklerini hiçbir zaman tekzip etmez. Hatta milli bayramları ve özel günleri kaldırmaya, yasaklamaya çalışır.

Biri, doğuştan kral, gözyaşı döküyor,

Diğeri, seçilmiş kral olma yolunda, gözyaşı döktürüyor.

Cenabı-ı Hak’ın İZMİR MARŞI’nı kime ne zaman dinlettireceğini, biz aciz kullar ne yazık ki bilemiyoruz.

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..