Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Biri bana anlatsın

Biri bana anlatsın
 

İş kule Oditoryum


Bir hasta şöyle sesleniyordu hastanenin telefonundan köyüne, beni hastaneye gönderdiniz fakat verem değilmişim tüberkülozmuşum!

Muhtemelen karşıdan, yaaa peki bu nee? diye soru gelmiş olacak ki tetoz, tetoz! (Tetanos) gibi bir şey işte, acı patlıcanı kırağı çalmaz öhhö öhhöööö diye konuşmasına devam ediyor ülkem insanı.

Bir de bize toplum olarak bunalım geçiriyorlar deniyor. Külliyen yalan! sadece travma geçiriyormuşuz meğerse!

İş merkezlerine plazalara isimler veriliyor hani iki adam boyu ( adamların boyları göreceli) harfler yapıştırılıyor duvarlarına “ATRIUM”, CARIUM, REGNUM bunlardan birkaçı, birde karma olanı var BEYLI (!) CIUM ve diğerleri GALERIA ve ATIRUS gibi liste çok uzun tabi. Sonra gelsin tanjant kotanjant sinüs kosinüs bu mu yani! Şimdi aklıma şu soru geliyor neden böyle isimler veriliyor? Neden gerek duyuluyor? Bir hastane biliyorum geçenlerde isim değiştirdi. Sordum birgün ilaç firmasından birine, hastanenin potansiyeli isim değiştirdikten sonra arttı diyor. Bakar mısınız isim değiştirene değil rağbet eden insanlara !

Hele bir de alışveriş merkezlerinin içine girmeye görün her taraf yabancı markadan geçilmiyor. Defalarca yazıldı çizildi bunu da geçiyorum.

Biri çıksın bana desin ki bak arkadaş (örneğin) Bu görmüş olduğun alan Doğu Roma imparatorluğunun kalıntılarıyla doludur ve bu kalıntılardan en bilineni ise “REGIUM SARAYIDIR” ve kalıntıları durmaktadır. Bu arazinin aynı semtte olması nedeniyle simgesel olarak bu ad konulmuştur Yani bir nevi tarihi yaşatmak adına “REGIUM PLAZA” dendi dese kabul ederim. Fakat öyle bir durumda yok. O zaman kim nasıl izah edecek bu sonu alınmayan durumu! Mesela “Capıtol” yabancı sermaye buna alıştık, alıştırıldık hadi neyse.

O zaman meydanlara “AGORA”, bütün çeşmelere ayazma diye telaffuz etmeye başlayalım. Güneydoğu da sokaklar da malum belediyeler tarafından Kürtçe sokak ismi asıyor sonra indiriliyor yerine Türkçe isim asılıyor, böyle bir inatlaşma içinde olan bölgelerde olay vatan millet Sakarya meselesi yapılırken bu greek kültüründeki isimler plazalara alışveriş merkezlerinde verildiğinde neden kıyamet kopmuyor?

AB özentiliği olabilir mi entegre gibi mesela? Aşağılık duygusu olabilir mi? Yok o bizde olmaz hastanın dediği gibi Hani bizde aşağılık duygusu var diyorlardı.

Külliyen yalan bizde kompleks varmış.

Elimizle diktiğimiz konfeksiyon ürünlerine “MADE IN GERMANY” etiketini basıp yolluyoruz Almanya ya bütün Avrupa’ya, aslında utanılacak bir durum. İftihar edilecek bir durum ancak böyle utanılacak bir durum haline dönüştürülebilir. Tıpkı Samsun’un Bafra’nın tütünün dışarıda işlenip bize Samsun 216 diye ihraç etmeleri hatta bizim tütünümüzü dünya markası yapmaları gibi bir şey aslında birbirinden farkı yok sadece ters orantılı o kadar eşittir UTANÇ!. Bunun adına son yıllarda Fason deyip geçiveriyorlar. Soruyorsun tekstilciye biz şu markaya fason yapıyoruz diyor. Üç kuruşa dikişler beş kuruşa işçilikler. Aynı mal mağaza da ise bırak almayı yanına bile yaklaşamazsın. Mehmet efendinin Kappa sını. Vur kardeşim üzerine “ MADE IN TURKEY” ihraç et tahtından mı düşersin! Yook..

İnsan kendini sorgulamadan edemiyor. Prof Dr. Mehmet YALÇIN “ Emperyalist devletlerin topla tüfekle yapamadığını dil ve kültürü yozlaştırarak yapıyorlar.” Diyor Doğru fakat bir ilavesi de var buna çanak tutan bu milletin fertleri.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..