Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '07

 
Kategori
İnançlar
 

Biri bu gidişata dur desin

Bulunduğum semt kırsal kesim insanıyla örtüşen bir yapıdan yeni çıkmış çağdaşlaşma yolunda olan bir kesimin yaşam alanı. Malum mevsim sonbahar. havalar biraz esmeye başladı. Bende 2 yaşındaki kızım için mevsimlik birşeyler bakacağım. ve bunun için bir cumartesi alışverişteyim. Semtin çarşı denen bölümündeyim yani.. Yavaş yavaş çarşıda bir tarafdan vitrin yeniliklerine bakıyorum bir tarafdan da yeni malum sezon başı fiyat farklılıklarını kontrol ediyorum. Fakat çarşıda dikkatimi çeken en büyük değişiklik vitrinlerdeki allı pullu türbanlar ve pardesüler. Kendi kendime diyorum ki heralde burda da fırst leydi modası oluşmuş. (eski adıyla fadime şahin modası) sokaklarda boyundan sıktırmalı rengarenk türbanlar. alta beyaz pantolan üste kırmızı sıktırmalı uzun kollu badiler başta da kırmızı beyazlı boyundan sıktırmalı eşarplar. gözler de abartılmış bir far alamati. dudaklar da ise pembeli kırmızılı rujlar. İçimden gülüyorum. acaba ben mi günahkarım yoksa bu kadınlar mı? Bir tarafdan da ne kadar renksiz kaldım bu insanlar arasında diye düşünüyorum.üzerimde siyah bir gömlek altında gri renk kumaş pantolon ve saçlarım açık yüzümde kremden başka hiç makyaj yok. Günah için takdir Allah'ın...
ve bir çocuk mağazasına giriyorum. 2 yaşında olan kızım için allı pullu etekler patolonlar bakmak istiyorum. Ama nafile çünkü baktığım etekler hepsi diz altı etekler. çıldırıyorum. çocuk ya 2 yaş çocuk etek arıyorum böyle küçücük allı pullu yürürken dizden aşağı olmayıp yürüyüşünü etkilemeyeck büçücük bir etek.eşimi arıyorum; "lütfen gel beni al kadıköye gidelim.burda kızımıza göre bir şey yok." zannedersem benim gibi düşüncede olanların hepsinin çocukları için anadolu yakasında tek şeçme yeri kaldı oda kadıköy ve buna benzer istanbuldaki kale yerlerimiz. sinir bozucu ve komik bir durum....

Bazen düşünmeden edemiyorum, modern bir bayan kıyafetinde topluma uyum için düzgün hoş duran abartısız giysiler giyer, dini düşüncede imana yönelmiş ve türbana girmiş bir insan ise herzaman sadelikten yana olur diye düşünüyorum. Fakat günümüz toplumunda bunu görmek imkansız. Genç kızlar ki çoğu tanıdığım türbanlı bayanlar aile baskısıyla kapanmış gibi duruyorlar. Bazen de bunu istemeyerek de olsa dile gitirdikleri oluyor. Çünkü kendi isteğiyle imanını yaşamak isteyen kişi başından sıktırmalı kırmızılı morlu türban bağlayıp altınada daracık bir badi giyinmez. yani dini düşüncede ki bir insan erkeklerin dikkatini çekmeye çalışmaz tam aksine dikkate çekmeyen sade ve rahat kıyafetler tercih eder.
Bu durum erkekler içinde aynıdır. Ayağında şalvar, üstünte cübbe birbirine girmiş sakalı uzun göbeğine değen ve kendini din adamıymış gibi gösteren bir kişinin cuma namazından çıkıp son model Amerikan marka lüks otomobille (ki kullandıkları arabaya gavur icadı diyen zihniyet çığırtkanlığı yapanlar) şehrin enlüks yerlerinde yaşayanlar dinle alakalı olmazlar. kusura bakmasınlar ben onların üzerinde simgesini taşır gözüktükleri imanlarından şüphe ederim.

Artık banane diyecek zamanımız geçti dostlar. Bir evlat sahibiyim. ne küresel ısınma nede kıtlık hiç birşey beni korkutmuyor. toprak yer yaşamaya çalışırım. Benim korktuğum tek şey evladıma Hürriyetini bırakamayacağımdır. Yani bizim büyüklerimizin umursamadığı ve ülkemizi bugünlere taşıyan banane zihniyeti ben kabul edemiyorum. ve izin vermek istemiyorum. Ben evladımın huzurlu bir ülkede yaşamasını istiyorum. Ulu Önder Atatürk kurdu biz üçüncü kuşak olarak hür yaşadık. peki bizim yıktıklarımızla evlatlarımız kaç kuşak yaşamak zorunda kalacak. Bu duruma kim dur diyecek. Cahil bir insan değilim. Her görüşü okur ve saygı duyarım. biz cumhuriyetçi ve Atatürkçülerin tek problemi de budur zaten. saygı duymak ve beraber yaşamaya izin vermek. Peki onlar neden bazı şeyleri değiştirme zorunluluğu hissediyorlar. Kardeşçe bu ortamda yaşamak onlara yetmiyormu? Allah kalbimi biliyor diye bir cümle var. İşte ben o cümleye bağlı olarak" Allah kalbimi biliyor ya daha da geç olmadan yüksek onurlu ve gurur duyduğumuz cumhuriyetimizin yegane güvencesi, Asker durumu düzeltsin. Biliyorum ki Darbe olsa bu ülke ilerlemeyecek çok çok gerilere gidecek. Belki hapis yatacağız.Ama en fazla cumhuriyetin kurulduğu yıllara gidebilecek. Fakat önümüze sunulan sözde demokratikleşme paketi Anayasasına dur denilmezse ülkemiz Arabistan olacak. Yani belkide milatdan önceye dönecek. İşte ozaman evimde oturamayacağım. İşte o zaman nefes alamayacağım. Ve işte o zaman gerçekten günahkar olacağım. Ve inanıyorum ki hiç de pişman olmayacağım.
Saygılarımla
Gülcan Bila

 
Toplam blog
: 30
: 659
Kayıt tarihi
: 20.06.07
 
 

1978 yılında doğdum. 1994 yılından bu güne istanbulda yaşıyorum. İş ve ünüversite hayatım birlikt..