Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Birinci vazifemiz

Birinci vazifemiz
 

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifeni yapma zamanın gelmedi mi?

Mustafa Kemal Atatürk vatanı kurduğunda tek güvencesinin yeni yetişen genç bir nesilin olduğunu bilmesiydi. Bütün sözlerinde hep gençliği ön plana çıkarmış ve ülkenin geleceğinin onların ellerinde olduğuna inanmıştı. Eğitimin tek ve gerçek teknoloji olduğunun bilincindeydi. Avrupa ve Amerika'nın çok gerisinde kalan ülkemizin bir an evvel onların seviyesine çıkmasını ve daha da ileriye gitmesini istiyordu. Yaptığı inkılaplar ve öğrettiği ilkeler hep bu yönde idi. Milliyetçiydi ve vatanperverdi. Ülkesinin en güzel bir şekilde daha da ileriye gitmesi için çalışmlar yapıyordu ve sürekli çalışıyordu.

Atatürk sizce yeni kurulan bir ülkede Cumhurbaşkanı olmuş, her istediğini yapma gücü varken yan gelip yatamaz mıydı? Neden sürekli çalışıp sağlığını bozmuş ve erkenden aramızdan ayrılmıştı? Bu milli benlikten yoksun, laikliğin, cumhuriyetin ne demek olduğunu bilmeyen, milliyetçilikten, vatanperverlikten öcü gibi korkan, Atalarının yüzünü kara çıkaran bu gençlik için miydi bütün bunlar?

Atatürk ilkelerini bilmeyen ve ben laikim diye bağıran ama bir türlü Atasının kendisinden isteğini yerine getirmeyen, çalışmayan, üretmeyen damarlarındaki asil kandan bi haber yaşayan bizim için miydi bunlar? Verilen binlerce şehit, öksüz yetim kalan çocuklar, evlatlarını toprağa veren analar babalar, gencecik yaşta dul kalmış insanlar, bunlar olsun diye mi çektiler onca acıyı? Atamız bunlar için mi, biz sorumsuz Türk gençliği için mi öldü gerçekten?

"Bağımsızlık benim karakterimdir, Ne mutlu Türk’üm diyene". Bu sözler hiç yabancı değil kulaklarımıza ama bağımsızlığımız AB'ye teslim edildi, şimdilerde "Ne mutlu Türkiyelim" demek moda. Ve Atasının koskoca bir vatanı emanet ettiği Türk gençliği hala daha partilerde, maçlarda, konserlerde şuursuzca, belki de farkında olmadan Atasına ve vatanına ihanet etmeye devam ediyor.

Tek derdimiz, "aman bize kimse dokunmasın; istediğimiz gibi gezelim, eğlenelim" olan bir gençlik. İşte laiklikten anladığımız tek şey bu RAHATLIK… Yazık, hem de ne yazık. Halen daha anlayamadık bu ülkede gerçek Atatürk düşmanlarının en çok Atatürk’çü görünenlerin olduğunu. Atatürk’ü ve koskaca islam dinini karşı karşıya getirmeyi nasıl da becerdiler, nasıl da birbirine düşman ettiler? Halkı dinine karşı, dini de Atatürk’e karşı. Şimdilerde çok moda laiklik ve islam, iki karşı düşman oldu birbirine. Ama ne de güzel yakışıyorlar aslında ama izin vermiyorlar ki yanyana dursunlar...

Laiklik hepimizin bildiği gibi din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması. Hani laiklik nerde; devletin işi sadece din oldu çıktı. Sadece devletin değil koskoca bir ülkenin. Neden sap ve samanı ayırmamıza izin vermiyorlar? Neden dinimiz üzerinden prim yapmak isteyenleri teşhir ve rezil etmemize izin vermiyorlar? Özgür bir ülkede fikir yüzünden onca genç beyin heba oldu ve olmaya da devam ediyor. Sebep TÜRBAN. Acaba Atatürk şimdiki çok zeki, modern çağdaş siyasetçilerimiz kadar düşünemedi mi türbanı yasak etmeyi?

Dış politikamızdaki onursuz ve aciz duruşumuzu kimler borçluyuz acaba? Sevgili Türk gençliğinin ne kadar biliyor acaba NATO’ya nasıl üye olduğumuzu. Sırf burdan bile anlaşılıyor ne kadar güçlü bir ülke olduğumuz. Ama artık değil, sayemizde hepimizin sayesinde. Bütün dünya kendine kahramanlıklarla, başarılarla dolu bir tarih yaratmaya çalışırken biz kendi tarihimizden utanıp kaçar olduk. Bu korku neden? Bu utanma neden? Neden sahip çıkamıyoruz değerlerimize? Neden koyun gibi olduk biz?

Örfümüz, adetlerimiz yok olup gitti ve izlemeye devam ediyoruz. Dinimizden neden korkuyoruz, bizi soğutmalarına izin veriyoruz. Dindar olmak neden artık ayal edilen bir durum oldu ve neden namaz kılan herkes yobaz oldu? Atamız bunu mu isterdi gerçekten, gerçekten özgür müyüz? Onun hayal ettiği ülke böyle miydi gerçekten, gençlik böyle mi olmalıydı gerçekten? Gerçekten de birinci vazifemizi hatırlayıp, onu korumanın vakti gelmedi mi?...

 
Toplam blog
: 2
: 466
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

1979 İstanbul doğumluyum. Sakarya üniversitesi - Akyazı Meslek Y.O. Dış ticaret bölümü mezunuyum. Ha..