- Kategori
- İlişkiler
Birine karşı istek ve arzu duymak kötü niyet değildir
Kontrol edemediğim duygularımdan sorumlu değilim; ne yapabilirim ki… Ama sizler bunun için bile beni suçluyorsunuz. Madem ben yapamıyorum sizler nefsimi uyandıran hallerinize çekidüzen verin.
Yapamazsınız çünkü buna yaşamak deniyor… Rüzgârda açılan etekleriniz için rüzgârı dövelim ya da sizi bu kadar çekici yarattığı için Tanrı’ya sitem edelim.
Mini etekli minisini giyip cadde sokak dolaşacak ve biz ona bakıp iç geçireceğiz; başka yolu yok bunun. Mini etek giyme diyenler de, giyerim ama bakma diyenler de boş konuşuyorlar!
Beğendiğim, ilgimi çeken, hoşuma giden şeylere karşı kendimi koruma mecburiyetim yok; bakma, ilgilenme, uzak dur gibi laflar lafı güzaf. Arzudan titrerken ellerimizi tutacak, ayaklarımızı bağlayacağız; çünkü her beğendiğini sana vermezler. Lakin yüreğim yerinden oynar ve sen buna karışamazsın.
Gıyabında seni alırım, satarım, olmadı yanında yatarım… Karışamazsın, o benim dünyam. “Kötü niyet besleme” ymiş, olur; istersen sütkardeşi olalım!
Yüzyılların kavgası, kazananı da yok; ne ahlaklılar ahlaklı olmuş ne de ahlaksızlar istediğini almış. İnsanlık bıkmadı usanmadı bu et kavgasından!
Ne yaptınız, yola getirdiniz mi şeytanı? Sonuç önemli değil değil mi, uğraşmak ahlaklı yapıyor nasılsa.