Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

Birinin istediği diğerinin istemediği şeylerin orta noktası yoktur

Birinin istediği diğerinin istemediği şeylerin orta noktası yoktur
 

Hayatın açmazıdır bu. Ben bu iş olacak derim, sen hayır olmayacak dersin. Zaten iki çözüm var, ya olur ya da olmaz; lakin işte bu “olur”a ve de bu “olmaz”a nasıl karar verilir?

Biri üzülecek diğeri sevinecek. Birinin dediği/istediği olacak, diğerinin olmayacak. Bazen hayat memat meselesi kadar önemli bu hususta sorunu çözmek için sizce ne yapılıyordur?

İkna ya da uzlaşma ile taraflardan biri isteğinden vazgeçiriliyor. Ve böylece olacak-olmayacak tartışması yaratan konu/istek ikna/uzlaşmanın sonucuna göre ya oluyor ya da olmuyor.

İkna da uzlaşma da dayatma hatta baskı içeriyor. Bir tarafın talebinden vazgeçmesi karşılığı para mı veriyorsun? Adamın ağzından giriyor burnundan çıkıyorsun, bir nevi kandırıp karşı taraf kadar haklı olduğu davadan vazgeçiriyorsun. Yine bir şey değişmiyor; kaybeden üzülüyor, kazanan seviniyor.

Haklı olanın dediği olsun tamam da bazen arada çok ince bir çizgi oluyor, hangi tarafın haklı olduğunu nereden biliyorsun?

Peki napacağız? O diyor benim dediğim olacak o diyor benim dediğim.

Olması gereken iş bellidir de kriterler önemli. Kendisi için isteyene öncelik tanınacak. Bir kişi bir şeyi kendisi için istiyorsa kafadan haklıdır. Çok isteyene… Bir şeyi istiyorsan gerçekten ve çok isteyeceksin. Tereddüt görürsem hakkı karşı tarafa veririm. Başım ağrıyor, dişim ağrıyor, rahatsız oluyorum gibi gerekçeleri önemsemiyorum. Bunlar hayatın angaryalarıdır, her zaman olabilir. Bunlar bir hakkın karşı tarafa verilmesine neden olamaz.

Şimdi burada konu bir şeyi iki kişinin istemesine benziyor ama talepler zıt; biri olacak diğeri olmayacak diyor. Yine de bir hakkın teslimi söz konusu. Yani çok isteme burada da söz konusu.

Dediği olmazsa bir tarafın daha fazla kayba uğrayacağı hale de bakmam, bana ne, konuyla ilgisi yok; hak vermek sadece hak vermektir başka nedenlere dayandırılamaz. Sonuç da beni ilgilendirmez; yani bir tarafa tamam senin dediğin olacak deyince çok zarara uğranılsa bile benim kriterlerime göre o taraf haklı sayılıyorsa sonuç işime gelmese de hakkı o tarafa veririm.

Haklılığın tespitinde öz isteği dışında bağlantılar kuranlar (Fakirim, dindarım, ben daha iyi değerlendiririm vs) bende kafadan kaybederler.

İki tarafın da nedenleri birbirine yakınsa ve ben hakkı bir tarafa verdimse diğer tarafa da buna karşılık başka bir olayda kıyak geçilmesi gerekir. Tabii ki kriterleri uygun olacak.

Neden böyle davranıyoruz? Çünkü haklılığın tespiti zordur. Bakın kriterlerimiz sizinkilerden ne kadar farklı. Doğruluğun, makulün, ihtiyacı olmanın hak dağıtımında(haklı bulmada)hiç işi olmaz, hak kiminse ona verirsin, isterse şeytan olsun. Ortada para var, ya zengine ya da fakire verilecek. Zenginin zaten parası var diye fakire vermem. Hangi tarafın haklı olduğunu böyle bulacağız.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..