Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Birleşme örgütlenme, örgütlenme birleşme

Birleşme örgütlenme, örgütlenme birleşme
 

BİRLEŞMENİN DIŞINDA BİR ÇÖZÜM YOK


İlk adım, gerçeği görmek ve idrak etmekten geçiyor...

Eğer ülkenin içinde bulunduğu durumu ve bu durumu yaratan koşulları göremiyorsanız, koy-verin gitsin; batsın bu Dünya...

Tüm doğal kaynaklarımızın, Cumhuriyetin kurumlarımızın, bankaların, madenlerin ve hatta topraklarımızın yabancıların eline geçmesinin ardındaki [asıl] tehlikeyi algılayamıyorsanız… Çevirin magazin derginizin sayfalarını, bakın mütareke medyasının renkli-camına; bakın kuş bakışı olup bitenlere, kuşlardan azade…

Ama…

[Diyelim ki,] gerçekleri görüp, algılayabiliyor ve bilincinizin terazisinde tartabiliyorsunuz...

Bu nokta çok önemli… İşte ikinci adım!..

Atın o adımı: Ve sizler gibi bu iki adımı atanlarla birleşin!..

Nasıl mı?

Dilerseniz bir siyasi partide, dilemezseniz, demokratik kitle örgütünde... Ama, mutlaka bir yerlerde, bir takım insanlarla; sizler gibi olan, sizlerle ortak bir paydada yer alan “diğer”leri ile birleşin... Mutlaka birleşin!

Bu ülkeyi savunmanın, emperyalizmin kültürel, ekonomik, siyasi ve askeri saldırısına karşı durabilmenin başka bir yolu ve yordamı mevcut değil...

Bu gerçeği de bilmek, görmek, idrak etmek ve zihinlerimize çakmamız şart…

İdrak etmemiz ve gereklerini yerine getirmemiz gerekli.

İçinde bulunulan süreçte, Türkiye’nin yurtsever güçlerinin gündemi budur...

Emperyalizme karşı Atatürk ilkelerinin kulvarı içinde en geniş halk cephesinin yaratılması ve örgütlenmesi... İşte sorun budur... Görev budur...

Gündemimiz, planımız, stratejimiz sözünü ettiğimiz bu çerçevenin içini doldurmaktan ibarettir.

Mutlaka bir siyasal örgütlenmedir gerekli olan.

Her Atatürkçü yurtsever kişi, kendi bireysel dünyasının içindeki yalnızlığından kendisini kurtarmalı ve halkın bağrına varıp, kendi işlevini yeniden keşfetmelidir. Kişilerin tek tek güçsüzlüğünden, [toplumun] çoğulun gücüne yönelmelidir.

Emperyalizme karşı ülkenin bağımsızlığını savunan her yurttaş, laik Cumhuriyeti korumanın tek yolunun, emperyalist saldırıya karşı mücadele ederek mümkün olabileceğini kavramalıdır. Bu mücadelenin ciddi bir örgütlenme meselesi olduğunu anlamalı ve gününün gündemine bu gerçeği egemen kılmalıdır...

Ve çalışmalı, çalışmalı, yine çalışmalıdır.

Bu çalışma öncelikle bir bilinçlenme ve örgütlenme çalışmasıdır.

Örgütlenerek bilinçlenme... Bilinçlenerek, örgütlenme!..

Bilinçlenmeyi yaygınlaştırmak için örgütlenme...

Bilincin verilerini hayata geçirmek için örgütlenme...

Yani örgütlenme... Her yönde, her planda, her doğrultuda örgütlenme...

Doğruların tartışılması ve yaratıcı düşünceye kaynak oluşturması için örgütlenme... Yaratıcı düşüncenin ülke yararına kullanılması için, örgütlenme... Ve yine örgütlenme!

Evet, o derecede bir örgütlenme seferberlidir ki, sözünü ettiğimiz... O noktada tavuğun mu yumurtadan, yumurtanın mı tavuktan çıktığı birbirine karışacaktır...

Bilinçlenme, güçlenme, birleşme ve başarıya ulaşma kavramları, örgütlenme çemberin etrafındaki birbirinden ayrılması mümkün olmayan halkalardır.

Kopması, koparılması mümkün olmayan halkalar...

Bilincimizi işte o halkaların oluşması yönünde seferber edip, tıpkı Samsun’dan, Amasya’ya, oradan Erzurum, Sivas ve derken Ankara’ya ulaşır gibi…

Birleşerek, örgütlenerek, güçlenerek, genişleyerek ve genleşerek… Laik Cumhuriyet’in yeniden tesisi, milletin yeniden egemenliği ve ülkemizin bağımsızlığını yenibaştan kurabilmek için, hep beraber seferber olma!

İşte kurtuluşa doğru yönelen tek çözüm yolu budur…


farukhaksal@superonline.com


LÜTFEN TIKLAYINIZ:

www.soruyusormak.com

www.kitlecizgisi.com

www.dnm-ler.com


 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..