Birleştirelim bakalım sayıları…

Çocukluğumda bir bulmaca türü vardı, dağınık halde bulunan rakamları birer çizgi ile birden başlayarak sırayla birleştiriyorduk ve ortaya bir resim çıkıyordu.

Yalnızca bir eğlence sanıyordum lakin beceri de kazandırıyormuş, yeni anladım.

Şöyle ki; karman çorman bir görüntünün altında var olan şekli algılama yetisi kazanıyormuş insan, misal, Türkiye’de son dönem yaşanan gelişmeleri pıt diye birleştiriverdim!

Ergenekon dalgalarının kimleri yuttuğunu, birçok kişiyi de uyuttuğunu biliyoruz, bu arada CMK’da yapılan değişiklik ile anayasaya karşı işlenen suçlar yönünden askeri yargının soruşturma yetkisi kaldırıldı.

Bir taraftan başbakan sürekli olarak suikast kaygısı yaşadığını ifade edip durdu; buradan hem pek önemli bir şahsiyet olduğu şeklinde reklam rantı sağlarken, diğer taraftan kuşku tohumları ekti, sonra ise darbe söylemlerine geçti…

Hani bir dönem habire mühimmatlar falan fışkırıyordu ya dağlardan denizlerden, hani krokiler çıkıyordu ceplerden, çekmecelerden, hani bizler de diyorduk ya “Ayol, bunca eğitim almış kişi suikast yapacak olsa ya da darbe, bu kadar salak olur mu cebinde taşısın krokiyi falan!”, aklı başında olanların aklı almıyordu tabii ki, ancak TSK bir şekilde gündeme oturtulmuştu, olumsuz manada…

Bu arada sosyal güvencelerimiz ile ilgili bir çok da karar imzalanıp çıkıverdi bir taraftan, bir taş ile iki kuş, ki çıkan kararların vatandaş açısından olumsuzlukları da şeklin bir parçasını temsil etmektedir bana göre, hattı zatında.

Şimdi bir karar daha imza aşamasında, Polis Teşkilatı’na ve MİT’e askeri ağır silahların sağlanması ve ithali hakkında; şöyle ki askeri ağır silahlar Savunma Bakanlığı onayıyla ithal ediliyor ve tüm bilgiler Genelkurmay Başkanlığı’nda toplanıyorken, aynı silahların polislere ve MİT görevlilerine sağlanması, ithalatının ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile İç İşleri Bakanlığının yapmasını öngörüyor.

Yine bir taş ile kaç kuş meselesi; zira bu karar onanırsa, toplumun asayişini korumakla görevli polisler ağır silahlarla donatılacak, ne gereği varsa(!), hem TSK’da kayıtları bulunmayacak, hem de sağlıksız aşı ithalindeki gibi, kullanılmayacak durumdaki silahlara milyon dolarlar ödenerek bilmem kimler nemalanacak!

Bu arada Allah’ın işine bakın ki, Bülent Arınç’a da suikast girişiminde bulunuyor TSK’dan iki kişi, evinin sokağından geçmek suretiyle!

Sonra da karargah aranıyor, ısrarla devlet sırrı niteliğindeki bilgiler talep ediliyor.

Şimdi sayıları birleştirelim bakalım: Aç, işsiz, sağlık problemleri giderilemeyen, aklı karışık vatandaş, korku, kaygı, paranoya ortamı çoktan sağlanmış, vatanı korumakla görevli silahlı kuvvetler ile polis karşı karşıya getirilmiş, diğer bir taraftan Kürt açılımı adı altında bireyler de birbirlerine düşürülmüş; hazır ortalık hallaç pamuğu kıvamındayken, aaa o da ne, şekil çıktı bile!

Bu şekli bir yerden hatırlıyorum ben!...

Gülgün Karaoğlu

Aralık,27/09