Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '17

 
Kategori
Felsefe
 

Birlik/Beraberlik Bilinci

Birlik/Beraberlik Bilinci
 

Birlik bilinci denen şey; yalnızca aynı görüşte olanların birliği ise tarih bu tarz bir birliğin kalıcı bir nitelik taşıyamadığını ispatlamıştır. 

Bütün büyük Devlet ve İmparatorluklar çokkültürlü, çok boyutlu, farklı niteliklerde insanların bir aradalığı ile yükselmiştir. İnsanları bir arada tutan değerler ne kadar genel olur ise farklılıkları bir arada tutan harç da o derece geniş bir satha yayılır. 

Eski Roma İmparatorluğunda toplumu bir arada tutan ve moral değer olma anlamı ifade eden ölçüt "biriktirilmiş erdem" kavramı idi. (Bkz. Romalılar; R. H. Barrow - İz Yayıncılık)  Biriktirilmiş erdem; bir insanın hayatı boyu hayatın içinden çıkardığı dersler ve topluma yaptığı katkı ve iyiliklerin toplamını ifade eden bir kavramdı. Erdem biriktirilebilen bir kavramdı. Kişilerin hataları erdemsel niteliklerini yok etmiyor onalara ders alarak daha da erdemli olabilmenin yolunu açıyordu. 

Ancak ne var ki bu değer Eski Roma'nın son dönemine doğru yozlaştı. Hata/günah kişinin iyi insan olmasının önündeki en büyük engel olarak görülmeye başlandı. Bunun doğal sonucu olarak insanlar kendileri ile yüzleşmek yerine kolay yoldan günahları affettirmek için ritüellere, adaklara ve bunun gibi uygulamalara ağırlık vermeyi tercih etmek zorunda kaldılar. 

Günah çıkarmanın kökenlerinin bilinenden çok daha eskilere dayandığını anlamak gerekir. Günah keçisi tabiri aslında Tevrat kökenlidir ve Hristiyanlıktan öncesinde de insanların günahlarından kurtulabilmek için kendileri ile yüzleşip vicdan azabı duymak yerine işin nasıl kolayına kaçtıklarını kanıtlar.

Hatalarını anlayıp onaları düzeltmek duruken onları kolay yoldan affettirip bildiğini okumaya devam etmek aslında toplum hayatında yaygınlaşan bir dejenerasyonun varlığına işaret eder. 

Büyük uygarlıklar çökerken kültürel dejenerasyon önce dinî hayatta kendini gösterir. Ardından iki yüzlü toplum içerideki çürümenin sebeplerini dışarıda aramayı alışkanlık haline getirir. 

Geçmişle övünerek avunma yoluna giden ve geçmişi eleştirerek onu aşmayı atalara ihanet sanan kalabalıklar aslında bizatihi çöküşün canlı işaretleri olduklarından habersizdirler. 

Çöküş halinde olan zihniyetler birlik, beraberlik için herkesin kendilerine benzemesini ister. Çünkü geçmişteki yüksek uygarlığın, farklılıkların ortak/genel değerlerinden geldiğini kuşaklar önce unutmuşlardır. Kriz halindedirler ve tutunabildikleri tek şey kendi kişisel değerleridir. 

Bir sonraki yazımda konuyu daha ayrıntılandırmak ile beraber somut örneklerle daha da açacağım. 

 
Toplam blog
: 3
: 457
Kayıt tarihi
: 25.12.14
 
 

1975 İstanbul doğumlu. 16 - 17 yaşlarından itibaren özellikle Batı Edebiyatına ve çeşitli felsefî..