Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Birlikteyken 'Biz' Ayrıyken de 'Biz'

Birlikteyken 'Biz' Ayrıyken de 'Biz'
 

‘’Güneşli bir gün de vapura binelim, acemi aşıklar gibi ellerimiz hiç ayrılmadan birbirimizden. Sen boş da kalan elinle uzaklarda benim ilk kez gördüğüm yerleri göster bana, tanıt teker teker.

Bir kenti sen keşfettir bana. O kenti her andığımda seni de anayım.

Hiç bilmediğimiz kentlere gidelim, güneşten tenlerimiz yanana kadar el ele dolaşalım. Bir sahil kasabasında, sandala binelim, uzaklarda ki gidilmemiş adaya gidelim. Gittiğimiz adada yıllarca beraber yaşamış, mutlu ve yaşlarını almış çiftin evinde konuk olalım. Gözlerinin etrafında ki derin çizgilerin arasında ışıl ışıl parlayan, yılların onlardan aldığı saçların da ki siyahların yerine yerleşmiş, memnuniyetle, huzurla, aşkla birbirlerine bakmalarını izleyelim. Anlattıkları öykülerini dinleyelim, öyle mutlu olmayı dileyelim beraber. Ellerimiz birbirine dolanmışken, parmaklarımızı daha sıkı sıkalım, karşımızda yaşanılan mutluluğa şahitlik ederken, içten içe onlar gibi olmayı dilerek…

Yeni insanlar keşfettikçe, birbirimizde keşfedemediğimiz yanlarımızı tanıyalım. Daha da sevelim birbirimizi. Bağımlılıkla değil, körü körüne değil, tanıyarak, bilerek, yaşayarak, bir anlık, birden bire değil, en olmadık hayallerin içinde değil, isteyerek, birbirimizi isteyerek, birbirimizsiz yapabileceğimizi bilerek ama böyle beraberken daha iyi oluğumuzdan emin olarak. Sevgimizi abartarak değil, sen mi ben mi daha çok seviyoruz diye değil, birbirimizi seviyoruz diyerek. Hak etmelerin savaşını bırakarak, en büyük hak edişlerimizin biz olduğundan emin olarak. Acılı aşk oyunlarıyla değil, sağlam, kararlı, bağlayıcı unsurlar edinerek. Hayatlarımıza artırarak ekleyerek, oyunsuz, çıkarsız, sadece yürekten, yüreğin akılla çelişkilerine neden kalmadan, mantıkla severek, abartmadan yaşayarak…

Bazı günler sadece güneşli bir öğlen vaktinde, balkonumuzda dinginlikle kahve sohbetleri yapalım, kitap okuyup, kütüphane sessizliğine dayanamayarak, eğlenecek yollar arayalım.

Bir kadeh şarapla, dünyanın bizim olduğunu sanalım, bazen tek kadehte karar kılıp, tadında bırakalım, bazen şişeler devirip dibine vurup sarhoşluğun dağınıklığını yaşayalım.

Tek düzelikten sıkılarak, bir barda sabahlayalım ya da canlı müzikte rakılarımızla kendimizden geçelim. Hayattan sıkıldığımız da birkaç günlük ayrı ayrı tatillere gidelim arkadaşlarımızla. Anlamaya çalışalım, birbirimiz olmadan yaşadığımız hayatlarımız da var, o zamanlar yan yana olmadığımız da başkalarıyla da mutlu olabildiğimizi. Özlemin yakıcılığını tadalım ama bu özlemin bizi delirtmesine izin vermeyelim…

Yaşamak istediğimizi yaşayalım, var la yok arasında, birbirimizi hapsetmeden, sevgimizin kontrolünü ellerimizde tutarak ama kendi kontrollerimizi ayrı ayrı tutarak. Ruhlarımızı özgür bırakmayı bilerek, beraberken özgürlüğü de yaşayarak sevelim….’’

 
Toplam blog
: 127
: 820
Kayıt tarihi
: 22.09.07
 
 

Sıcağıyla bilinen memleketimde bir kış gününde geldim dünyaya. Bütün tezatlıklar hayatımda farklı r..