Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Birtek vs. Küçükaydın: Ağaç ve Orman: Güncel ve Tarih

Son günlerde, 100’ün üzerinde kişinin son olaylar hakkındaki düşüncelerini okudum. İkisine de katılmasam da, olaya geniş açılı panorama ile bakmaya çabalayan 2 kişiye rasladım: Faruk Birtek ve Demir Küçükaydın.

Birtek biraz akademisyen, Küçükaydın birazdan çok 1968’li kalmakta. Yine de, terazinin iki kefesine konulurlarsa, bir denge durumu yakalanabilir.

Her ikisi de durumu tarihsel gerçeklerle / olgularla ilintilendiriyor.

Birtek şöyle diyor:

“Çünkü ben mutedil, barış sever, Sufilikten ilham alan Müslümanlığı çok seviyorum. Müslümanlığın bu unsuru çok önemli. Müslümanlığı Muaviye'ye kaptırmak çok yanlış bir şey. Sonunda Kerbela çıkıyor.”

/haber.gazetevatan.

Yorum:

Öncelikle, düalist bakış açısına dikkat. Oysa, tam da o olay triyalist veya triyalektik bir durumdu: Kerbela’ya giden yolu Hariciler yarattı ve toptan yok edildiler; bugün ise geriye Şiilik ve Sünnilik kaldı. Daha da önemlisi, her 2 taraf da, taraf tutarak onların tarihi yazımını yadsır.

Bu triyalektiğe ve dolayısıyla poliyalektiğe geri döneceğiz.

Küçükaydın ne demiş?:

“İkincisi, Askeri bürokratik oligarşi esnektir. Burjuvazi kadar hatta ondan daha esnektir. Bizans iken, Osmanlı ile ittifak kurup, kendini yenilemiştir. Osmanlı olunca, Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, Çok Partili Rejim gibi dönüşümlerle muazzam bir esneklik gösterir ve bugüne kadar gelir örneğin.”

blog.radikal

Of of of, of ki ne of.

Bu bakış açısı, Kıvılcım’ın 1971 darbesini destekleyen bakış açısıdır.

Asker esnek falan değil. Savaşmayı bile unuttuklarını 1983’ten beridir itiraf ettiler. Birbirlerine ihanet ettiklerini itiraf ettiler (Eşref Bitlis olayı, vurulan üst rütbeli subay olayı, en son da Ergenekon olayı). İhanet esneklik değil, esnekliksizlik, yani köşeye sıkışmadır. ‘Ben gümbürtüye gideceğime, başkası gitsin’ hesabıdır.

Ayrıca, askerin askere, asker ve polisin birbirine birden çok kez silah çektiğinin yaşandığını unutmuş bir saptamadır.

Bu nokta önemli, çünkü son isyanda Gümüşsuyu’nda asker-polis çatıştı ve askerler sivillere yardım etti.

Bir ondan, bir ondan, devam:

Sıra Birtek’te:

“...Türkiye'nin insanı, bu kadar çatışmayı, karşı karşıya getirilmeyi, kutuplaşmayı, yok edilmeyi, hiçe sayılmayı kabul etmek istemiyor.”

Tam tersine: Türkiye halkları mayoz bölünmeyi sever.

Sağ-sol diye de bölünür, şimdiki gibi sağ-sağ (ulusalcı-şeriatçı) diye de bölünür. 50 sol fraksiyon ve 50 de tarikat olur bu ülkede.

Son olaylar, bildiğimiz burjuvanın işi. Sosyal medyada böyle ancak onlar örgütlenebilir çünkü. Eh burjuva, Fransa Devrimi’ni yapsa da, dönektir, döner, sonra yeniden kralcı olur. Burjuvazi de, kendi içinde alt-orta-büyük olarak bölünüktür ve bunların çıkarları çatışır.

Eh, nihilist sıkılmışlarımız da çok.

Bir de, kuramsal anlamda ciddi anarşist gençler var. Onlar, devlete karşı, herşeye karşı...

Bakalım Küçükaydın’a:

“Tıpkı Roma-Bizans’ın aldığı Osmanlı aşısıyla Doğuda hızla gelişmesi ve iki yüz yıl önce Selçuk aşısı alarak, kendisini Ege sahillerine kadar kovalayan İran’ı, ta bugünkü sınırlara kadar sürmesi gibi; Kürt aşısı almış, parlamentoyu da ayıbını örten bir asma yaprağı olarak, ayıp yerinin üstüne koymuş, Türk-Kürt askeri bürokratik oligarşisi de, mezhep ve aşiret çatışmaları içinde bunalmış Suriye ve Irak halkına da bir kurtarıcı gibi görünüp, Bağdat ve Şam’a kadar yayılabilir.”

Orda dur: Bu, harp zenginici ve Kuzey Irak’ta 20 küsur yıl önce ticaret yapmaya başlayanların ideolojisi.

Yahu, eski dünya imparatoru İngiltere Körfez Savaşı’nda, hem de sosyal demokrat sosyal demokrat, ABD’nin peşine takıldı da, öölecene yayılabildi mi? Onun yapamadığını Türkiye nasıl yapacak? Hadi, olmayacak hesap tuttu diyelim, bu ABD’nin zararına olmayacak mı? ABD buna izin verir mi?

Peki, ya Kürtler Türkler’e ihanet etmeyecek mi? Etmedi mi?

Gelelim bizim yorumumuza:

Tayyip’in 10 yılı doldu. Miyadı da doldu. Bizde darbeler bile, 10 yılda başlayıp bitiyor da, yenisi bile oluyor.

Miyadı dolan tüm muktedirler gibi, kendini dev aynasında görüyor. Yangına benzin döküyor. Durum bu.

Beni güldüren Müslümanlar’ın bu aymazlığı:

Yahu, asıl kuvetli olduğunuz zaman, niye aymadınız da, ortalığı düzlemediniz?

Son 1 yıldır birçok olay AKP’yi tüketti. Daha kapıda savaş var, global ekonomik kriz var.

Evet AKP, TC emperyalizmine soyundu ama yeterince özgüveni yoktu. Sonuçta, iktidara ABD fıştığıyla gelmiş bir parti. Sonuca varamadı 10 yılda.

Evet AKP, taşıma sıcak ve kara para ile 10 yıldır ekonominin tekerleklerini döndürüyor. Bugün borsanın yarım günde % 7 çakılması gibi, gerçek bir krizin aynı anda 100 milyar dolar para çıkışı demek olacağını mı da bilemediler?

Evet, elma şekerinin elması bitti. Şimdi, sap kime girecek?

Tabii ki % 99’a girecek.

Ancak o % 99, 1923’ten beridir bir türlü ısınamadığı 1. Cumhuriyet’i yıkarsa, altında kendisinin kalacağını da göremedi. Daha az nefret edilir olmaktansa, daha çok nefret edilir bir kitle oldu. Sonuçta da, trajedi komedi oldu.

Çinliler’in dediğince: Heyecanlı zamanlarda yaşarız inşallah...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..