Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Bisiklet tutkusu

Bisiklet tutkusu
 

Benim çocukluğumda bisikletler sadece durumu iyi olanlarda vardı. Bir de bazı resmikurumlar bazı görevlilere bisiklet tahsis ederlerdi. Büyük siyah beldeyama,
beldesan, v.b..frenleri uzun çubuk şeklinde 28jant, arkada kendinden sele,vitessiz,
hepsi dinamolu ışıklı yol bisikletleri. Bizi çoğu zaman mahallemizin abileri
arkadaki seleye bindirerek 2 tur yol boyunca götürürlerdi. Biz de bisiklete binme
sırası için peşlerinde koşardık. Hak kazanır binerdik.

Neyse ben kısa sürede memeleketim Nallıhanda atılmış bir pinokyo bisiklet buldum.(amcamların mahallesinden hurda bir biskelet:). Onu o zamanki girişimciliğimle ve ısrarımla otobüse attırıp Ankara'ya getirtim. Ankara'da tamir ve bakımları yapıldıktan sonra epey bindim o bisiklete. Ha pinokyonun özellikleri mi? pinokyo bisikletler ortadan kırmalı dolayısıyla ortada bağlama demiri olmayan, gidonların uçları içe dönük şirin bir bisiklet. Hatırlamışken o zamanlar şirin bir bisiklet daha vardı... şöyle küçük harley gibi bişey. arkası sırtlıklı, ve ortasında araba vitesi gibi 3 vitesli kol vardı.

Sonradan kontra bisikletler çıktı. Pedalı çevrim yönünün aksine çevirince doğrudan
dişlilerden fren yapıyorsunuz. Bu sistem şu anda koldan fren sisteminin
yaygınlaşmasıyla birlikte yurdumuzda pek kullanılmamaktadır. Ancak yurtdışında bisiklet kiraladığınızda genelde bu tür kontra pedal ve vitessiz ortasında askısı olmayan dinamo farlı, sepetli eğri gidon bisikletlere çok daha sık rastlıyorsunuz.

Bu konuyla ilgili olarak toplumumuzun yeni şeylere merakı ve bunun maalesef bir
özenti aracı olarak kullanılmasından kaynaklandığını söylemeden geçemeyeceğim.

Yurtdışında 1960 lardan kalma bisikletlere biniliyor. Kullanılan yerler genelde düz
olduğundan vitesli bisiklet tercih edilmiyor. Bayanlar etekleriye sürdüklerinden
genelde orta demirleri olmuyor. Ve büyükler için olan bisikletler genelde eğri
gidon, ve 28" oluyor.

Ülkemizde arazi çok düz bile olsa dağ bisikleti tercih ediliyor. Bol
amortisörlülerden, daha caf caf lı ya ... ihtiyaca göre bir şeyler kullanmıyoruz.
Her şeyde gereğinden fazla lükse kaçıyoruz. Bunu özellikle arabalarla ilgili
bölümde detaylı anlatacağım, bu konuda çok şey var söylenecek.

Şu ana kadar bisikletle nerelerde uzun/ilginç turlar yaptığım "BİSİKLET TURLARIM" yazısında anlatılmıştır.

Ayrıca Bisikleti diğerleri nasıl tanımlamış diye araştırırken karşıma ekşisözlük
te bir sürü hoş tanım geldi. İşte Eksi sözlükte bisiklet tanımlarından seçmeler;


"insan gucuyle isleyen ulasim araci. denizde olanlarina deniz bisikleti,
dağda bayirda kosanlarina dag bisikleti, asfaltta gidenine sehir bisikleti,
yaris yapilanina yaris bisikleti, .....denir."

"aylarca binmeyip sonra bi gun yeniden bindiginde ertesi gun poponu deli gibi
acitan agritan vasita"

"üzerinde buyuk cabalar sonucu hatiri sayilir bi yokusu ciktiktan sonra kendimi
asagi dogru biraktigimda sonsuz mutluluk hissettigim yapay ruzgar yaraticisi"

"road bike, mountain bike, hard tail, full suspansion, downhill gibi kategorileri
mevcuttur. kalitesırasıyla çelik, cro-mo ,aluminyum ve carbon gövdeler kullanılır."

"tutkuyla bagli oldugum seytan oyuncagi. kafayi kirmama ragmen vazgecmedim."

"yıllardır okula, işe vs. onunla gidebilseydim diye hayal ettiğim ulaşım aracı.
doğru düzgün bisiklet yolları olduğu ve bisiklete binenlerin üzerine çıkmaya
kalkan maganda şoförler olmadığı için yabancı ülkeleri hep kıskandım."

"bi tur binebilir miyim"sorusunu sordurtan nesne"

"ilk olarak 500 yıl önce leonardo da vinci'nin bir kağıda iki tekerlekği,
tekerleri bağlayan kadrosu, pedalı, gidonu ve selesiyle bugünküne benzer biçimde
çizdiği söylenen ulaşım aracı. bir dedikoduya göre de bunu leonardo da vinci'nin
öğrencisi giacomo caprotti çizmiştir. Bu çizilen resimden 300 yıl sonra bisiklet
ilk kez 1791'de paris'te sivrac kontunun sarayında görülmüş"

"1817'de baron von drais kraliyet bahçelerindeki uzun gezilerde kullanmak üzere
iki tekerlekli bir araç geliştirdi. draisienne olarak anılan aracın yeniliği
ön tekerleğe yön verilebilecek bir gidonu bulunmasıydı. ondan önce fransız kontu
mede de sivrac'ın 1790'da hobby atı adlı oyuncağa dayanarak icad ettiği araç pek
tutmamış ama geçici bir süre zenginler arasında moda olmuştu. Sonra 1865 de
velocipede (fast foot) veya bone shaker ortaya çıktı. bunda ön tekerleğe entegre
edilmiş pedallar bulunuyordu. önceleri öncülü gibi tamamen ağaçtan yapılmıştı sonra metal tekerlekler ilave edildi. düşünülebileceği gibi bu çok rahatsız bir araçtı..."

"hiç üşenmeden üç kat sırtımda taşırdım. leğene su doldurup, baloncuk çıkarırdım
lastiğimden, yama yapabilmekle sessiz bir gurur duyardım. Tekerimin tellerine mavi, kırmızı, sarı süsler takardım. çok korkardım boyuma büyük gelecek diye, alçak olsun isterdim selesi. konrtpedala ve kız bisikletlerinde seleden öne doğru atılıp frensiz fren yapmalara bayılırdım. istemezdim köpekler koşsun peşimden, kamyonlar çıkmasın önüme, attırmasınlar güp güp kalbimi. ne çok yokuş olsun yolum, ne iniş; hızlanmadan öyle, keyfimce gideyim. kulağımda rüzgarla karışık bir ksilefonlu ezgi, bisikletteki aslında ben değil, onlu yaşların hafifliği."

"tekerlekli tahta at konsepti baz alinarak gelistirilmistir. bu ilk prototipte
pedal bulunmadigindan ve direksiyon islevi goren kisim sabit oldugundan sadece
ayaklarla hareket edilebiliyordu.1817'de almanyali baron karl von drais bu modele
saga ve sola cevrilebilen bir on teker ekledi. ilk pedalli bisikleti ise 1839'da
iskoc kirkpatrick macmillan yapti. buyuk bir on tekerin bisikleti daha hizli
yapacagina inanildigindan bu eski modellerin tumunde buyuk on teker kullanildi.
Bugünkü modern bisikletlerin model aldigi tasarim ise 1880'lerde ingiltere'de
yaratildi. bu modelde ayni boylarda teker ve zincir mevcuttu. extra bilgi:
bisikletin en cok kullanildigi yerlerden biri olan hollandada bircok hollandali bu
aletin mucidinin gene bir hollandali oldugunu zannetmektedir. zannetsinler bakalim."

"her sene beni bir kere uzerinden atsa da yine de pedalina sevgiyle asildigim arac."

"hayalperest insanların taşıdı." en hoşuma gideni de bu..

"bir cocugun en buyuk hayallerinden biri. en hizlisi en guzeli onda olsun ister.
hava atma amacli bisiklet turlari ona siki bacaklar, saglam dizler,yasam boyu denge, spor sevgisi, ozguven, kendi kendine zaman gecirebilme becerisi ve en onemlisi dusunce zirlamadan hemen ayaga kalkip yoluna devam edebilme cesareti kazandiracaktir.

Az buz degil bunlarin birinin bile eksikligi insanin yetiskinliginde gecirdigi uzun
yillari zehir etmeye yeter de artar. her cocugun bisikleti olsun."

 
Toplam blog
: 6
: 2003
Kayıt tarihi
: 06.11.06
 
 

Burada çeşitli başlıklarda ilgi alanlarımı ve bu alanlardaki düşüncelerimi paylaşmayı amaçlıyorum.....