Bisikletim ve ben

Bu yıl bisikletin bulunuşunun 200. yılı kutlanıyor. İlk olarak 1817 yılında Alman Karl Drais bisikleti icad etmiş ve ilk patentini  de o almış. Bisiklet Avrupa'da cok yaygın. Mesela benim yaşadıgım sehirde her evde en az 2 bisiklet varmiş. Tüm politikacılar, akademisyenler, çalışanlar(buna ben de dahil) şehir içinde her yere bisikletle gidiyor. Avrupa'da en çok bisiklete binilen ilk 3 şehir Hollanda(1.) ve Almanya'da(2. ve 3.) imiş.

Bunun hem ekonomik, hem sağlıkla ilgili, hem de makro sosyal nedenleri var. Aslında bence bu bir kültür. Ha bir de en büyük nedeni tabii ki çevreyi koruma. Alt yapı da olunca deymeyin bisiklet severlerin keyfine.

Artık özellikle kronik hastalıkları olanlara doktorlar ilaç reçetesi verir gibi direk 'sen hergün en az şu şu sürelerde bisiklete bin' diyor. Başima geldiği için iyi biliyorum. 42 yaşımda ev doktorumun ısrarla, zorlamasıyla bisiklete binmeyi istemeye istemeye de olsa öğrendim. Şimdi bisikletim benim ayrılmaz parçam oldu. Her işimi onunla yapıyorumç Çok şükür, onunla her gün en az 10 km yapıyorum vede özgürlüğünü seven, mutlu ve sağlıklı olmak isteyen herkese de şiddetle  bisikleti tavsiye ederim. 

Yapılan bilimsel araştırmalara göre, özellikle açık havada spor yaptığımız zaman beynimiz KALICI mutluluk hormonları salgılıyor, hem Dopamin hem Seratonin. Sırf bu hormonal bozukluktan kaynaklanan rahatsızlıklar da bile hergün avuç avuç hap içeceğinize atın kendinizi dışarıya (özellikle depresyonda olanlar) atlayın bisiklete, şimdiye kadar o hiç önemsemediğiniz doğa kollarını açmış, sizi bekliyor.