- Kategori
- Şiir
Bit pazarı
it pazarı da olabilir
çünkü hepimiz
itten halliceyiz
Hitler’ini çıkaramayıp
bitlerce yönetilen 77 tepede,
Dolapdere dönüyor
dünya dönüyorken
dönmeyi çok bi şii saymayan
Doğukan ve Batıkan babası gibi,
Dolapdere’de ne dolaplar dönüyor
kanlar akıyor
saçlar başlar yolunuyor
aynasızlar çakaralmazlarını patlatıyor
habire ıskalayarak
alışveriş e’ele ortaya bir buçuk karışık,
bit pazarında bit de çok, it de
itlerden biri benim,
5 yılda 1.000 dividi seyretmişim bedavaya
bire alıp yüze satmışım ne bulursam
devir ‘yakaladığını öp devri’ ya,
hadi ben itim
it dense dava açacak
bir galerici ve de artı bir eleştirmen
ne arıyor oralarda?
kuru ekmeğimizi pastaları yapma peşinde herhal
biri öğrenci ve sokak tablosu alır
on binlik koleksiyon onu doyurmamış
gözünü toprak doyursun
diğeri eşcins partneriyle gezek peşinde
Dolapdere oluyor Cepdoldere,
zencilere ağız dolu küfredercesine
‘Arraap’ diye haykırıyor ‘Roman’ lakaplı Çingenler
babalarını astırırkene,
hep birlikte ‘garden party’sini yaşıyoruz
faşizmin ve engizisyonun
zebaniye rüşvet vererek
açık kapıdan cennete tüyerek,
baba Karamazof gibins
gittiğimiz yerin feci canına okuyoruz
melekler bizden utanıyor
biz utanmıyoruz rezilliğimizden,
24 sene okul
24 sene sokak
yaş 50
var gibi bir denge ama maç ortada hala
kırmıyorum boynumu tsunamide sörf yaparken
ahbap oluyorum kanımı içeceklerle,
Dolapdere’yi seyrediyorum gözlerim açık
ortalıkta kronik kriminaller defile yapıyor
mapustan gelip mapusa gidecekerek,
bit pazarına nur yağıyor
eskiye rağbet olunca