Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bitik Antalya'ya Mustafa Hoca Ne Çare?

Bitik Antalya'ya Mustafa Hoca Ne Çare?
 

Antalya kent merkezine girmek istemiyorum. Ne zaman kentin merkezine yolum düşüyor olsa, içimde başlıyor bir rahatsızlık. Yolun ve izin belli olmadığı, bir trafik keşmekeşinin alıp başını gittiği, kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı, iğreti bir yapıya dönüşmüş durumda Antalya’nın kent merkezi. Her yer allak bullak. O keşmekeşin içerisine düşenin pek tabiki keyfi yerinde olmaz ve bir an önce o keşmekeşten kurtulmak için türlü çabaların içerisine girişir. Tabiki bu sıkıntının baş müsebbibi geçtiğimiz dönemdeki AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türel’in ta kendisiydi. Antalya ile ilgili yazmış olduğum her yazıda, Menderes Türel yönetimine yönelik öfkemi dile getiriyorum. Bu denli rezalet bir yönetim anlayışına yaşamım boyunca hiçbir yerde denk gelmemiştim. Bir kenti onca para akıtarak rezil etmenin resmidir Antalya’nın şu andaki durumu. “Para harcanarak, itinayla bir kent rezil edilir”. Bereket seçim çabuk yetiştide, az kalsın kentin göbeğine kırkbin kişilik bir stadyum konduracaktı muhterem. Kent hepten rezilliğin pençesine düşecekti. Hoş, önümüzdeki günlerde açılışı yapılacak olan eski otogarın orada bulunan iş merkezi, faaliyete geçtiği anda, ben, kentin vaziyeti manzarasını düşünmek dahi istemiyorum.

Geçen gün bir yerel gazetede “Enkaz edebiyatı yapıyorlar” diye bir haber gözüme ilişti. Güya Antalya’nın CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın bir yılın sonunda enkaz edebiyatı yapıyormuş. Rezaletin ta kendisi halini almış bir kentte enkaz edebiyatı bile yapılmaz. İnsanın elinden ne gelirki bu kenti düzeltebilmek için. Yapılanı yıkmak bile ciddi bir maddi külfet yaratıyor. Antalya kent merkezini rezil hale getiren iki tane yatırım var. Birisi hafif raylı sistem ki tam anlamı ile rezilliğin resmi, bir diğeri ise alt geçitler ki trafik sorununu çözemediği gibi, var olan sorunu dahada derinleştirdi. Mühendislik hataları dolayısı ile adeta bir ölüm geçitine dönüştü bu yerler. Kaza yüzdesinin bir hayli yüksek olduğunu düşünüyorum bu geçitlerde, zira haftada en az iki tane kaza görmekteyim bu geçitlerde. Kaldıki şahsım olarak mümkün mertebe bu geçitlerden geçmemeye özen gösteririm. Zorunluluk halleri dışında geçitlerin yanına bile yaklaşmam. Buna rağmen ortalama haftada iki tane kazaya tanık oluyorum. En yeni örneğine dün şahit oldum. Mevlana caddesi üzerinde, Mevlana alt geçidine girerken yaşanan trafik kazası ölümlü bir kazaydı ve üç adet ambulans kaza mahalinde bulunuyordu.

Turizmin başkenti olarak ifade edilen Antalya, şüphesizki bu gün var olan halinden kurtarılmayı bekliyor. Antalya’yı mevcut yerel yönetimin var olan güç ve olanakları kurtaramaz. Ancak merkezi hükümetin maddi desteği kurtarabilir. İyi bir parasal destekle hafif raylı sistem kaldırılmalı, alt geçitler kapatılmalı, doldurulmalı (ne kadar uçuk düşünülürse düşünülsün bu önerim), Kent merkezinde bulunan bütün kamu kuruluşları kent dışına çıkarılarak binaları istimlak edilmeli ve istimlak alanları rant beklentisinden kurtarılarak park anlarına çevrilmeli ve üstü park olması gereken bu yerlerin altları otopark haline dönüştürülmelidir. Bu önerdiğimiz hususları Menderes Türel yönetimi yapabilirdi. Nitekim birçok binayı istimlak ettiler, lakin o istimlak alanlarını modern tarzda bir kent yapısına dönüştüremediler. Asat, Atso gibi kuruluşlar kentin dışına çıkarıldı, bunların yanına Hükümet Konağı’da ilave edilebilirdi. Vakıf hastanesi istimlak edildi. Doğru bir yaklaşımdı. Ama sonuç olarak bu gibi yerler ranta tahvil edilince ortaya saçma sapan bir kentsel dönüşüm yapısı çıktı ve Antalyalılara adeta çilenin ne demek olduğunu gösterdi.

Bu günkü yerel yönetimden şahsım adına fazla bir şey beklemiyorum. Zira yapabilecekleri fazla bir şey yok. Beş yılın sonunda dönemlerini tamalayacaklar ve bir şey yapamadıkları için Antalyalılar Mustafa Akaydın’a öfke kusacak ve rüzgâr yine Antalya’yı mahva sürüklemiş olan AKP’lilerden yana esecek. Her şeye bıraktıkları yerden devam ederek, kentin altından girip, üstünden çıkacaklar ve Antalya’yı dahada bir yaşanmaz hale getirecekler.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..