Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bitinceye Kadar Devam

Bitinceye Kadar Devam
 

Türkiye bir taraftan yüzyıllar öncesine dayanan bir tarihe sahip olmasına rağmen, bir taraftan da Birinci Dünya savaşı sonrasında kurulmuş 84 yıllık bir ülke. Bu çelişkiyi milletçe tam olarak hazmedemediğimiz ve kendi içinde tutarlı bir yere oturtamadığımız için, zaman zaman bazı problemler yaşadığımız doğrudur.

Mirasına sahip çıktığımız Osmanlı’yla, yerine göre yok saydığımız bir ecdadın arasında bocalamamızdan yararlanmak için çalışanlara maalesef çok koz veriyoruz.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok partili demokratik hayata geçen Türkiye, sanayi ve teknolojinin, başlangıçtan o yıllara kadar olan gelişmesini birkaç kere katlayacak bir ivme kazandığı dönemde, geri kalmışlığın kefenini yırtmaya çalışan bir ülke olarak, ekonomik ve sosyal refaha harcayacağı tüm varlığını terör gibi bir belaya harcamak zorunda kaldı.

Belki böyle bir tesadüfü kabullenmek kolay değil. Bir panaroyanın ötesinde, ülkemiz üzerinde bazı oyunlar oynandığında şüphe yok. Aslında bu senaryonun oyuncuları sadece biz de değiliz. Globalleşen ve giderek küçülen dünyada, güçlü ülkeler kendi varlıklarının devamı için, başkalarının palazlanmasına izin vermek istemiyorlar.

Türkiye’nin ekonomik gücü bu yükü kaldıracak nitelikte olmadığından, en çok zarar görenlerden biri de biz olduk diyebiliriz. Başlangıçta bugünkü noktaya geleceğimizi göremeyen yöneticilerimizin bunda büyük payı var.

Artık hepimiz biliyoruz ki, terörle birlikte büyümemiz, gelişmemiz, etrafımızdaki çemberi kırmamız mümkün değil. Ne yapıp edip bu belanın üstesinden gelmeliyiz. Son yıllarda Türkiye terörden daha çok zarar gördü. Ama terör örgütüne de daha çok zarar verdi. Elbetteki bu yeterli değil.

Onun için dün jetlerimizin operasyonunu büyüterek, abartarak zafer nidaları atmanın doğru olmadığını söyledim. Bugün de aynı kanaati taşıyorum. Asker, var olmasının sebebi olan sıradan bir görevini yapmıştır. Üstelik bu sadece temsili caizse bir muharebedir. Asıl harp kazanılmadıkça, arada bazı muharebelerden üstün çıkmanın hiçbir anlamı da olmaz.

Ben devletin bu konuda son derecede kararlı olması gerektiğini düşünüyorum ve bu kararlılığı da görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ve sayın başbakan, sınır ötesi operasyon konusunda PKK bitene kadar mücadeleye devam, diyerek isabetli bir adım atmışlardır.

Operasyonların netice alıcı mahiyette olacağının açıklanması, doğrusu benim yüreğime su serpti. Aksi takdirde, yine yıllarca bu mesele sürüncemede kalır, Mehmetçiklerimiz analarını, babalarını, çocuklarını acılara boğar ve bu ülke de bir türlü bulunduğu yerden bir adım öteye gidemez.

Türkiye gazetesindeki “Zirve Kararlı” manşeti bence günün en önemli göstergesi. Güneş gazetesi bile “Bitinceye Kadar Devam” manşetiyle haberi vermekte mahzur görmemiş.

Güneş gazetesi bile derken, genellikle hükümete karşı muhalif bir tavır ve siyaset sürdürdüğünü bildiğim için söylüyorum. Bu mesele ülkenin üzerinde önemle durulması gereken genel meselesidir.

Burada particilik yapmak, vatana ihanet etmekle eşdeğerdir. Çünkü terörsüz bir Türkiye sadece X veya Y partisini değil, bu ülkede yaşayan herkesi mutlu edecektir.

*****

Dünkü gazetelerden bazıları, DTP genel başkanı Demirtaş’ın askerlikten kaçmak için sahte çürük raporu alması nedeniyle tutuklandığını yazmışlardı. Ülkeyi yönetmeye talip bir siyasi parti genel başkanının bu tavrını hoş karşılamak elbette mümkün değil.

Hangi etnik kökenden olursanız olun, ülke yönetimini ele geçirmeyi düşünüyorsanız, bu ülke sizin yönetiminizde de yine bir orduya sahip olmak ve asker toplamak mecburiyetindedir. Böyle bir tutarsızlık olur mu?

Yaşadığı ülkeyi, havasını, suyunu, ekmeğini yediği bir yurdu hakir görenlerin vicdanlarında vatan sevgisi diye bir şey yok demektir. Vatan insanın doğup büyüdüğü, bir gün de ölüp içine karışacağı toprak demektir.

Allah’a şükür ki, bu ülkede vatanını seven, hem de deli gibi seven, onun için ölümü bile göze alanlar var. Kalbi delik olmasına rağmen askere gitmeyi çok isteyen Recep Karaca da bunlardan biriydi. Muayenede hastalığını sakladı ve 7 ay önce asker oldu. Şırnak’ta görevli jandarma eriyken, kalp rahatsızlığına bağlı baygınlık geçirdi. Düşüp başını yere vurunca da beyin kanamasından şehit oldu. Posta gazetesi haberi “Vatana Can Feda” başlığıyla vermiş.

*****

Gördüğümüz pek çok aksaklık bize “bu millet adam olmaz” dedirtir. Hiç düşündünüz mü bize bunu söyleten nedir? Kuralsızlık… Yasalarımız dünya ülkelerinden kopya edilmiş olmasına rağmen bizi onlardan ayıran nedir? Yine kuralsızlık…

Aslına Türkiye’de asla olmaz zannedilen pek çok şey, kuralların birebir uygulanması ve özellikle de kimseye ayrıcalık gösterilmemesiyle en az yüzde elli ivme kazanır, işlerimiz düzelir, boşa giden emek, zaman ve para, verim sağlamaya başlar.

Bizde ne yazık ki tam anlamıyla hiçbir kural çalışmaz. İstisnalar kuralın önüne geçmiştir. Kuralsızlık esastır ve başka ülkelerde uygulanmak için konulan kurallar sanki bizde çiğnenmek için konmuştur.

Hürriyet gazetesinin “Direksiyonda Herkes Şoför” manşetli haberi bana bunları düşündürdü. Trafikte artık milletvekillerine, hakimlere ve savcılara tanınan imtiyaz sona eriyormuş. Artık polis direksiyon başındaki herkese sürücü muamelesi yapacakmış. İnanabiliyor musunuz? İnanamıyor musunuz? Bu da işte garip bir durum.

Eninde sonunda bu yasanın bir yerlerinden delineceğini ve kullanılamaz hale geleceğini düşünüyorsunuz değil mi? Bu düşünce bile kuralların uygulanmasını engelleyen sebeplerden biri. Dileyelim ki bu sefer artık olsun ve biz de bir yerlerden insan olmaya başlayalım.

*****

Hürriyet’in bu manşetiyle, acaba gerçekten olur mu, bizde de kurallar ayırım yapılmadan uygulanabilir mi diye sevinç içindeyken, Sabah gazetesinin manşeti acı gerçeği yüzümüze haykırıyor. “Angora kardeşliği” Ne olmuş? Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Çankaya Belediyesi el ele vermiş, ünlülerin sitesini 10 gün içinde imara uyduruvermiş.

İşte olay bu. Kimileri de zanneder ki, Çankaya Belediyesi Halkçı, Ankara Belediyesi Devletçi, ya da birbiriyle zıt görüşte, geçinemiyor. Oysa belli başlı bazı ortak noktalarda ne de güzel bir araya gelirlermiş meğer değil mi? Ben söyleyecek başka bir şey bulamıyorum.

*****

Kurallar uygulanmazsa, işte olacağı budur. Yeni Şafak gazetesindeki şu haberin güzelliğine bakın şimdi… Malatya’da üç kişinin öldürüldüğü odada yakalanan zanlıların kanlı elbiseleri aynı poşete konuldu, kanlar birbirine karıştı. Cinayeti kimin işlediği belli değil. Manşet: “Malatya’da Torba Skandalı”

*****

Kurallara uyanlarla uymayanların farkı nasıl olur diye merak ediyor musunuz hiç? Etseniz ne olacak. Çark böyle işlerken bunun anlaşılması da mümkün değil. Zaten kurallara uyanlar azınlıkta kalınca sanki hata yapıyor pozisyonuna düşüyorlar.

Bugün gazetesinden bir manşet: “Bu Utanç Alkışlanır” Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’ın, enflasyonu tutturamadık, utancını taşırız demesi üzerine, bir bürokratın bu samimi itirafı karşısında herkes şaşırmış.

*****

İlhan kesici… Bir zamanlar DYP’nin başına geçmek üzere hazırlanmış bir süvari olarak nitelendiriliyordu. 22 Temmuz seçimlerinde Kesici bir sürpriz yaparak CHP’ye girdi. Üstelik soldaki siyasete de ısındı. Kesici şimdi CHP yönetimine girmeye hazırlanıyor ve Baykal’ın sağ kolu haline geliyormuş.

Benzeri bazı kişilerin de CHP kanadından Ak Partiye geçtiğini görmüştük. Akla gelen ilk örnek de Kültür Bakanı Ertuğrul Günay. Bence partilerin keskin ayırımı artık ortadan kalkacak, kalkmalı da. Bir işin daha iyi nasıl yapılacağını bilenler siyaseti ateşlemeli. Sağ sol ayırımından vazgeçilmeli. Böyle kalıplaşmış metotlarla hiçbir derdimize çözüm bulamayız. Bugün gazetesi haberi “Sağdan Geldi, Sol Onu Sevdi” manşetiyle vermiş.

*****

Her beş yılda bir Pazar günü evimize kapanır sayılırdık eskiden… Böylece nüfusumuzun ne kadar olduğu da ortaya çıkardı. Son dönemde dediler ki, artık teknoloji ilerledi, bu işi bir bilgisayar programıyla yapalım.

Bir yıldır sayılıyoruz ama toplanan sonuç bir türlü neticeye varmıyor. Gerçi bu hesap işi bildim bileli karışıktır. Üç beş kalem malın hesabını yaparken bile doğru sonuca zor varırsınız. 70 milyonun hesabı öyle cuk diye oturur mu? Elbette terslikler olacak…

Vatan gazetesi diyor ki: “Nüfusumuz Saydıkça Azalıyor” Gerçekten de TUİK başkanı öyle ilginç bir açıklama yapmış ki, 4 milyon mükerrer yazılım varmış bir kere. Kayıtlardaki 1.3 milyon kişi ise hiç bulunamıyormuş. Ne diyelim Allah yardımcıları olsun…

*****

Cumhuriyet gazetesinin kaybettiği mahkemelerden canı yanmış anlaşılan. Tazminatların faizleriyle birlikte alınmasından şikayetçi… “İslamcının Faiz Aşkı” başlığı altında, Hükümet üyeleri ile Fethullah Gülen, kazandıkları tazminatları faiziyle aldılar, diye dert yanıyor..

*****

Günün önemli haberi olarak manşetlerde görülen sınır ötesi harekatın komandolarla desteklenmesi meselesinde gazetelerimizin attığı manşetlere gelince:

Takvim gazetesinde ilginç bir manşet var: “İntikam Kodu: Pazar 02.00” Hani doğru da olabilir, tesadüf de olabilir bilemiyorum. 7 Ekim 2007 Pazar günü 02.00’de Gabar’da 13 askerimiz şehit olmuş. 21 Ekim Pazar günü saat 02.00’de Dağlıca’da 12 şehit daha ermişiz.

Ve Tarih 16 Aralık Pazar, saat 02.00….Türk ordusunun pilotları o gün o saatte şehitlerin intikamını almışlar.

Diğer gazetelerin manşetleri de şöyle:

Hürriyet: “700 Komando Kuzey Irak’a Sızdı” Türk F-16 jetlerinin PKK kamplarını yerle bir etmesinin ardından mavi bereliler Kuzey Irak’a girdi. Sınırın öte yakasında temizlik operasyonu yapıldı.

Milliyet: “Irak’ta Sıcak Takip” Bir grup PKK’lının sınırdan içeri girmeye çalıştığını tespit eden TSK, Kuzey Irak içlerine kadar takip ettiği teröristlere ağır darbe indirdi.

Sabah: “700 Askerle Sıcak Takip” Şemdinli sınırından sızmaya çalışan teröristler termal kamerayla yakalandı. Sıcak takip yapan Mehmetçik PKK’ya ağır darbe vurdu.

Akşam: “Şimdi Sıra Komandoda” PKK kamplarına F-16 taarruzundan sonra önceki gece 300 bordo bereli sızma harekatı başlattı. Mehmetçik baskın planlayan hainlere baskın yaptı.

Radikal: “Komandolar da Girdi” Kuzey Irak’a giren komandolar PKK’lılarla çatıştı. Genelkurmay sınırı geçmeye çalışan gruba kara birlikleriyle sıcak takip kapsamında icra edilen küçük çaplı bir operasyonla darbe vuruldu.

Zaman “Mehmetçik Bu Kez karadan Girdi”

Yeni Şafak: “Galires’de Kıskaç” Kampların yerle bir edilmesinden sonra İran-Irak-Türkiye üçgenindeki Galireş bölgesine kaçan teröristlere sabaha karşı komando operasyonu yapıldı.

Star: “Karadan kuşatma” Kandil’e bombardımanın ardından 700 Mehmetçik helikopter destekli operasyonla sınıra yakın Hakurk kampını da vurdu.

Vatan: “En Seçkin Birlik Kuzey Irak’ta” F-16’ların gece baskınından sonra önceki gece de bir tabur bordo bereli Kuzey Irak’a operasyon düzenledi.

Güneş: “Haine Uyku Haram” Gece hava harekatı ile felç edilen teröristler sabah bir darbe de kara birliklerimizden yedi.

Taraf: “Şam’ın Eve Dön Planı” Kürt sorununun çözümünde önemli bir aşama olarak gündeme gelen PKK’nın silahsızlandırılmasının Suriye kökenli PKK’lıları da kapsadığı öğrenildi. 200 bin Kaürt’e yönelik normalleştirme yasası Beşar Esad’ın önünde.

*****

Öte yandan Rice ile ilgili birbirine zıt iki iddia var:

Bugün gazetesine göre, Barzani Kerkük’e giden Rice’den beklediği desteği bulamadı. ABD Dışişleri Bakanı, Türk askerî harekatına açık destek verdi. Cumhuriyet gazetesi ise “Barzani’den Rice’a Tavır” başlıklı haberinde, Kürt lider TSK’nin sınır ötesi operasyonu sürerken Irak’a giden ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmedi, diyor. Hangisi doğru söylüyor bilemiyorum..

*****

Fanatik gazetesi, Galatasaray’ın teknik direktörünün bu akşamki maçta takımının başında olamayacak kadar grip oduğunun söylenmesini garip karşılayarak şu manşeti atmış: “Grip Bir durum”

Fotomaç gazetesi “Mehmet Yıldız’ı Galatasaray’a Verdik” “Arda Fener’e mi?” başlıklarını kullanırken, Fotospor gazetesi “Ronaldo Fener’e Uzayacak” haberiyle yine taraftar kandırıyor.

Bugünlük de bu kadar . Hepinize iyi bayramlar… Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..