Bitki çayı? Kara çay?

Hangi çay?

Papatya, Kekik, Ihlamur, Isırgan, Kuşburnu, Nane, Limon, Yasemin …

Kara çay?

Bitki çayı ile aranız nasıl? ya meyve?

Elma, erik, ahududu, böğürtlen, ayva vs.

Hah birde şey çayları var!

Zayıflama, dolaşım sistemi, sinir sistemi…

Karışık bitki çayları…

Dolabın kapağını açıyorum yukarıda saydıklarımın hemen hepsi bir dolap gözü dolu…

Neskahve, cappicino falan…

Ama elim kara çay’a gidiyor.

Ne kadar bitkisel yaşasak ta, ne kadar vücudumuz için yaralı olduğunu bilsek te, ne kadar sağlıklı yaşam peşinden koşsak ta…

Olmuyor arkadaş!

Ben kara çayı’mı demleyeceğim! Ohh mis mis, arada Seylan çayı hele…iç iç bayatlamıyor.

Olmadı Fransız çayları… küçücük, minicik bişeyler ama o demliğe koyupta üstüne köy suyunu dökünce verdiği tad!

Türkiye’de üretilen çay’ın iyisinin ihraç edildiğini öğrendiğimde çok bozulmuştum.

Biz yetiştiriyoruz ama yine kötüsünü biz, iyisini elin yabancısı içiyordu.

Ben geçemiyorum arkadaş bütün dolap bitkisel çay ile dolsa da…

Ohhhh sabahların kahvaltı kralı, yorgunluğumun doktoru, keyifli sohbetlerimin can yoldaşı, kek-kurabiyemin kavalyesi…

Çay, çay Kara Çay!

Çayımı isteme benden buz gibi soğurum senden!