Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '11

 
Kategori
Güncel
 

Bitmeyen kavga

Bitmeyen kavga
 

Malum malı, mülkü, birikmiş parası olmayan kimseler geçimlerini çalışarak sağlıyorlar. Varlıklı kimseler de geleceği düşünerek çalışmak zorundalar. İşgücümüz 45 milyon. Bunun 15 milyonunu ev kadını yapmışlar. Kalan 30 milyonun yarısının işi tatminkâr.10 milyonunun işi de aldığı ücret de bir şeye benzemiyor. Asgari ücretle çalışan kişiye işi var diyemezsiniz. Kalan 5 milyonun ise hiç işi yok. 

Şimdi ülkenin en iyi ekonomistiyle TV’de karşınıza oturup ona bu tablonun nedenini sorsam hepinizi ikna edecek sebepler ortaya koyacak ve bu durumun normal olduğunu söyleyecektir. Sizleri biliyorum zaten; ağzınız açık dinleyecek ve haklısınız diyeceksiniz. Babayı haklı! Kusura bakmayın, sizin gibi kolay kanan insanlar olursa haklı olurlar tabii! Bir kere bu adamlar normalin ne olduğunu bilmiyorlar! Vezüv yanardağından lav fışkırması da normal. Bırakalım fışkırsın o zaman. 

Bir ay çalışmanın karşılığı 500–600 lira olur mu? “Ne yapalım ülkenin şartları bu” Sen niye 5000 lira alıyorsun o zaman? Ülkenin şartları kötüyse sen de az al. Sen hayat denizlerinden inci mercan çıkarıyorsun da ötekiler b…k mu çıkarıyor? 

30 milyon faal işgücün var. 45 milyon ama “ev kadınlığı” diye saçma sapan bir iş/meslek uydurup 15 milyonu yırtmışsın. Onlar da iş istese şeyin tavana vuracak. 30 milyon faal işgücünün 10 milyonu asgari ücretle (600 yerine 700–800 vermek de asgari ücrettir; kimi kandırıyorsunuz siz?) aç sefil sürünüyor. 5 milyonun ise hiç işi yok. Bunları söylemek kolay. Ucuz siyaset. Polemik. Neden böyle diye sormanız lazım. Cevabını da almanız lazım. Karatepe’den bağırıyorsunuz: Ülke battı. Ülke battı. Onlar da Çankaya’dan sesleniyorlar: Hayır batmadı. Hayır batmadı. 

Elbette 70 yıllık yanlışı 7 yılda düzeltemezsiniz. Kimse sizden bunu beklemiyor zaten. Ama değişimin işaretleri olmalı. Başladığınızı görmek istiyoruz. Belli ki sayın başbakan Necip Fazıl’ın “Kaldırımlar” şiirinden çok etkilenmiş; 8 yıldır kaldırım döşüyor. 8 yıl önce Çankırı tepelerinde köpekler dolaşıyordu; şimdi gidin bakın yine aynı… 8 yıl geçmiş, ne bir tarla, ne bir bahçe, ne bir ağaç… Oturup ülke kaynaklarının envanterini çıkarsaydınız bari. Neyimiz var bilmiyoruz. Doğuda iki baş hayvan, güneyde Çukurova, ortada Konya, kuzeyde fındık mındık, batıda ayva…Bizim düzenimizde belki bir işe yarar, ülkemizin insanına ekmek kapısı açar diye çakıl taşlarını bile sayacağımızı biliyor muydunuz…Açık ve net söylüyorum, Ağaç Hareketi bu ülkeye gelinceye kadar resmen açsınız! 

“Tarıma fazla yatırım yapmaya gerek yok. Modern tarım yöntemleriyle daha az işgücü kullanarak daha fazla üretim yapıyoruz zaten.” Aslında doğru söylüyor da bilançonun aktifindeki “İşsizlik” ve “ Hormonlu üretim” kalemleri mide bulandırıyor. Lan Allahın adamı ülken işsizlikten kıvranırken daha az işgücü niye kullanıyorsun ki? 1 demet maydanoz 1 lira. 2 dal bir şey, 10 kuruş maliyeti yok. Üretim azsa 100 bin işsizi al Anadolu’ya götür, maydanoz üretimini 5 kat artır, demeti 20 kuruş olsun. Olmaaazzz! Böyle olursa köşe dönücüler köşeleri dönemezler ki. Beyefendi tarladan demetini 10 kuruşa alacak, pazarda 50–100 kuruşa satıp boğazda villa alacak. 

Türkiye’deki işsizliğin bir sürü nedeni var. Saçlarımın tarandığı gibi durmayışının da bir sürü nedeni var. Mazeret ve nedenler beni ilgilendirmiyor kardeşim. Almanya’nın nüfusu 82 milyon. Peki toprakları? Yarımız kadar. İklimi? Ülke topraklarının verimliliği? Şu eleştirdiğimiz Hay Hitler iyi bir ırk yaratmış o zaman. 

İnsanımız tembel, adam kahvehanede oturmuş açım diye bağırıyor. Çık dışarı çalış; yetmediği zaman Çankaya’nın kapılarını kır. İş yokmuş. Türkiye’de hali hazırda 750 bin münhal iş var. İnanmazsan say. Tamam, parası az. Çalışma şartları kötü ama yani ne yapalım? Laila’da garsona 1000 lira bahşiş veriyor, sana ayda 500 lira. Öldürelim mi? 

Kaldırım döşemeyi bırak kardeşim, bizler çamurda da yürürüz; karnımızı doyur. Dilenciye güneş kaymak asfalt yapsan ne olacak? Türkiye’de insanların keyfine bakarsan işsizlik kıyamete kadar sürer. Adam iş beğenmiyor. Beyefendi üniversite bitirmiş; 3 bin maaş, sümen altı masa başı işi olacak. Nerde bulacağız? Bana de ki 750 bin münhal iş varmış ama ücreti düşük, saati fazla… Bana iş yok deme. Bunlar için birlikte mücadele edelim.750 bin iş ülkede bekliyor, sen işsizim diye bağırıyorsun. Benim mesleğim değil ki, işletme okudum bahçıvan ol diyorlar. Yine şanslısın, hamal da olabilirdin. Bu düzende senin istediğin işi, mesleği sanatı yapma şansın yok ki. Sen Tayibin düzeninde yaşıyorsun, Korkut’un değil. Ne buldunsa dalacaksın. Şu anda 750 bin kişi parası azmış, iş iyi değilmiş demeden buralarda çalışmaya başlasa 750 bin ailenin az da olsa yüzü gülecek. Çocuğuna dondurma alamıyorsun, evde oturuyorsun. 

Patronlar da serbest piyasa. Tutturabildiğine. Asgari ücretin üzerinde olsun yeter ki. Ne kadar asgari ücret? 600 lira. Zaten asgari ücretle çalışanların evi yok. Yani 300 lira kirası var. Ya bunlar da önemli değil. İnsanların nasıl geçindiğini boş verin. Benim bir ay çalışmamın karşılığı niye 600 lira? Bu 600 lira maaşı bile gününde vermiyorlarmış. Yapma kardeşim bu işi! 

Kardeşim şimdi ülkemizde 3 milyon 5 milyon kişinin işi yoksa bunların aileleri ne yiyip içiyor? Kimse açlıktan ölmediğine göre (belki ölüyordur, ölenlerin neden öldüğünü bilmiyoruz ki) her eve az veya çok bir kazanç giriyordur. Ama nasıl? Kocanın işi yoksa karısı ya da çocukları çalışıyordur. Kira geliri vardır. Bağ kur, SSK, emekli maaşı vardır. Birikmiş ya da babadan kalma malı parası vardır. Yardım alıyordur vs. Yani başka türlüsü olamaz. Adam aylardır işsiz. Hiçbir geliri yok. Varı yoğu ne varsa bitirmiş, kredi kartına borçlanmıştır. Belki böyle insanlar da var. 

3 milyon işsiz en az 10 milyon insan demektir. Yani 7 milyon kişi bu 3 milyonun eline bakıyor olabilir. Kural olarak 21 yaşının üzerindeki eğitimde olmayan insanların mutlaka bir işi olması gerekir. Benim yöneticilere kızdığım konu işsizliği niye önleyemedikleri değil, işsizliği normal bir durummuş gibi görmeleri. Bu kadar terbiyesizlik olmaz! Bana deki zor bir durum, çözmeye çalışıyorum ama çözemiyorum. Hayır, öyle demiyor. Her ülkede varmış. Ekonomilerin genel sorunuymuş. %10 işsizlik normaldir diyor adam, deli oluyorum ya! 4.5 milyon işsizin bulunması bunlara göre normalmiş. Yani düşünün, ülkede diyelimki 10 milyon işsiz var. 5, 5 milyona iş buldular, geriye 4, 5 milyon işsiz kaldı. Ondan sonra iş aramayacaklar. 

Benim işsizlik hesabım farklı. 21 yaşına değmiş eğitim dışında bence 45 milyon insan var. 25 milyonu çalışıyor. Geriye kalan 20 milyon kişi işsiz. Yeniçağda bu 20 milyon işsizin 11 milyonunun işi hazır(Hizmet ve görev birimleri) Kardeşim ben elimi sıcak sudan soğuk suya sokmayacaksam maaşımın üçte birini (600 liraysa 200 lira) seve seve veririm. O zaman 600 ben alıyorsam eşimde hizmet birimlerinde çalışıyor olacak ve 600 de o alacak. 600 lirayla imkânı yok geçinemiyorum ama 1200 lirayla idare ederim. Hizmet birimlerine 400 lira vereceğiz. Elimizi sıcak sudan soğuk suya sokmayacağız. Her şey önümüze gelecek. 9–15, altı saat çalışma dışında hiçbir külfet yok. 300 lira yiyecek içecek, 200 lira kira ( öyle 600–700 kira yok, nerde bolluk) ve diğer harcamalar için de ayda 300 lira. İşte size yeni düzende en düşük ailenin geçim tablosu. 

11 milyon kişi hizmet birimlerinde istihdam edilecek. 10 milyon kişi tarımda(tabir sistemleri), 5 milyon kişi tarım devrimi ve orman devrimi projelerinde, 20 milyon kişi üretimde (10 milyon fabrikasyon üretim, 10 milyon bireysel üretim) çalıştırılacak. Tuzluk kafalılar! Bakın ev kadınlarını da kattık hala açık var. Bugünkü hizmet sektörlerine adam kalmadı diyecektim ama hizmet birimlerinde çalışacak 11 milyonu sayıları 10 milyonu aşan aracı, satıcı, tüccar vs den alacağız. Malum yeni düzende ticaret yok. Şimdi işsizlik var; yeni düzende ise 20 milyon kadınımıza da iş bulacağız yine de işçi yetişmeyecek. Çünkü senin reel sektörün Tahtakale, benimse taşı toprağı ile bütün Türkiye. 

Herkese müdür masası ve 2000 maaş vermek zorundaysan işsizliği sitti sene önleyemezsin. Böyle bir zorunluluğun yok. Devlet olarak çek restini. Ülkede ne iş varsa onu yapacaksın de. “Üniversite okudum, tahsilime göre iş 2000 maaş isterim” diyeni bana gönder. Lakin hangi işi yaparlarsa yapsınlar insanlara bir aylık çalışmalarının karşılığı olarak 600 lira veremezsin. Üniversite okumuş birinin çöpçü olması mantıklı değil ama öyle her işe de burun kıvıramazlar. Beyefendinin eline kalemi vereceksin, altına sandalye, önüne de bir masa oh ne ala! Ben sana çöpçülük yaptırmayacağım ama şu anda yapmadığın onlarca işi yapacaksın arkadaş! 

Ben diyorum ki Türkiye Ağaç Hareketi sistemine mecbur ve mahkûmdur. Çünkü yerleşik anlayışların değişmesi gerekiyor ve bugünkü düzende değiştiremezsiniz. Boğaziçi Üniversitesi mezununu bahçıvan yapamazsın. Yeni sistemde bu tür işler özel bir uzmanlık alanı olarak düzenleneceği için kişi kendisi seçecek ve mesleki eğitimini hem uzman(Bilim Üniversiteleri) hem de çalışan olarak (Halk Üniversiteleri) bu şekilde tamamlayacak. Uzman ya da MES(mesleki eğitim süreci) olarak belgesini alıp doğrudan işbaşı yapacak. 

Şu andaki işsizliğin nedeni akılsızlıktır. Bütün ülkedeki 750 bin münhal iş incelemeye alınır. Kardeşim sen ne iş yaptıracaksın? İşin devamlı mıdır, geçici midir? Ne kadar sürelidir? Ücret olarak ne veriyorsun? Adam bankaya gişe memuru alıyor, 800 lirayla işe başlatıyor. Ya kardeşim sen çaycı mı alıyorsun, memur mu? Gişedeki 800 lira alıyor gerideki 2000 lira, bu ne ya? Tarlada patlıcan bol ya kilosu on kuruş olacak diyor. Bu tür tavırlar vicdansızlıktır! Bu, insanlık dışı uygulamadır! İnsanların hakkını vereceksin! Çaresiz insanları aç ve muhtaç diye üç kuruşa çalıştıramazsın! Korkut’u delirtme! 

Bankalar eleman almak için sınav yapıyorlar. İşsiz güçsüz çaresiz üniversite mezunları belki bir iş sahibi olurum diye bu imtihanlara giriyorlar. Banka 1000 kişi alacak, 100 000 kişi büyük umutlarla sınava giriyor. Aslında sınava boşa giriyorlar. Alınacak bu 1000 kişi torpille müracaat edenlerin içinden önceden belirleniyor. Herkesin önemli yerlerde tanıdığı var. Ahmet’in oğlu, Mehmet’in kızı daha sınava girmeden kazanmış zaten. Bir de büyük bir ciddiyetle mülakat yapıyorlar. Benim oğlum 10 defa girip kazandığı banka sınavlarının 10’unu da mülakatta kaybetti. Sitti sene de kazanamaz. Çünkü torpili yok. Adil mi olmak istiyorsun sadece sınav yap; ne kadar ihtiyacın varsa en yüksek puanlıdan itibaren işe al. Kimse itiraz edemez. Yazılıda düşük puan alan bilmem kimin yeteneksiz çocuklarını torpili var diye işe alıyorsun. Bu devir böyle gitmez, inşallah batarsın! 

Bitmeyen kavgaların yılmaz savaşçısı olarak ezilen insanların yanında yer almaya devam edeceğim! 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..