Bitmiş olan devlet ve yandaş yargının kullanılması..

Yukardaki fotoğraf, Suriye ya da Libya’da değil, Türkiye’de çekilmiş. 

Elleri silahlı PKK militanları Tunceli’de iki polisin şehit edildiği yolda kontrol noktası oluşturmuşlar ve gelen geçen araçları kontrol ediyorlar. İki gün sonra yola yerleştirdikleri mayın patlıyor ve iki polis şehit. 

Bu tür bir manzarayı Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki karışıklıklarda gördüğümüzde, "Devlet bitmiş orda, Kaddafi gitmek üzere, Beşar Esat gitmek üzere. Muhalifler her halde çok güçlendiler" falan diyorduk değil mi?. 

Şimdi ülkemizde PKK gerillaları bu kadar ileri gitmişken ve hükümet tüm bunlara seyirci kalıyorken ne dememiz gerekir. Okuyucuların yorumuna bırakıyorum. Bence sözün bittiği noktadayız. 

12 Haziran seçimlerinden sonra ülkemizde özellikle yargı cephesindeki tutarsızlıklar tabi ki yukardaki fotoğraftan ayrı tutulamaz ve o fotoğrafın bir parçası. 

Uzun zamandan beri BDP ve desteklediği bağımsız adaylar ne diyor, APO ne diyor, ABD’nin bölgedeki hesapları ne?. 

ABD bölgedeki hesaplarını BOP Planı ve Kuzey Afrika projesi ile çok net bir şekilde ta 2003’te açıkladı. Zaten bölgedeki hengame de ne yapmak istediğini çok açık ve hiç kıvırmadan ortaya koyan tek ülke ABD. "Biz 22 ülkenin haritasını değiştireceğiz ve bölgede caz yapmayacak küçük ve güçsüz ülkeler istiyoruz" diye açıkladılar. 

Bu niyetlerinde ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını son bir yılda bölgede çıkan karışıklıklardan anlıyoruz. 

Şimdilik ABD ile pek sorun yaşamayan zaten Eşbaşkanlık misyonu halen bitmediği için bölgede ABD’nin hala ihtiyaç duyduğu bu AKP hükümeti daha önceden şekillendirip kıvama getirdiği kendi yargı kurumları ile bölgedeki karışıklıklara zemin hazırlıyor. Tabi bu zemini kimin planladığını ve Eşbaşkanlık misyonunun ne demek olduğunu anlatmama gerek yok. 

Son bir yılda ülkemizdeki olaylara bakarsak ABD’nin ve Eşbaşkanı’nın ülkemizde tamamen muhalefetsiz bir gül bahçesi oluşturup, bu bahçede bölünmeye uygun bir Anayasa hazırlatmak istediğini çok açık bir şekilde görürüz. Ordunun sindirilmesi, medyanın susturulması, tüm muhaliflerin içeri atılmaya çalışılması yetmedi sekiz yılda. Yine de ABD’nin hoşuna gitmeyen bir şeyler vardı. 

Önce CHP hakkında bir kaset rezilliği ayarladılar tutmadı, CHP daha da güçlenmiş halde çıktı o kuyudan. 

Sonra seçimlerin arifesinde MHP için aynı yola başvurdular yine tutmadı. 

Tüm hesaplarına karşın, ülkenin bölünmesini isteyenlere ve bu bölücülerin istediği gibi bir Anayasa’ya şiddetle karşı çıkacak bir muhalefetin oluşmasına engel olamadılar. 

O zaman ne yapalım?. KAOS.. 

İşte Hatip Dicle olayı da, Haberal ve Balbay olayı da, Alan Paşa olayı da hep yandaş yargının kullanıldığı bir senaryodur. 

Ve bu senaryonun ilk sahneleri PKK’nın bölgede kolluk kuvvetlerinin yerini alması ile kendini gösteriyor. Her türlü alavere ve dalavereyi denedikleri halde mecliste yine de Ulusalcı bir muhalefetin olması, ABD ve Eşbaşkanı rahatsız etmiştir. 

Sonuç.. İşte görüyorsunuz bunları yaşıyoruz. Daha da karanlıklarını yaşayacağız. 

Saygılar. 

24.06.2011