Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Biz, huzurlu koyunlar

Biz, duello yerine pusu kurmayı tercih ederiz. Kültürümüzden kaynaklanan bir olgu bu. Fakat nedense politika kazanında kimin yanıp kimin yanmadığı kıstası bu kadar net değil.(Tanol Türkoğlu )

Bilgi vermek gibi bir kültürümüzün olmayışı, sadece nakletmeye dayanan "vahiy" bilgisiyle yetinen toplumumuzun "nasıl oldu?", "neden öyle?" gibi soru sorma cesaretinin olmayışı, aslında pusuda yatanın kolayına gelmekte, hedefi açık ve net olarak görülmesini sağlamaktadır.

Zihnimizi kullanmaya alış(a)mamamız, bilgi olgusuna sırt dönmemize sebep olmuştur. Akıl yerine nakli yerleştirmemiz, birçok sorumluluktan da bizi kurtardığını sanıyoruz. Oysa bunun tersi olması gerekir. Nakli - aktarım - yerine aklımızı koymamız, "doğru bilgi" edinme adına vazgeçemeyeceğimiz bir olgudur. Olup biten birçok şeyin farkında olamayışımızın esas sebebi, bilgi eksikliğimizdendir.

Söylenenlerin doğruluğunu irdelemeye çalışmıyoruz; gözümüze kim daha güçlü bir imaj çiziyorsa - bilinçaltımızdaki korkudan olacak - onun haklı olduğuna doğru meylediyoruz.

Huzurlu olmamız istendiği için huzurlu koyunlarız biz. Yine de zaman zaman öndeki koyunun ardından uçurumdan aşağı atlayan koca bir koyun sürüsü haberini okuduğumuzda şaşırız nedense:

- Cumhuriyet devrimleri yok edilmişken bir imam çıkıp şeriat için hutbe okuyup 89 yıllık düzen değişecek dediği zaman, şaşırırız;

- Seçimlerde iktidar, para saçarak seçim kazanır, nasıl olur? diye, şaşırırız;

- Füze kalkanının Türkiye’ye yerleştirileceği yıllar önce açıklanır, başbakan önce olmaz der, sonra tetik bizde gibi açıklamalar yapar, şaşırırız;

-  Libya, Suriye konusunda en dost biz oluruz, kardeşlik türküleri söyler, karşılıklı güven konusunda yetkililer nutuk çeker, aniden şaşırırız;

- Libya’yı bombalayan NATO’ya üs verir, Kaddafi’ye ve Esat’a istifa çağrıları yapar, bu kez dünyayı şaşırtırız;

- Genelkurmay Başkanı, Gül’ün önünde boyun kırıp, kafa selamı verdi diye tartışır, çok sayıda asker Hasdal karargâhına taşınıp gözaltına alınırken, biz hep şaşırırız;

- İsrail ve Mavi Marmara konusunda Birleşmiş Milletler’in hazırladığı raporun kasıtlı olarak açıklanması geciktirilirken içeride bizim de temsilcimiz olduğu için önceden biliriz, ama biz gene de rapora şaşırırız;

- Ekonomik kriz dünyayı etkiler, ciddi ülkeler önlem alır, bizimkiler teğet bile geçmeyecek veya delip geçecek gibi açıklama yaparken, benzin, doğal gaz, elektrik ile toplu ulaşım fiyatlarına zam yapılınca derhal şaşırırız;

- PKK ve bebek katili terörle mücadelede kontrolü ele geçirip, iktidar, katillerle pazarlık eder, bu duruma katılmayız, ama yine de şaşırırız;

- Sınırı açıp teröristleri davet eder, içeri yargılamadan sokar, ardından her gün şehit veririz, yavrularımızı kaybederiz, içimiz yanar, kabul edemeyiz, ama hem susar hem de bu duruma  şaşırırız;

- Hükümet ve yetkililerin, Türkiye’yi Avrupa sularından, batıdan koparıp Arap çöllerine çevirdiğini bilir, Avrupalılar, Türkiye Avrupa’da değil dedikleri an şaşırır kalırız;

-Hrant Dink cinayetinin bir "örgüt" işi olduğunu yediden yetmişe hepimiz bildiği halde, mahkeme “örgüt yok” kararı alınca hepımız şaşırırız.

- Takımlarımızda Türk’ten çok yabancılar oynar ama dünya kupası elemelerinde veya UEFA maçlarında yenilip şike soruşturmaları açılınca hep şaşırırız,

- Basketbolcularımıza “dev adam” der, yenilirler, şaşırırız;

- Şike (hırsızlık) yapıldığını bilir, kabul eder, fakat ortaya çıkınca da nedense şaşırırız;

- Trafik kurallarına uymayız, sürat yapar, motosiklete çoluk çocuğumuzla kasksız bineriz, ölü sayısı terördeki kayıplarımızdan çok olunca hemen şaşırırız;

- Kadınların kapanıp oy verdiği iktidar için kadın ikinci plandadır, hatta bazı siyasiler birden fazla kadın ve dayak üzerine açıklamalar yapar, sonra kadına dönük şiddetteki artışa, nedense şaşırırız;
 
- Telefon dinleme konusunda her gün teypler, videolar yayınlanır, birilerinin ayağına bunlarla çelme takılır ama telefonlarımızın dinlenmesi gene de bizi şaşırtır;

- Uluslar arası alanda yaşanabilecek kent sıralamasında en büyük kentimiz İstanbul liste sonlarında nal toplarken biz uluslararası kategoriye bile giremeyen kentlerimizi en yaşanacak şehir ilan ederiz. Bu da yabancıları şaşırtır;

- Şarkıcılarımız başka ülkelerin, başka kültürlerin müziklerini araklar, Türkçeye çevirip birkaç notasını değiştirip şarkıları intihal (hırsızlık) eder, girdikleri şarkı yarışmalarında derece alamamaları ise bizi şaşırtır;

 - Televizyonlarda izlediğimiz yarışma programları yabancılara aittir. Dizilerimiz yabancı filmlerden ve komedi programlarından alıntıdır; sonlarını biliriz ama gelişmeler nedense bizi hep şaşırtır;

- Açtığımız yetenek yarışmalarında bile “yeteneksizsiniz” diye çaktırmadan yeteneksizliğimizi vurgular, puanlama adı altynda telefon şirketleri ile ortaklaşa soygunlarla programı hazırlayanların zenginliği de bizi şaşırtır;

- Özetle; bütün bu olumsuzluklara rağmen yine de, yüzde 77'miz kendisini mutlu hissediyorsa, gerçekten huzurlu koyunlar olmamamız için bir sebep yoktur; değil mi ki, bu halimizin farkındayız. Ama, bu duruma da dünya şaşırmaktadır....

Derleyen: Alaettin Morgül 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..