Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Biz azınlığız, ne zaman anlayacağız bunu?

Biz azınlığız, ne zaman anlayacağız bunu?

1950 den sonraki süreçte bir gerçek ortaya çıkmıştı ama biz bunu 2009 da dahi hala anlayamadık ne yazık ki.

Yıllar öncesinde var olan ancak siyasi ve askeri gücü elinde bulunduran azınlık durumundaki Kemalist grup hala azınlık durumundadır. Geçen süreçteki tek fark iktidar olamamasıdır. Çünkü askeri gücü elinden kaybetmiştir. Çünkü kültür devrimi tamamlanmadan çok partili siyasi hayata geçilmiştir.

Top yekün yapıldığı söylenen ulusal kurtuluş mücadelesine katılım oranını göstererek, biz bu günlere nasıl geldik gibi bir yaklaşımı insanlara kabul ettirmeye çalışmak kadar aptalca bir şey olamaz.

Evet, gerçekten ulusun büyük bir katılımı ile yapıldı bu mücadele ama amaçlar farklıydı. Zaten bundan dolayı değilmiydi ki cumhuriyet yönetimi ilan edileceği ortaya çıkınca bölünmelerin ortaya çıkması? Birlikte savaş alanlarında omuz omuza mücadele eden insanlar birden kopma noktasına gelmişlerdi. Fevzi Çakmak Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Halide Edip, Adnan Adıvar, Mehmet Akif ve niceleri bu ideali paylaşmadıkları için kopmamışlarmıydı Mustafa Kemal’den.

Amaçlar ayrıydı ama düşman ortak. Hilafetin devamını bekledi bir kısmı, bir kısmı Ankara’nın geçici başkent olduğunu ve İstanbul’a alınacağını bekledi. Kimi yeni kurulan S.S.C.B ye ilhakı bekledi. Başka bir çok nedenlerle ortak düşman için omuz omuza savaş verildi. Büyük bir çoğunluğun ortak noktası yurtseverlik oldu.

Ulusal Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştı Lozan imzalandı. Ciddi anlamda ekonomik devrimlerle birlikte siyasal ve kültürel devrimler arka arkaya gelme başaladı. İktidar Kemalist’lerin elindeydi ve silahlı kuvvetler de. Genç cumhuriyet yönetimine karşı yapılan ilk isyanlar bastırıldı ama özellikle bastırıldı kelimesinin altını çizmek istiyorum çünkü yok edilemedi. Silah zoru ile yok etmek de mümkün değildi zaten. Bunu yapabilmenin yolu kültürel devrimin tamamlanması ve bunu destekleyen ekonomik devrimlerdi. Bunlara başlandı ama maalesef tamamamlanamadı. Üstüne üstlük henüz hazır olmayan bir topluma siyasi bir alternatif sunuldu.

Bastırılan ancak yok edilemeyen karşı devrimciler ve onların besleyicileri emperyalist devletler için tam zamanı gelmişti. Fırsat bu kaçırılmamalıydı. Zaten öyle de oldu.

İkinci Dünya Savaşı nedeniyle İsmet Paşa’nın uyguladığı ekonomik politika uzun vadeli gelecek için gerekli ve olması gereken uygulamalardı. Ancak, bunun sonucunda karneye bağlanan ihtiyaçlar sonucunda kışkırtılmaya hazır hale gelen toplumun üzerine bir de dinsel istismar uygulanınca sonuç vahim oldu ve dönülmez noktaya gelindi.

1949-2009 arasında geçen onlarca yıl boyunca yakaladıkları bu açık noktayı çok iyi kullandılar. Kendileri gibi düşünen insanlara üremelerini tavsiye ettiler ve nüfusun genelinde de yaygınlaşmaya başladılar. Çünkü her kişi bir oy demektir. Çünkü demokrasi denen çoğulcu bir yönetim var.

Aç bırakarak muhtaç ettiler ve onlara verdikleri ile onları köle ettiler. Bilgilenmelerine izin vermediler ve onları kul yaptılar. Onlar da şikayet etmiyorlar zaten ve habire üremeye devam ediyorlar. Kul ve ümmet anlayışı nedeniyle zaten karşı çıkmak gibi bir niyetleri de yok.

Biz bu ülke nüfusu içinde Kemalist ilke ve devrimlere inan ve ona hala bağlı kalan yaklaşık %20 lik bir azınlığız.

Mustafa Kemal’in kurduğu ve ilkelerini belirlediği partinin aldığı oy bazen bu rakamın üzerine çıkıyor bazen de azalıyor. Azalırken partinin kurucusunun ilkelerinden uzaklaşması neden oluyor ama artış olduğu zaman da ortak düşman için artıyor. Bu artış sırasında parti tarafından empoze edilmeye çalışılan Kemalist ilke ve devrimlere inanan insanların birden bire mantar gibi çoğaldığıdır. Yok böyle bir şey.

Maalesef, bu ülkede %20 dışındaki insanların derdi bile değil bunlar. Onların değerleri çok daha farklı.

Bayanlar ve baylar artık kendimizi kandırmaktan vaz geçelim azınlık olan bizler dışında kimsenin derdi bile değil laiklik, cumhuriyet, tam bağımzıs Türkiye gibi şeyler.

İşte bu gerçeği kabul edebilirsek ancak başarıya ulaşabiliriz. Sabırla ve tükenmek bilmez bir enerji ile dantel işler gibi itinalı biçimde ne zaman kültürel devrimi tamamlarız işte ancak o zaman %20 üzerinde bir iktidar sahibi olabiliriz.

Biz bu ülkede Kemalist bir azınlığız. Kendini azınlık olarak kabul ettiren her gruba ayrıcalıklar tanınıyor artık bu ülkede. Ne dersiniz, acaba biz de B.M ye azınlık olarak başvurarak imtiyazlar mı istesek?

 
Toplam blog
: 71
: 606
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

1967 Yakacık doğumluyum. H.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 2 yıl öğrenimden sonra İ.Ü. Arkeoloji ve San..