Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '17

 
Kategori
İlişkiler
 

Biz boşanmamış mıydık !!??!?!

 
Evlenme” haberlerine “boşanma” haberlerinden daha çok şaşırdığımız kesin.
Boşanmak artık şaşırtıcı olmadığı için, evlenmeden önce “ya boşanırsak” öngörüsü ile imzalanan sözleşmeler, paylaşılan mallar, verilen kararlar hızla artıyor.
 
HAYALLER “ Ne var canım, bir imza sonuçta, biz medeni bir şekilde boşanırız”,
GERÇEKLER “Böyle bir insana dönüştüğüne inanamıyorum, elbette ödeyecek o nafakayı”
DİP NOT: “Mutlu boşanma” diye bir şeyi gören, duyan, yaşayan varsa lütfen bana yazsın, gerçekten dinlemek istiyorum.
 
 
Çocukların olmadığı evliliklerin bitişi, her iki tarafın hayatlarına tatlı birer ilişki girdiği anda eski bir hikaye olarak kalabilirken, çocuklu boşanmalarda irtibat bir şekilde devam ettiğinden çekişme de sürüüüüüp gidebiliyor.
 
Etrafımda gördüğüm %70 boşanmış eşin (kadın veya erkek) aynı durumdan muzdarip olduğunu fark ettiğim için konuya dikkat çekmek istiyorum ve asla değişmeyecek bir gerçeği artık idrak etmemiz gerektiğini özellikle vurguluyorum;
“Ortak Çocuğun Olduğu Birini Hayatından Tamamen Çıkartamazsın!” üzgünüm, ama bunu yapamazsın.
ANCAK! Bu durum ayrıldığın kişinin hayatına müdahil olman/onun senin hayatına müdahil olması anlamına gelmiyor. Burada altının çok kalın kalemler ile çizilmesi gereken sınırlar var.
 
Boşanma kararının alındığı andan itibaren ne yazık ki “taraf” olunduğundan tartışmalar, anlaşmazlıklar, sürtüşmeler de son bulamıyor. Boşanma sonrasında devam eden bu savaş her iki taraf için de oldukça yorucu ve yıpratıcı oluyor.
 
İşte bu yüzden, ayrılık sonrasında çok sık görüşmek ve iç içe hayatı devam ettirmek; birbirinin hayatı hakkında yorumda bulunmak, detay anlatmak gibi girişimler zaman içinde birbirinin hayatını eleştirme, onaylamama, müdahale etme, fikir yürütme gibi yollara gidebiliyor.
 
Eski eş, eskide kalması gereken, ortak çocuk varsa çocuk ile ilgili konuların konuşulması ile sınırlı irtibatta devam etmesi gereken bir kavramdır.
Size tacizde bulunan bir eski eşiniz varsa, ona buna devam etmemesi konusunda kesin çizgiler çizme hakkınız olduğunu unutmayın. Taciz yalnızca cinsel taciz demek değildir. Ruhsal taciz zaman zaman farkına bile varmadan maruz kaldığımız, hayatımızı yüksek oranda olumsuz etkileyen bir zulümdür.  
 
Aykırı bir hayat yaşayarak, ortak çocuk ile ilgili ortak karar ve davranışları olumsuz yönde etkilemediği sürece eski eşler birbirlerinin hayatına karışma, hayatları ile ilgili fikir yürütme, akıl verme, eleştirme hakkına sahip değildir, olmamadır.
 
Unutmayalım; anlaşabilsek zaten ayrılık yaşanmazdı. Elbette ayrıldıktan sonra da anlaşmazlıkların olması doğal.
Ancak anlaşmazlıklar, bir tarafın ezilmesi, ezilmeye devam etmesi, eleştiriye maruz kalması, hayatının eski eş tarafından baskılanması, kontrol edilmeye çalışılması, taciz edilmesi gibi durumlara dönüşemez, dönüşmemelidir.
 
Eski eşin esiri olmayalım şekerler, eski eşi de esaretimiz altına almaya çalışmayalım. Geçmişi geçmişte bırakamayanlar asla ileri gidemez. Aman.. ;)
 
Papatya Somer
 
 
Toplam blog
: 104
: 199
Kayıt tarihi
: 09.04.15
 
 

Papatya Somer ..