Biz böyle mi olacaktık?

Seni ben kalemle kitapla tanımıştım.

Dilindeki o tatlı hitapla tanımıştım.

Bir zamanlar selam verirdin şimdi ‘hello’ ya kurbansın.

Kendi filizini kesen büyülenmiş bir tırpansın.

Hatırlar mısın aynı şeylere güler aynı şeylere ağlardık önceleri.

Aynı sevdanın sancılarıyla uykuları yolcu ederdik geceleri.

El ele verir halaylar çeker, horon tutardık.

Yerlere diz vurur kötülüğün tozunu atardık.

Ne oldu sana her geçen gün ‘ben’ leşiyorsun.

Yiyip içip ‘gen’leşiyorsun.

Ben kimseye küskün değilim, al isterse yüreğimi yar.

Ancak senin gözlerini kapatan is ve sislerle kavgam var.

Horonumuzu, halayımızı elimizden alıp vermişler bize dansı.

Öyle kıvırarak oynuyorsun ki geride bırakmışsın Hansı.

Unutmuşsun selamı bak şimdi ‘hello’ diyorsun.

Dostuna bile kalkıp ‘lo lo lo’ diyorsun.

Ne oldu bize biz böyle mi olacaktık?

Sen ayrı ben bir ayrı yerde birbirimize uzaktan mı bakacaktık.

Üç kuruşa satılan dostluk bitpazarında müşteri bekliyor.

Ah o ümit bağladığımız gençlik nerelerde pinekliyor?

Küçük ne yapsa büyüğünden görürmüş.

Aslanlar bile annelerini taklit ederek yürürmüş.

Şu hale bak kimi dalkavuk kimi borazan.

İnsan yaşamaya kahrediyor bazen.

Karışık, yılışık, sırnaşık şimdi olmuş adı karizma.

Toplasan hepsini garip bir hipnotizma.

Tadına doyamadığımız çaylar kahveler eskidenmiş.

Şekerin bile tadı yok sanki nazar değmiş.

Sen kartalsın altın kafeslere aldırma.

Sana haydi göklere yüksel diyenlere saldırma.

Ben seni kalemle kitapla tanımıştım.

Dilindeki o tatlı hitapla tanımıştım.

Bir zamanlar selam verirdin şimdi ‘hello’ ya kurbansın.

Kendi filizini kesen büyülenmiş bir tırpansın.

Ne oldu sana her geçen gün ‘ben’ leşiyorsun.

Yiyip içip ‘gen’leşiyorsun.

Unutmuşsun selamı bak şimdi ‘hello’ diyorsun.

Dostuna bile kalkıp ‘lo lo lo’ diyorsun.

Boşuna değil anlayanadır elbet sözüm.

Sen onu anladın anlamazdan gelme iki gözüm.
Daha sana neler anlatacağım anlatılacak neler var.
Acele etme zaman varsa bile sabrı da var.