Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '07

 
Kategori
Futbol
 

Biz bunu niye yedik?

İnsana zorla Aziz Nesin'in "ağa-maraba" öyküsünü hatırlatıyorlar bugünlerde.
Hani ağa marabayla iddiaya girmiş, faytonu durdurup yol kenarındaki dışkıyı yiyeceksin diye.
"Yersen bu fayton senin olur..."
Maraba fırsatı bulmuş, kaçırır mı? Bir çırpıda yiyivermiş.
Fayton onun olmuş.
Ağa yaptığına bin pişman. Nereden bilsin marabasının bu teklifin üstüne atlayacağını?
Lakin maraba da düşünceli mi düşünceli... Bir maraba parçasının fayton ne işine yarar sanki?
100 metre geçmiş, yol kenarında bir başka dışkı... Bu kez marabası, ağaya teklif etmiş:
"İstersen ye... Faytonu sana vereyim..."
Bu öneriyi duyduktan sonra ağanın keyfi yerine gelmez mi... Hooop, mideye!
Tekrar fayton onun olmuş.
Yolda ilerlerken maraba, ağasına sormuş:
-Ağam, bu araba zaten senin değil miydi?
-Eveeet.
-Şimdi zaten senin.
-He yaaa.
-O halde biz bu mereti niye yedik?..
*
Yıllar önce oynanan Beşiktaş-Fener maçını hatırlıyorum.
Fenerbahçe'nin teknik adamlığını Mustafa Denizli yürütüyordu. Bir an dalgınlığına gelmiş olacak ki sahaya 6. yabancıyı sokup takımının 3-0 hükmen yenilmesine yol açmıştı (gerçi zaten maçı da 3-0 kaybetmişti Fener).
Denizli'yi o maçtan sonra tefe koydular. Çok alay ettiler.
O zamanlar futbolumuzda 5+1 kuralı vardı...
En fazla 5 yabancı aynı anda sahada olabilir. Diğeri ise kulübede. Fakat altısı aynı anda oynayamaz!
Ali Şen de bu yabancı sınırlaması üzerine kıyameti koparan F.Bahçe başkanlarından biriydi.
Gerçi onun zamanında 5+1 bile yoktu, 3+1 vardı.
*
Kim ne derse desin, "gündem değiştirmek" bir sanatsa, bu sanatın en iyi icra edeni kuşkusuz Aziz Yıldırım'dır.
Futbolun gündemine "sınırsız yabancı" tartışmasını ilk olarak o soktu.
O zamanlar Federasyon'un başında Levent Bıçakçı vardı.
Gel zaman git zaman, Haluk Ulusoy tekrar koltuğa oturunca tartışmalar alevlendi.
Ne dedi Fenerbahçe başkanı: "Fener'in önünü kesmek için yabancı artırımına karşı çıkıyorlar..."
Kişioğlu olaylara baktığı yerden hep kendini haklı görür.
Yıldırım hiç başkalarının meramını anlamaya uğraşmadı. Küçük bir çocuk gibi "isterim de isterim" diye tutturdu.
Oysa Avrupa'da başarının formülü "sınırsız yabancı"dan geçmiyordu.
Galatasaray UEFA Kupası'nı kaldırdığında bünyesinde kaç yabancı futbolcu vardı?
4... Hagi, Popescu, Taffarel, Capone... Hadi oyuna yedek giren Marcio'yu da sayarsak eder 5.
Fenerbahçe'nin huyu bu. İstedikleri anında yerine gelmediği zaman ortalığı birbirine katıyorlar.
Gerçi Haluk Ulusoy direnmeye yeltendi ama nereye kadar? Koltuğu korumak için F.Bahçe'ye taviz vermesi gerektiğini anladı ve sonunda pes etti.
Yeni Federasyon kararı: 6+1 yabancı...
*
Bu yeni uygulama sarı-lacivertli kesimi memnun eder mi etmez mi, bilmem.
Bildiğim tek şey, bu sezon F.Bahçe'nin Avrupa kupalarına erken veda etmesi durumunda yabancı tartışmalarını yeniden başlatacağı ve tekrardan "sınırsız yabancı" talebinde bulunacağıdır.
Hadi diyelim ki Federasyon ona da "kabul" dedi ve yabancı kotasını tümden kaldırdı.
Fenerbahçe'nin Avrupa'da başarılı olacağı ne malum?
Başarıyı kendine, başarısızlığı ötekilere mal eden zihniyet Fenerbahçe'de durdukça, dünya yıldızlarını da getirseniz Mehter Takımı gibi iki ileri bir geri gitmekten kendini kurtaramayacaktır.
Belki Federasyon "sınırsız yabancı"ya yine direnir.
Ama ne farkeder, savundukları tezlerden adım adım feragat etmiyorlar mı?
Kasım ayında Fenerbahçe elenirse, yine başladığımız yere döneceğiz.
Ve soracağız elbette:
Biz bu mereti niye yedik?..

 
Toplam blog
: 5
: 287
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

Adım Salih. Soyadım Bora. Sporla ilgili meseleler ile fevkalâde ilgiliyim. Fakat dünyayı takip ediyo..