Biz çok varsıl bir ülke miyiz allah aşkına ?

Bu blog için Türkiye Ekonomisi’nden başka bir kategori bulamadım. Sizce ekonomi nedir ? Ekonomi bir ailede, bir şirkette, bir ülkede  eldeki kaynakların en rasyonel biçimde kullanılması demek değil midir ? Siz tek maaşla bir ev geçindirmeye çalışıyorsunuz: Ama oturduğunuz evden başka bir eviniz var. Ama boş boş duruyor örneğin.

Blogun görselinde kullandığım görseli ben çektim. Alaşehir Tren İstasyonundan bir kare. Bir zamanlar vızır vızır işleyen büfe – her nedense- adeta çürümeye, yıkılmaya bırakılmış. Yine böyle  atıl vaziyette duran Salihli Tren İstasyonunda büyük bir kahvehane anımsıyorum. Bergama bir kooperatif binası vardı. Yanındaki arsa kaç yıl öncesi 1.7 Milyon liraya satılmıştı. Koskoca bina çürümeye bırakılmıştı. Çünkü öbür bitişiğinde bir kamu kuruluşunda çalışıyordum. O binada bakımsızlıktan büyüyen devasa otları anımsıyorum. Böyle kaç bina, kaç fabrika var allah aşkına ? Alaşehir’de o Tren İstasyonunda büfeye müdahale edecek bir insan, bir kurum yok mu ? Salihli’de o kahvehane değerlendirilemez miydi ? Bergama’da binlerce kişinin ortak olduğu o kooperatif binasını kim , kimler, hangi akılla çürümeye bıraktı ?

Gazeteci Mete Akyol’un Milliyet Yayınlarından çıkan ‘ Mevzuat Böyle Efendim…’’ alı kitabından okumuştum. Bir belediyede çalışan şöförün görevi bir atığı, 50 km ötede yere bırakıp gelmekmiş. Bir gün  aracını diyelim 20 km ötede bir vatandaş çevirmiş. ‘’ Bu atık benim tarlama yararlı. Sen bu atığı benim tarlama bırak. Benden bir paket sigara sana ‘’. Şöför vatandaş düşünmüş. 50 km gidiyorum, 50 km geliyorum. Bu araç 100 km mazot yakıyor. Oysa vatandaşın dediğini yapsam 20 km gidiş 20 km geliş 40 km mazot yakacak. Devlet kazanacak, vatandaş kazanacak. Benim de günlük sigara masrafım çıkacak.

Şöförü belediye başkanı makamına çağırır. ‘’ Seni haksız çıkar elde etmekten dolayı işten çıkarıyoruz ‘’. Devletin aracını 60 km mazot yakmaktan kurtarmanın bedeli haksız çıkar elde etmektir bu ülkede.

Kaç tarihi eserimiz ilgisizlikten dolayı yıkıldı, yurtdışına kaçırıldı. Bereketli topraklar altında hala çıkarılmayı bekleyen madenler var. Bereketli devlet arazileri işgal edilmiş. Ya da bomboş ekilmeden öylece bekliyor. İktidarlar sürekli değişir ama vergi toplama konusunda hiçbir iktidar bir şey yapmaz. Bazen bir simitçi bir mühendisten çok daha kazanır ama hiç vergi vermez. Yalan mı ?

Biz çok varsıl ülkeyiz çok. Varsıl olmasak kaynaklarımızı böylece heba eder miydik ?