Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

Biz de bu olaya Fransız kaldık

Biz de bu olaya Fransız kaldık
 

Son haftalarda gündemi oldukça çalkalayan bir sorun halini aldı Fransa’nın Ermeni tasarısı. Fransa meclisinde yapılan oylamada 'soykırım'ın inkârının suç sayılması için ceza verilmesi yönündeki yasa teklifi kabul edildi. An itibariyle de olsa aslında bakıldığında 2001 yılında fiilen kabul edilmişti bu tasarı.

Fakat anlayamadığım birçok şey var bu tasarıda. “Amerika'nın Ermeni Soykırımıyla ilgisi nedir? Hadi artık Amerika attığımız her adımda. Şili'nin işi nedir? Şili'nin bizle ne alıp veremediği vardır? Şili ile ne gibi bir hukukumuz vardır? “ gibi soruları akıllara getiren bir sorundur. Peru'sundan Litvanya'sına kadar onaylanması istenen tasarıdır. Tarihçilerin işe yaramadığını düşünenler, bu da bizim kozumuz olsun diye düşünen fırsatçılar tarafından bir şekilde ortaya atılmış bir hadisedir. Soykırım varsa bile o soykırımda ölüp de şimdi bir siyasi koz olarak kullanılanların kemiklerini sızlatacak olaydır.

Zaten yıllar önce Mustafa Kemal Atatürk, bu Ermeni sorununun kapitalist devletler tarafından kendi yararlarına göre çözümlenmek istediğini şu sözleri ile belirtti;

"Ermeni sorunu denilen ve Ermeni milletinin gerçek olmayan isteklerinden çok, dünya kapitalistlerinin ekonomik yararlarına göre çözülmek istenilen sorun, Kars antlaşması ile, en doğru şekilde çözüme ulaştırılmış oldu. Yüzyıllardan beri dostluk içinde yaşayan iki çalışkan halkın iyi ilişkileri memnuniyetle yeniden kuruldu."

Şimdi bize ne söylemek düşer? Halimize, düştüğümüz konuma, kendimize acımaktan başka. 1915’te başladığını varsaydığımız Ermeni olayları Mustafa Kemal’in söylemiyle 1921’de iyi ilişkilerle toparlanmıştır. Sene olmuş 2012 hala bu tür ortaçağ zihniyetine verilecek pay var.

Fransa'nın nasıl özgürlük ülkesi olduğu tartışmalıdır, düşünün ki hükümet “kanser hastalıktır ama öldürmez” diye yasa çıkarıyor ve bunu doktorların tartışmasını yasaklıyorsunuz. Sarkozy gibi ortaçağ kafasındaki ve yasakçıların meclisinde kol gezdiği bir ülkede nasıl oldu da Montesquieu ve Voltaire gibi düşünürler yaşayabildi? Şaşılacak şey doğrusu.

Üstelik diğer milletlerin üzerinde “havlar ama ısırmaz” bir izlenim bırakmışız. Sanıyorum ki ani çıkışmalarımızın yerini icraata bırakmayacağı kanaatinde olduklarından tasarının onaylanması hiç de zor bir karar olmamıştır.

Fransa için büyük, dünya için küçük bir adım daha, en basit esprilere bile yabancı kalan insanlardan ne beklersin?

 
Toplam blog
: 46
: 994
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

1994 Kocaeli doğumluyum. Kendimi bildi bileli yazı yazarım, elimde mutlaka bir not defterim, cebi..