Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '20

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Biz de Sorumluyuz

İzmir’de, depremden en çok etkilenen bölgenin yaklaşık 6 km. uzağında yaşıyorum. Bu bölgeye birkaç gün önce gittim. Basından da izlediğiniz gibi artık kurtarma çalışmaları son buldu. Depremden en çok etkilenen bu bölge,  İzmir’in en geniş yeşil alanlarına ve geniş yollara sahip bir yerleşim yeri. Geniş park alanları evlerini terk edenlerin geçici ikametleri için olağanüstü bir kolaylık sağlamış. Şehirler için yeşil alanların, afet toplanma alanlarının ne kadar gerekli olduğu,  umarım bu görüntülerden sonra yetkililere ders olmuştur. Bu alanlar çadırlarla dolu. Bölgede yiyecek ve giyecek sıkıntısı yok. Tüm yardım kuruluşları görev başında. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyelere, tüm yardım kuruluşlarına bir vatandaş olarak teşekkür ederim. Yardım için koşuşturan gönüllüler ellerinden geleni yapıyor. Elbirliğiyle çok güzel bir dayanışma örneği gösteriliyor. Çamaşır yıkama konteynerlerine kadar ihtiyaçlar giderilmiş. Çadırların dışında sobalar kurulmuş. Yakacak sıkıntısı yok. Her köşe başı yakacak yığınlarıyla dolu.

Bundan sonraki en önemli sorun;  yıkılmayan ama hasar nedeniyle evlerine giremeyenlerin durumu.. İzleyebildiğim kadarıyla basınımızda doğal olarak yıkılan binalar yer aldı. Ancak deprem geniş bir bölgeyi etkiledi. Hasar durumuna göre girilmesine izin verilmeyen pek çok bina var. Yüzlerce vatandaşımız mağdur durumda.

Depremden sonra ‘’neden bizde diğer ülkelerin aksine can ve mal kaybı çok fazla oluyor ?’’  sorusu yine gündeme geldi ve tartışma konusu oldu. Elbette ki, ilk sorumlular bu binaları yapanlar. Ardından bu binaların yapımını kontrol edenler. Bu sorumluluk zincirini epeyce uzatabiliriz.

Benim sorum şu; ‘’bizlerin sorumlulukları yok mu ? ‘’ .

Basında en çok yer alan konu, alt katlarda kolonların kesilmesi. Binanın taşıyıcı kolonlarını kesmek, kesinlikle bir cinayet girişimi. Ben inşaat mühendisi değilim. Bu nedenle yazacaklarımda yanlışlıklar olabilir. Gözlemlerimden yola çıkarak kendime ve hepimize soruyorum ;

Apartman altlarına açılan mağazaların, kafelerin vb. ticarethanelerin vitrin yapma amacıyla duvarları yıkması, kolon kesmek kadar olmasa bile yanlış değil mi ? Yıkılan duvarların taşıyıcı özelliği yok mudur ? 

Şu balkon kapatma modasına uymayan kaç kişi vardır ? Kapanan balkonlara ağır eşya koyarak binanın taşıma yükünü arttırmıyor muyuz ?

7’ nin üzerindeki depremlerde bile Japonya bizim kadar etkilenmiyor. Binaları sağlam, deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bizden eğitimliler. Peki, ya evleri ve eşyaları. Japonya’ ya gitmesek bile filmlerde görüyoruz. Bizim kadar gereksiz eşyası olan bir ev gördünüz mü ? Kullanılmayan yemek takımlarının, okunmayan kitapların, atmaya kıyamayıp balkona koyduğumuz buzdolaplarının, mobilyaların  binalara verdiği yükü düşünüyor muyuz ?

Çok merak ediyorum. Balkonu mutfağa ya da salona katmak için, salonu ya da odayı genişletmek için ara duvarları yıkmayan, evlerin mimarisini değiştirmeyen kaç apartman dairesi vardır ? Hiçbir sorumluluk duymadan yapılan bu değişiklikler binaya zarar vermiyor mu  ?

Hayat boyu biriktirdiğimiz paralarla ev alırken, fayanslara mı bakıyoruz ?  Ya da bodrum katına inip kolonlara mı bakıyoruz ? Daha da ileri gidip kolonların beton ölçümü yapıldı mı diye soruyor muyuz ?

Girişi mermerlerle kaplı muhteşem binaya, bu mermerlerin ne kadar yük verdiğini düşünüyor muyuz ?

Ben, siz ve çoğumuz bunları yapmıyoruz. Artık düşünelim, sorumluluk duyalım ve yapalım.

 

 
Toplam blog
: 43
: 801
Kayıt tarihi
: 23.01.11
 
 

1981 yılında Eğe Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden mezun olmuştur.1984-1992 yıllarında Türkiye Z..