Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biz görevimizi yapalım da…

Biz görevimizi yapalım da…
 

İnsanlar sabahleyin kalktıklarında, ilk işleri kapısına gelen ya da gidip bayiden aldığı gazetelere bir göz atmak oluyor.

Önce sayfaları evirip, çevirerek başlıklarına bir bakıyor, bilahare okumak üzere bir kenara koyuyor.

Bir de sabahları bilgisayarın başına geçenler, yine ilk olarak haber sitelerine giriyor, genel olarak haberlerin başlıklarına bakıyor.

Sonra, müsait olduğu zaman içerisinde haber içeriklerini, bu konudaki köşe yazarlarının yazılarını ve ilgisini çeken köşe yazılarını en ince ayrıntısına kadar okuyarak, ilgisini çeken konular hakkında bilgi sahibi oluyor.

Okuduğu gazetelerde ya da haber sitelerinde, köşe yazılarını okurken; kimi zaman morali bozuluyor, canı sıkılıyor, canı hiçbir şey yapmak istemiyor, kimi zaman içini bir ferahlık kaplıyor, yüreği hafifliyor, o günü mutlu ve huzurlu geçirebiliyor.

Kimi zaman da ilgisini çektiği yazılar olduğu halde, okumaya üşeniyor, tembellik ve hantallık yaparak, öylece kalabiliyor. O günü tabiri caizse, sokak diliyle ruh gibi geçiriyor.

Hele bazı yazarların müdavimleri var ki sabırsızlıkla o günkü yazılarında neyi yazdıklarını merak ediyor ve okuyorlar.

Okuduğu yazılar oranında ya da içeriğindekilerin hayatında kendisinin de başına geldiğini, gelebileceğini ya da neden geldiğini, düşünerek, canı sıkılır ve arkadaşlarına, eşine dostuna, sevdiklerine ve daha birçok kişiye darılır, sitem eder, hayat küser, yalnızlaşır.

Etkisinde kaldığı birçok durumda, yıllarca söylediklerini ve yaptıklarını düzeltme yoluna gidiyor, büyük bir özveri harcıyorsunuz.

Bazen başarılı olurken, bazen da hayal kırıklığı yaşıyorsunuz ve başaramıyorsunuz.

Kimi zaman yaptığı veya yapmayı düşündüğü bir takım hareketleri ve söylemlerinden dolayı hep pişmanlık duyar, huzursuzluk yaşar ve geri getirmek istediği halde yapamadıklarından dolayı üzülürsünüz.

Ancak, bilmedikleri bir şey var.

Malum sadece olmuşla, ölmüşe çare bulunmaz, onun haricinde her şeyi telâfi etme imkânı bulunmaktadır.

İnsanın her hali ve her zamanı bir olmuyor, olamıyor.

İnsanın kimi zaman “eşref saati, kimi zaman da eşek saati “ olabiliyor.

Her zaman kendini iyi şeyler yapmaya şartlandıran insanın mutlu olmaması için başka sebep olamaz.

Yalnız başımıza kaldığımız da ve birçok şeyin muhasebesini yaptığımız, kendimizi, nefsimizi sorguladığımız anlar da, yaptığımız her şeyden dolayı bir pişmanlık duygusu yaşarsınız.

Yani yaşadığımız sosyal hayatta, her halimiz birbirini tutmuyor.

Kimi zaman duygularımız, düşüncelerimiz, yaptıklarımız ve uygulamalarımız da birbirine uymamaktadır. Bunu düzeltebilmek adına çok uğraşıyoruz, çalışıyoruz.

İnsanın doğruyu, güzeli bulmak amacıyla, dürüst olduğu sürece, aşamayacağı hiçbir engele, yerine getiremediği hiçbir söz ve eyleme asla yer yoktur, rastlayamazsınız.

Yeter ki biraz daha gayret ve çaba harcayalım.

Ne yaparsanız yapın, ama korkmadan, doğruluğu, dürüstlüğü ve adaleti elden bırakmadan yapınız.

Bakın o zaman nasıl da her şey kendiliğinden düzene, yoluna giriyor.

Biz üzerimize düşeni, görevimizi yapalım da, gayrısı takdirdir, Allah Kerim’dir.

Not: Resim netten alıntıdır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

  

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..