Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Biz kendimizi arıyor, saçmalıyorduk daha çok!

Biz kendimizi arıyor, saçmalıyorduk daha çok!
 

1967 model kırmızı Mustang’ı nereden bileceğim, muhtemelen bir gençlik filmi izleyip etkisinde kalmış, hülyalı bir zamanda da not almışım...

<ı>Çalışmaya başlayayım ilk iş 1967 model kırmızı bir Mustang alacağım

Hayyt koçum benim...

Öyle bir hayalim varmış.

Unutmuşum!

&&&

Küçük küçük notlar almışım defterlerin ve güzelim kitapların en olmadık yerlerine, çoğuna güldüm...

O tür gülmeleri bilirsiniz, kahkahanın göbeğinde, çoktandır görmediğiniz birileri, anıların parke taşlı, karanlık sokaklarından ayaklarını sürüyerek çıkıverir, nasıl hatırlıyorsanız öyledir, siz büyümüşken kahretsin o hiç değişmemiştir!

Saklanmak istersiniz, beceremezsiniz...

Gülümsemeniz donar, gözleriniz olmadık bir yerde sabitlenir...

&&&

Şarkı isimleri ve o anki ruh halimi anlatan kısa cümleler çoğunlukta;

Timmy-T, One More Try çalıyor, yağmur yağıyor ve canım sıkılıyor!

Stevie B, Because I Love You... Uyumam lazım ama hiç uykum yok!

<ı>Laf aramızda iki şarkıyı da bulup dinledim az önce, yapış yapışlar yahu. Iyy!

Alphaville, Forever Young… Kafam güzel, az önce eve geldim... Babam anladı galiba!

Eric Clapton - Wonderful Tonight… Salak mısın oğlum, ne yapıyorsun?

( <ı>Ne yapıyorsam artık, çok merak ettim ama o kadar yazmışım)

Phil Collins, Another Day in Paradise... Dünya yansa yorganım yok içinde...

<ı>( Başka bir şey karalamışım aslına bakarsanız da, yazılacak türden değil... <ı>Bu manaya gelebilecek sokak jargonu ile yazılmış daha manalı bir şey... Şarkı on numara ama bitirdi beni gecenin kör yarısı)

Farkındasınız değil mi hiç Türkçe şarkı yok...

Özenti işte!

Oysa İbrahim Tatlıses şarkıları ile parkta çok kafa çektim... Çok dağıldım.

O zaman ki grupla bağıra bağra söylerdik;

Ben insan değil miyim, ben kulun değil miyim?

İsyana bak!

Cengiz Kurtoğlu’nun “Unutulan” kasetinden hepimizde ikişer tane, cümle arkadaşların da birer liselisi, duvarda olmasa bile cüzdanlarında resimleri vardı!

Ümit Besen masa arkadaşımızdı fakat haberi yoktu.

Arif Susamla yatar, Fedonla kalkar...

Atilla Kaya ile sevdiğimizin ismini yollara yazardık. Gerçekten yazardık! Yazmıştık!

( Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın)

Bak şimdi Burhan Çaçan’ı unutuyordum...

Fırtınalar estiriyordu o zamanlar, şarkıları düğünlerde çalıyor, yeni evlenen çiftler açılışı onun şarkılarında yapıyordu...

Yağ yağmur.

Vurun dalgalar.

Ayaz geceler.

Tarkan daha kıl olmamış, Serdar Ortaç karabiberini bulmamış, Kenan Doğulu Aşk Oyunu oynamıyor, Mustafa Sandal’a kızlar kazak örmüyor, Hakan Peker illaki Aşk aramıyordu o günler de...

Biz kendimizi arıyor, saçmalıyorduk daha çok!

&&&

Hayallerimi ve unuttuğum her şey için kızdım kendime bu gece...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..