Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Biz nerede yanlış yaptık?

Biz nerede yanlış yaptık?
 

“Kalbin öyle duyuşları var ki akıl onlara asla sahip değil...” - B.PASCAL

Günümüzde, batı toplumlarında çok kaliteli eğitimler verilmesine, lüks ve konforun da en üst düzeylerde bulunmasına rağmen yetişen yeni nesil, bencil, doyumsuz, saldırgan, duyarsız, saygısız tutumlar sergileyebilmektedir. Bu tür insanlar birbirlerinin hatalarını hoş görmekten çok, kendisine hata yapıldığını düşündüğü anda karşısındakini yok etmek istemektedir. Güzel okullar bitirmekte ama istediği başarıyı yakalayamamakta ve hayal ettiği yaşam şeklini elde edememektedir. Özenli ve pahalı eğitimlere rağmen, istenilen “Adam gibi adam” yetiştirmekte sektelere uğranılmaktadır. Bir kısım bilim adamları, psikologlar, eğitimciler: ”Biz nerede yanlış yapıyoruz?” , diye sormaktalar. Sebebini de özetle şöyle açıklamaktalar: “Biz sadece maddi eğitim veriyoruz. Beynin daha çok sözel-matematiksel-mantıksal özelliklerini taşıyan sol yarımküresine hitap ediyoruz. Sıradan bilince önem verdiğimiz halde sezgisel bilinci hesaba katmıyoruz. Hayal kurma, sezme, düşünme, ilişki kurma, bütünü algılama, ilham gibi yetenekleri barındıran sağ beyin yarımküreyi aktive edemiyoruz. Çok mantıklı adamlar yetiştiriyoruz ama dahiler yetiştiremiyoruz. Bedenleri ve mantığı eğitiyoruz ama gönülleri eğitemiyoruz.” . Nitekim Prof. Robert Ornstein, bu konuda şunları ifade etmekte:

“ Batı eğitim sistemleri esas olarak sözel ve zihinsel biçim üzerinde yoğunlaşırlar. Öteki biçimin eğitimine ilişkin büyük ölçekli bir eğitim sistemimiz yoktur ve çağdaş Batılı eğitimin tamamlayıcısı olarak Bâtıni (Doğu) psikolojilerin uzmanlık alanı tam da bu eğitimdir. Batı eğitimi, ağırlıklı olarak sözel-analitik bilime dayandığı için geleneksel Bâtıni psikolojilerin(doğu geleneklerinin) yöntemleri ilk başta bir parça garip görünebilirler. Ancak bu psikolojilerin işlevi normal bilgi biçiminin tamamlayıcısı olan diğer bilgi biçiminin kapılarını açmaktır. Bunlar, esas olarak Batı geleneğinin gündeme getirmediği ya da ihmal ettiği, tek başına doğrusal ve bilimsel terimlerle cevaplanamayacak sorularla ilgilenirler. Bu sorular arasında , ” Hayatın anlamı nedir? , “ İnsan nedir?” , “Bilincin doğası nedir?” , gibi derin “ gece” düşünceleri vardır. Oysa deneysel olarak sınanamayacakları için mantıkçı pozitiviste göre bu soruların kesin cevabı yoktur.” [1]

Prof.Dr. Kazuo Murakami ise konuya şöyle bir açıklama getirmektedir:

“Günümüzde gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri, genlerimizin çeşitliliğine dayanan doğasına aykırı hareket etmektedir. Bu sistemler standart hale getirilmiş testlere ve üniversite giriş sınavlarına odaklıdır. Öğrenciler, belli bir bilgiyi ezberleyip tekrar edebilme yeteneklerini ölçen sabit standartlara göre değerlendirilmektedirler. Ancak, her birey benzersiz ve çeşitlilik gösteren genlerle donanmıştır. Bu genlerin harekete geçirilmeleri için uygulanacak zamanlama ve yöntemler de farklıdır. Bu yüzden, standart hale getirilmiş bir sistemin her öğrencinin yeteneklerini geliştirmesi mümkün değildir.

Yukarıda sözü edilen eğitim sistemlerince üstün başarılı sayılan öğrencilerin, iş bilinmeyeni keşfetmeye gelince kafaları karışmaktadır. Ezberleyebilmek önemli bir beceridir ama her zaman keşif yapma yeteneğine ve yaratıcılığa işaret etmez.” [2]

[2] Dr.Kazuo Murakami- Genetik Zekâ -Yaşamın İlahi Sırları

[1] Ornstein, Robert E. -Yeni Bir Psikoloji

 
Toplam blog
: 63
: 1536
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

1968 yılında Üsküdar'da doğdum.İlk-Orta öğrenimimi Almanya'nın Hof/Saale kentinde tamamladım.Lise ve..